Henüz on aşında küçük bir çocuğun kendi iç dünyasında yaşadığı depremler bu kitap yazılana kadar içinde bir sır olarak kalmış. Bir baba kendi evladının gelişiminde kilit roldür. Tabi ki annenin rolü yadsınamaz ama baba bir çocuk için hayata açılan bir kapıdır. Bu çocuk bütün mücadelesini yalnız veriyor. Sadece aldatılmıyor çoğu zaman kandırılıyor ve hakir görülüyor. Bildiğim bir şey var ben artık ne zaman ayağıma büyük gelen bir ayakkabı kullansam Emreyi hatırlayacağım. Ben ne zaman aç kalsam Emreyi hatırlayacağım. Ve ben ne zaman bir pastanın mumlarına üflesem Emreyi hatırlayacağım ve bir muma da onun için üfleyeceğim. "Her şeyi yapıyor olmama rağmen babamın beni sevmeyişini anlayamıyordum. Oysa konuşmak isteseydi anlatmak istediği ne olursa olsun onu en çok ben dinlerdim" Ben bu alıntısından etkilenerek almıştım. ve iyi ki almışım çünkü birinin benimle konuşmasını çok istedim ve konuşsaydı onu en çok ben dinleyecektim. ama konuşmadı ve bende onu dinlemedim. İyi ki bu kitapla tanışmışım . Çünkü konuşmadığı için üzgün ve dinleyemediğim için hep bir ukte kalmıştı içimde şimdi ne üzgünüm ve ne bir ukte var içimde.
1. BÖLÜM
SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI
Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde
(...)10
Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan
zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine
ve ledünniyat ve
Masal Terapi kitabı İle tanışmış masallara çok önem veren bu pozitif ruhlu şahsiyeti takip etmeye başlamıştım. Bu kitabı da hep dikkatimi çekmiş ama fiyatından dolayı alamamıştım (ki hala alamadım çok pahalı maalesef kitaplar) neyseki kitabı okuma şansım oldu. Masal Terapi ile ilgilenmeye başladığım bu dönemlerde
Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları.
Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu.
Bir araya geldiklerinde şimşekler
"Baba olmayı beceremeyen adamlar ile politikacılar arasında hiçbir fark yoktur. Sözlerini tutmadıklarından pazarladıkları her zaman bir öncekinden çok daha büyük başka bir yalandır."
"Dikkat et Mehmet Efendi köpekler bile iyi bir eğitim ile yüz elli ile iki yüz civarında kelime öğrenebilirler. Ama bazı insanlar hayatı boyunca merhametin ne olduğunu öğrenemiyorlar"
"Tüm babaların böyle olmadığını biliyorum. Biliyorum çünkü çocuğu üşümesin diye kalbini kömür sobasında yakacak adamlar tanıdım. Kızı istedi diye gökten yıldız toplayan babalar da. "
"Sessiz sedasız ağız dolusu küfürler edip, babamdan kilometrelerce uzağa gitme çabam, nasıl oluyor da her seferinde bana köpek gibi davranan babamda bitiyordu?"
Bütün ömürlerinde savaş belası içinde yaşamış olan kadınların hâlleri içimi paralıyordu. Âdeta bir mucize olarak yaşayabilmişlerdi. Bir tanesini iyi hatırlıyorum. Bir taraftan örgü örüyor, bir taraftan harpte şehit olan kocasından bahsediyor, aynı zamanda erkek sayısı azaldığı için, koca bulmanın zorluğundan söz ediyordu. Fakat, kimsenin kocasını da elinden almak istemiyordu.
Dedim ki:
— Bu genç milliyetçilerden bir tanesini kaçır, al.
Kahkahalarla güldü:
— Ben de düşündüm ama, hiçbirini beğenmedim, diye cevap verdi.