Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yunus Emre'de, Hakk'ın kapısına vurulan tokmak; Divan'da, serâpa bir gönül hafriyâtı; Tanzimat'ta, âvâmın aristokrasiye isyânı; Servet-i Fünûn'da, akıl pistonuyla bastırılmış çağlayan; Fecr-i Âti'de, muhayyile çiçeğinin özü; Millî Mücadele'de, vatan toprağından fışkıran nağme; Garip'te, geleneğin zincirinden boşanmış bir serâzat; İkinci Yeni'de, betonların arasında kaybolan gonca veya modernizmin zemheri kışında fışkıran kardelen...
"... Muhayyile aracılığıyla sevmeksizin kişi salt aklı aracılığıyla nasıl âşık olabilir ki? Olamaz! Çünkü varolanlara sevgiyle yaklaşmak hayret'in neticesi. Hayret etmeli ki bilen, severek bilsin, bilerek sevsin, öyle ki en nihayet sadece bilinen'i değil, bilme'nin kendisini de sevsin! Bugünün büyümüş de küçülmüş çocukları bir türlü hayret edemiyorlar, şaşmaktan, şaşakalmaktan çekiniyorlar, şaşmaksızın tek başına bilmeyi marifet addediyorlar..." D. C... youtu.be/p9cZ67MVmOM?si=...
Reklam
Mostar Dergisi
Müslüman zaman, mekân ve ölçülerini yerleşik kılarsak tahakkümün gücünü kırabiliriz. Muhayyile-Tarihsizlik Problemi İBRAHİM ORHUN KAPLAN
Bazı sanatkârlar alanında o kadar fazla yeniliklere imza atıyorlar ki, kendilerinden sonra gelenler dolaylı bir şekilde müşkül duruma düşüyor, güdük bir muhayyile ile geçinmek zorunda kalıyorlar. Böyle bir durumda, o sanatkârların dehâsı belirli bir süre hazım ve idrak edilmeye çalışılmalı; yaratıcılığa giden yolda faydalı bir hendek olarak görülmelidir.
"... Muhayyile aracılığıyla sevmeksizin kişi salt aklı aracılığıyla nasıl âşık olabilir ki? Olamaz! Çünkü varolanlara sevgiyle yaklaşmak hayret'in neticesi. Hayret etmeli ki bilen, severek bilsin, bilerek sevsin, öyle ki en nihayet sadece bilinen'i değil, bilme'nin kendisini de sevsin! Bugünün büyümüş de küçülmüş çocukları bir türlü hayret edemiyorlar, şaşmaktan, şaşakalmaktan çekiniyorlar, şaşmaksızın tek başına bilmeyi marifet addediyorlar..."
Akılımızla muhayyile gücümüzü bastırmak…
Reklam
"... Muhayyile aracılığıyla sevmeksizin kişi salt aklı aracılığıyla nasıl âşık olabilir ki? Olamaz! Çünkü varolanlara sevgiyle yaklaşmak hayret'in neticesi. Hayret etmeli ki bilen, severek bilsin, bilerek sevsin, öyle ki en nihayet sadece bilinen'i değil, bilme'nin kendisini de sevsin! Bugünün büyümüş de küçülmüş çocukları bir türlü hayret edemiyorlar, şaşmaktan, şaşakalmaktan çekiniyorlar, şaşmaksızın tek başına bilmeyi marifet addediyorlar..." D. C... youtu.be/7ylTzg7P9BA?si=...
Adam Smith
İskoç Aydınlanması’nın önemli filozoflarından biri de Adam Smith’tir. Smith her ne kadar ekonomi-politiğin kurucusu olarak ün salmış olsa da düşünce tarihinde esasen ekonomi-politiğin kendisinin sadece bir parçası olduğu genel bir ahlak sistemi kurmuş olan önemli bir filozof olarak geçer. Felsefe ya da sisteminin kökeninde, en çok etkilendiği filozof olarak Hume’un muhayyile anlayışı ve duygudaşlık görüşü bulunan Adam Smith “duygudaşlığı” bir yandan başka bir kimsenin durumunu anlama yeteneğimizle özdeşleştirirken, diğer yandan kişinin sosyal etkileşim yoluyla oluşan ahlaki kimliğinin temeline oturtmuştur. Çok daha önemlisi, onun adaletin temelinde bulunan bir haklar teorisiyle adaletin koruyucusu olarak belli bir politik yönetim teorisi geliştirdiği kabul edilir. Pazar ekonomisini insanın aydınlanmış ya da basiretli özçıkarının ifadesi olarak değerlendiren Smith, aslında özçıkarın insan doğasının temel, özsel bir yönü olması nedeniyle, bütün toplum biçimlerinde başında olduğunu düşünmekteydi. Fakat özçıkar esas itibariyle ticaret toplumunda öne çıkmak durumundaydı; bunun da nedeni, ticaret toplumunun, kişinin çıkarının peşinden koşmasını bireysel özgürlükle tam ve kusursuzca bağdaşan bir şey haline getirmiş olmasıydı.
Adam Smith
İskoç Aydınlanması’nın önemli filozoflarından biri de Adam Smith’tir. Smith her ne kadar ekonomi-politiğin kurucusu olarak ün salmış olsa da düşünce tarihinde esasen ekonomi-politiğin kendisinin sadece bir parçası olduğu genel bir ahlak sistemi kurmuş olan önemli bir filozof olarak geçer. Felsefe ya da sisteminin kökeninde, en çok etkilendiği filozof olarak Hume’un muhayyile anlayışı ve duygudaşlık görüşü bulunan Adam Smith “duygudaşlığı” bir yandan başka bir kimsenin durumunu anlama yeteneğimizle özdeşleştirirken, diğer yandan kişinin sosyal etkileşim yoluyla oluşan ahlaki kimliğinin temeline oturtmuştur. Çok daha önemlisi, onun adaletin temelinde bulunan bir haklar teorisiyle adaletin koruyucusu olarak belli bir politik yönetim teorisi geliştirdiği kabul edilir. Pazar ekonomisini insanın aydınlanmış ya da basiretli özçıkarının ifadesi olarak değerlendiren Smith, aslında özçıkarın insan doğasının temel, özsel bir yönü olması nedeniyle, bütün toplum biçimlerinde başında olduğunu düşünmekteydi. Fakat özçıkar esas itibariyle ticaret toplumunda öne çıkmak durumundaydı; bunun da nedeni, ticaret toplumunun, kişinin çıkarının peşinden koşmasını bireysel özgürlükle tam ve kusursuzca bağdaşan bir şey haline getirmiş olmasıydı.
Medeniyetin barakalarında bir türlü geçilemeyen geleneğe dönmek takdire şayan bir muhayyile istiyor.
Reklam
“Asıl İstanbul, yani surlardan beride olan minareyle camilerin şehri, Beyoğlu, Boğaziçi, Üsküdar, Erenköy tarafları, Çekmeceler, Bentler, Adalar, bir şehrin içinde adeta başka başka coğrafyalar gibi kendi güzellikleriyle bizde ayrı ayrı duygular uyandıran, hayalimize başka türlü yaşama şekilleri ilham eden peyzajlardır. Her İstanbullu az çok şairdir; çünkü irade ve zekasıyla yeni şekiller yaratmasa bile, büyüye çok benzeyen bir muhayyile oyunu içinde yaşar. Ve bu, tarihten gündelik hayata, aşktan sofraya kadar genişler.”
Beş Şehir
Beş Şehir
172 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.