Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kuyucaklı Yusuf
İTİDAL- Soğukanlılık MÜTEMADİ-Sürekli MUHAYYİLE- Hayal Etme Gücü İĞFAL- Aldatma, kandırma FETTAN- Arabozucu DİMAĞ- Beyin RİKKAT- İncelik, Naziklik NEDAMET- Pişmanlık
HUZUR ROMANI YARDIM KİTİ
Merhaba arkadaşlar; Huzur kitabını dün, uzun bir yolculuğu geride bırakan varış noktasındaki yorgun yolcular gibi bitirdim. Bu okuma süreci benim için biraz değil epey zor oldu. Malum yazıldığı dönem itibariyle Huzur daha çok Arapça ve Osmanlıca olmak üzere birçok Arapça kökenli eski Türkçe kelimeleri içeren cümlelerden oluşuyor. Bir taraftan bu
Reklam
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Merhaba arkadaşlar; Bir Tanpınar romanı daha geride kaldı. Huzur romanı için Osmanlıca, Arapça kelimelerin çevirilerini buraya yüklemiştim. Saatleri Ayarlama Enstitüsü için de aldığım notları ekliyorum, umarım faydalı olur… Acemişiran: Klasik türk müziğinde makam Ahval: Haller, durumlar, olaylar Akide: Bir şeye inanarak
Harf İnkılabı Maziye İlan Edilen Bir Savaş mı?
İnsanlar kelimeler üzerinden düşünür, düşündükleriyle üretir, ürettikleriyle var olur. Filozof ‘dil varlığın evidir’ demiştir. Varlığın evi yani insanın kendi manasını fehmetme yolunda muhkem bir dayanak! Kelime ne kadar vasi olursa muhayyile o kadar zengin olur, çünkü zihindeki manaların cümlecikler halinde insanın dilinde her varoluşu bir
Sersemlemiş bir halde günleri hızla tüketiyoruz. Anlamak, anlamlandırmak, bir idrak geliştirmek, bir muhayyile sahibi olmak noktasında ne bir gayretimiz olabiliyor bu anlamda, ne buna yol açacak bir şey yaşanıyor hayatımızda. Gökhan Özcan
"... Muhayyile aracılığıyla sevmeksizin kişi salt aklı aracılığıyla nasıl âşık olabilir ki? Olamaz! Çünkü varolanlara sevgiyle yaklaşmak hayret'in neticesi. Hayret etmeli ki bilen, severek bilsin, bilerek sevsin, öyle ki en nihayet sadece bilinen'i değil, bilme'nin kendisini de sevsin! Bugünün büyümüş de küçülmüş çocukları bir türlü hayret edemiyorlar, şaşmaktan, şaşakalmaktan çekiniyorlar, şaşmaksızın tek başına bilmeyi marifet addediyorlar..." D. C... youtu.be/p9cZ67MVmOM?si=...
Reklam
Görmekten usandığım "Nickname"ler
- Namütenahi - Dilhun - Vaveyla - Muhayyile - Münzevi - (ponçik, sevimli, çılgın)... hafız/hafize (Aklıma geldikçe güncellerim)
"... Muhayyile aracılığıyla sevmeksizin kişi salt aklı aracılığıyla nasıl âşık olabilir ki? Olamaz! Çünkü varolanlara sevgiyle yaklaşmak hayret'in neticesi. Hayret etmeli ki bilen, severek bilsin, bilerek sevsin, öyle ki en nihayet sadece bilinen'i değil, bilme'nin kendisini de sevsin! Bugünün büyümüş de küçülmüş çocukları bir türlü hayret edemiyorlar, şaşmaktan, şaşakalmaktan çekiniyorlar, şaşmaksızın tek başına bilmeyi marifet addediyorlar..."
Ad majorem dei gloriam
Birden, bir yorgunluk olarak çöktüm içime. Pencere açık dersem aldandığımdan. Zihnimin bu karanlığı kavrayacağından ise şüphem yok. Perdelerim hala siyah çünkü. Dünyada olup bitmiş ve olacak olan her şeyin, ama her şeyin sorumluluğunu bıkmadan, sıkılmadan almaya hazır olduğumu iddia edecek değilim. Hikayemi genişletme çabam, nihayetinde gelip
Terminoloji / 9.Hariciye Koğuşu
Merbaha Sevgili Okurlar 😊. Bu yazımda sizlerlerle 9.Hariciye Koğuşunda geçen , günlük hayatta pek kullanmadığımız belki de bilmediğimiz kelimelerin tercümlerini paylaşacağim. Bu "terminolojide" oluşturduğum liste Ötüken yayınlarının 78.Basımından alınmıştır. "Dilimizi zenginleştirmemiz dileğimle"🌸📚 Mustastil:
Reklam
"Muhayyile" sözüyle her karşılaştığımda beynimde şimşek çakıyor, her defasında da yanlış yazıyorum.
Gözyaşlarının kar taneleri gibi, parmak izleri gibi eşsiz olduğunu ilk okuduğumda hayretim artmış, Rahman'ın Halık isminde ki kusursuz zarafeti ne kadar cılız bir muhayyile ile tefekkür ettiğimi acıyla hissetmiştim. Her duygunun gözyaşlarımız üzerine etkisini görünce, zamansızlığa yalnız anların hüzmesiyle, sonsuzluğa Rahman'ın lutfettiği istidadın zerresiyle tutunduğumu anladım. hizliresim.com/qv1APW
Bazı sanatkârlar alanında o kadar fazla yeniliklere imza atıyorlar ki, kendilerinden sonra gelenler dolaylı bir şekilde müşkül duruma düşüyor, güdük bir muhayyile ile geçinmek zorunda kalıyorlar. Böyle bir durumda, o sanatkârların dehâsı belirli bir süre hazım ve idrak edilmeye çalışılmalı; yaratıcılığa giden yolda faydalı bir hendek olarak görülmelidir.
Kendini zeki sanan lâkin zekası taklitten ibaret olanları gördüğümde ;
"Böyle dümdüz bir beynim olacağına hiç olmamasını tercih ederdim. Muhayyile namına bir şey yok yahu..!" -Sabahattin Ali
172 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.