Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Paralarımızın üstünde kimler var?
Fatma Aliye Topuz 2009 yılında 50 Türk lirası'nın arkasında kendisine yer verilmiştir. Kendisinden önce Zafer Hanım Aşk-ı Vatan isimli ilk romanını yayımlamış olsa da yazarın tek romanı olduğu için Zafer Hanım değil beş roman yayımlayan Fatma Aliye Hanım ilk kadın romancımız olarak tarihe geçmiştir. Fatma Aliye Hanım 9 Ekim 1862'de
Peyami'nin Yalnızız, Fatma Âliye'nin Muhadarat, Halit Ziya'nın Sefile isimli romanları.. ilkinin tekniği ve üslûbu, diğer ikisinin konusu çok ön plânda..
Reklam
okul için okunacak kitaplar; İntibah Hayali celal Talat ve Fitnat Felatun bey ve rakım efendi Sergüzeşt Araba sevdası Muhadarat Karabibik
Levayih-i Hayat -Hayattan Sahneler- adlı mektup romanı, Fatma Aliye'nin yazarı olduğu Hanımlara Mahsus Gazete'de tefrika edilip kitaplaşan Osmanlı kadınlarının gözünden aşk ve evlilik sorunsalına ışık tutar.Fatma Aliye, farklı kadınlıkları ve erkeklikleri ele alarak evlilik kurumunu, aile içi şiddeti sorgular; kadınların insanca
Kadın ve Romancılık
Uzun yıllar bize en eski romanın 1605'de Quixote de la Mancha adıyla çıkan Cervantes'e ait Don Kişot romanı olduğu söylendi. Ama artık 1010 yılında Japonya'da saray nedimesi Murasaki Shikibu tarafından yazılan Genjinin Hikâyesi olduğunu biliyoruz. Murasaki Shikibu eserini Genji odası denilen bir odada kaleme almış. Türk edebiyatının ilk kadın roman yazarı Zafer Hanım. Aşkı Vatan adlı eseri 1877 yılında yayımlanmış. Zafer Hanım tek esere sahip olduğu için ilk kadın romancı ünvanı Fatma Aliye Hanım'a verilmiş. Fatma Aliye Hanım'ın beş romanı olduğu biliniyor. 1892'de yayımlanan ilk romanı Muhadarat kadının toplumdaki yerini anlatıyor.
Cimri
İmam Ali (ra) buyuruyor: "Cimri kişi dünyada fakirler gibi yaşar, ahirette zenginler gibi hesap verir." [Nesru’d-durr fi'l-muhâdarât, 1, 222]
Reklam
Cimri; Dünyada fakirler gibi yaşar, ahirette zenginler gibi hesap verir. Ebu Sa'd el-Âbî, Nesru’d-Durr Fi’l-Muhâdarât
رَكِبَ يزِيدُ بْنُ نَهْشَل النَّهْشَلِيُّ بَعِيرًا لَهُ، فَلَمَّا اسْتَوَى فِي غَرْزِهِ قَالَ: اللَّهُمَّ إِنَّك قلتَ : ( سُبْحَانَ الَّذِي سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقرنين ) [ سورة الزخرف : ١٣ ] اللَّهُمَّ إِنِّي أُشْهِدُكَ أَنِّي لَهُ مُقْرِنٌ. فَنَفَرَ الْبَعِيرُ، وتَعَلَّقَتْ رِجْلُهُ فِي الْغَرْزِ، وَالْبَعِيرُ يَجْمِزُ بِهِ حَتَّى مَاتَ. - طبعة الكتاب : دار الكتب العلمية ( نثر الدر - منصور بن الحسين الآبي - ص : ٢١٦ / ج : ٧ ) Yezîd b. Nehşel en-Nehşelî devesine bindiği sırada henüz ayağı üzengide iken : “Ey yüce Mevla! Hani Sen ( Bunu bize hizmetkâr kılanı tesbih ve takdis ederiz. ( Eğer O bu hayvanı emrimize vermeseydi ) kendimiz onu zaptu rapt altına alamazdık ) [ Zuhruf : 13 ] buyuruyorsun ya, işte şahit ol ki ben onu kendim dizginleyebiliyorum” dedi. Ancak bunu söylediği sırada deve bilinmez bir sebepten ürktü ve koşmaya başladı. Ayağı üzengiye takılı kalan Yezid kontrolü sağlamak istedi ama buna muvaffak olamadı, panikleyen hayvan da ölünceye kadar onu ayakları altında çiğnedi. - Kitabın baskısı : Dâru'l Kutubi'l İlmiyye ( Nesrü’d-dür fi’l-muhâdarât - Mansûr b. el-Hüseyin Ebû Saʿd el-Âbî - s : 216 / c : 7 )
نَظَرَ ( مُزَبِّدٌ ) إِلَى رجل كثيرِ شعرِ الْوَجْه ؛ فَقَالَ لَهُ : يَا هَذَا ؛ خَنْدَق على وَجهك لَا يتَحَوَّل رَأْسا. - طبعة الكتاب : دار الكتب العلمية ( نثر الدر - منصور بن الحسين الآبي - ص : ١٥٨ / ج : ٢ ) Müzebbid sakalları orman gibi gür olduğu halde bakımını ihmal eden bir adamla karşılaştığında ona “Saçınla sakalının birleşim noktasına bir hendek aç da, saçın neresi sakalın neresi bilelim bari!” deyivermiştir. - Kitabın baskısı : Dâru'l Kutubi'l İlmiyye ( Nesrü’d-dür fi’l-muhâdarât - Mansûr b. el-Hüseyin Ebû Saʿd el-Âbî - s : 158 / c : 2 )
Param kadar konuşuyorum
Paraların arka yüzündekileri kişileri çoğu insan es geçer. Bir kere kim olduklarına bakmak isteyenler için küçük bir alıntı... 5 TL: Ordinaryus Profesör Doktor Aydın Sayılı 10 TL: Profesör Doktor Cahit Arf 20 TL: Mimar Ahmed Kemaleddin 50 TL: Fatma Aliye Hanım 100 TL: Buhurizade Mustafa Itrî 200 TL: Yunus Emre 5 TL nin arkasındaki kişi Aydın
Reklam
Kadın Filozoflar Tarih boyunca kadınlar çeşitli alanlarda ilgilenmişlerdir. Felsefe de bu alanlardan bir tanesidir. O dönemler kadınlara ikinci sınıf muamelesi yapıldığı için çalışmaları göz ardı edilmiş, yok sayılmıştır. Orta Çağ’da bilim ve düşünme üzerinde çalışma yapan kadınlar ‘büyücülük’ ve ‘cadılık’ ithamlarında bulunup,
Ilk Türk kadın romancı Fatma Aliye Hanım, ilk romanı ise Muhadarât'tır.