Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İtikaddaki bidat:
Bid'at, mübtedi, heva ve ehlü'l-heva kelimeleri kullanıldığında ilk akla gelen itikattaki bid'attır. İtikatta olan bid'atların bazısı küfürdür. Bazısı da küfür olmasa bile bütün büyük günahlardan, hatta adam öldürmek ve zinadan bile daha büyüktür. Bu bid'atın üstünde küfürden başka bir şey yoktur. Amelde yapılan içtihadın aksine, itikattaki içtihatta yapılan hata özür kabul edilemez. Bu bid'atın zıttı, ehl-i sünnet ve'l-cemaat'in itikadıdır.
Sayfa 38
İKİNCİ MERAKLI SUAL Bu iki ay zarfında heyecanlı bir vaziyet-i siyasiye karşısında bana hem alâkadar olduğum çok kardeşlerime kavî bir ihtimal ile ferah verecek bir teşebbüs etmek lâzımken, o vaziyete hiç ehemmiyet vermeyerek bilakis beni tazyik eden ehl-i dünyanın lehinde olarak bir fikirde bulundum. Bazı zatlar hayret içinde hayrette kaldılar. Dediler ki: "Sana işkence eden bu mübtedi' ve kısmen münafık baştaki insanların takip ettikleri siyaseti nasıl görüyorsun ki ilişmiyorsun?" Verdiğim cevabın muhtasarı şudur ki: Bu zamanda ehl-i İslâm'ın en mühim tehlikesi, fen ve felsefeden gelen bir dalaletle kalplerin bozulması ve imanın zedelenmesidir. Bunun çare-i yegânesi: Nurdur, nur göstermektir ki kalpler ıslah olsun, imanlar kurtulsun. Eğer siyaset topuzuyla hareket edilse, galebe çalınsa o kâfirler münafık derecesine iner. Münafık, kâfirden daha fenadır. Demek, topuz böyle bir zamanda kalbi ıslah etmez. O vakit küfür kalbe girer, saklanır; nifaka inkılab eder. Hem nur hem topuz; ikisini, bu zamanda benim gibi bir aciz yapamaz. Onun için bütün kuvvetimle nura sarılmaya mecbur olduğumdan, siyaset topuzu ne şekilde olursa olsun bakmamak lazım geliyor. Amma maddî cihadın muktezası ise o vazife şimdilik bizde değildir. Evet, ehline göre kâfirin veya mürtedin tecavüzatına set çekmek için topuz lâzımdır. Fakat iki elimiz var. Eğer yüz elimiz de olsa ancak nura kâfi gelir. Topuzu tutacak elimiz yok!
Reklam
Rabbim rahmet etsin sana üstadım
1876 yılının baharında Nurs ki Bitlis diyarında Vakt-i seher civarında Cihana buyur dediler Bir çocuk ki çocuklara benzemez Hiç ağlamaz, pek ihtimam istemez O’nu gören hayretini gizlemez
Bu hususta ben de derim ki: Günahı düşünmek, hatırla mak ve günahtan dolayı ızdırab çekmek, mübtedi bir kimse hakkında kemåldir. Zira mübtedi bir kimse günahı unuttuğu zaman, fazlasıyla yüreği yanmaz. İradesi ve hak yolda git mesi kuvvet bulamaz. Bir de günahı unutmak, insanı o gü nahın benzerine dönmekten meneden korku ve üzüntüyle kalbinden çıkartmış oluyor.
Emanet ve Ehliyet ilmihalinden ORUÇ'UN ŞARTLARI NELERDİR?
👉795 Bir insana oruç'un farz olması için üç şart vardır: Birincisi: İslâm (yani o insan müslüman olmalıdır. Çünkü tevhid akidesi olmadan hiçbir ibadet sahih olmaz.) 👉İkincisi: Akıl, 👉Üçüncüsü: Bülûğa ermiş olmak.(10) 👉İbn-i Abidin: "Şüphesiz niyet ederek gündüzün orucu bozan şeylerden kendini tutmaktan ibaret olan oruç; İslâm diyarında
Emanet ve Ehliyet ilmihalinden İŞ AHKÂMI VE İŞÇİ HAKLARI
👉1557 İcarede üzerine akid yapılan şey (ma'kudünaleyh) menfaatdir.(311) Yani işçi; emeğini, belli bir ücret karşılığı satmaktadır. Dolayısıyla işveren ve işçinin; üzerinde anlaştığı işin, meşru olması ilk şarttır. İslâm dininin haram kıldığı herhangi bir hususta icare sahih olmaz.(312) Ayrıca müslümanlara has olduğu sabit olan her türlü
Reklam
Emanet ve Ehliyet ilmihalinden
👉HADD-İ KAZF (Zina iftirası, haysiyet ve şereflerin korunması) 👉1270 Kazf'ın lûgat manası atmaktır.(71) İslâmi ıstılahta; "Muhsan bir erkeğe ve muhsan bir kadına; serahaten veya delâleten zina isnadında bulunmaya "Kazf" denir"(72) tarifi esas alınmıştır. Zira "Hadd-i Kazf"; ancak muhsan olan kimseye yapılan zina
Hacı Bayram Veli
"Kalplerinde Hakkı hazır bilsinler. Zira insanın kalbi, Hakk'ın birbirine mütekabil isimlerinin tasarrufunda olduğu için daima değişim halindedir. Kalp bütün varlıkların aksetmesine kabiliyetlidir. Hangi suret kalbin içinde aksederse o insan, onun sıfatı ile vasıflanır. Eğer o esnada vefat ederse, "Nasıl ölürseniz öyle haşr olursunuz" gereğince ona göre haşr olunur. Onun için mübtedi olan ehl-i süluk, kalplerinde hiçbir an Hak'tan gafil olmazlar. "
Kamil faziletler ilim ile ameli bir araya getirmekten geçer. Bu gerçekleştiğinde ilim ile amel sahibine en yüksek makama yükseltir. Zaten asıl amaç da budur. İnsanların niyetlerinin ve azimlerinin artmasına bağlı olarak faziletleri de artar. Senin gayretin de kemale ermeye doğru yükselmelidir. Çünkü insanlardan bir kısmı zahitlikle yetindiler, bir kısmı da ilimle meşgul oldular. Çok az insan kamil ilim ile kamil ameli bir araya getirip kendinde toplamıştır. Esasında her murad edilen istenecek şey değildir. Keza her talep eden de istediğini bulamaz. Her güzel işe başlayan mübtedi de başladığı işi bitiremez. Keza insan her arzuladığına nail olamaz.
Sayfa 209
Aşk kuru gözleri yaşartmaz,yeşertir. Seyyid Mübtedi
361 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.