Mesele sevmek değil kime sorsam seviyor zaten mühim olan güzel sevebilmek , kırmadan , dökmeden , yormadan , incitmeden...
Kalem silahtır Kurşunu değince yüreğine İncinir de beyaz kâğıt Ah etmez Yayılırken üzerinde Sessiz bir kara ağıt… İşte bu, insanlık için mevhum, Kâğıt için mühim bir mesele…
Reklam
Benim dedem, babamın babası yani '79'da 63 yaş civarında vefat etti. Merhum dedem İslâm harfleri ile de işbu Latin harfleri ile de okuma-yazma bilmezdi. Ancak ilim başka, irfan başka; çok şey bilirdi. Bir gün beni karşısına aldı (ki o zaman 6-7 yaşlarındaydım) ve bana sordu: "İslâm'ın şartı kaç?" Sular seller gibi biliyordum tabiî ve "beştir" deyip saydım başarıyla. "Aferin benim oğluma!" deyip ekledi: "altıncısı ne?". İyi biliyordum, altıncısı yoktu. Dirâyetle cevapladım soruyu, dedim ki: "Altı olan imanın şartı, islâmın şartı beş" ve her ikisini de kendinden emin bir edayla saydım. Dedemin şaşırtmacalı soru sorduğunu sanıyordum. Dedi ki "ben de biliyorum altıncısı yok, altıncısı ne dedim sana!" Pabuç pahalıydı. "Bilmiyorum!" dedim.Şöyle bağladı: "İslâm'ın şartı beştir; altıncısı böyük - güccük heddini bilmek." (Bu "heddini" kelimesindeki "n" harfi günümüzde kullandığımız alfabeyle gösterilemeyen ve genizden çıkarılan bir sestir; daha ziyade Egeliler iyi bilirler mevzûun üçüncü değil ikinci tekil şahsa dair olduğunu belirler.) Anlamıştım. İslâm'ın beş şartını yerine getirdikten sonra en mühim mesele "haddini bilmek".
Sayfa 116
Ufak ufak
"Doğu'da neden sanayi inkılabı gerçekleşmedi" güzel sorudur. Fakat bu sorunun cevabı olan deryaya balıklama dalmadan, "Batı'da niçin bir sanayi devrimi meydana geldi" gibi daha akli bir soru sorarsanız amacınıza daha rahat ulaşırsınız. Yanıtları ciltler dolusu kitap, ömürlük araştırmalarla desteklenebilecek çerçevesi
Mesele sevmek değil, kime sorsam seviyor zaten. Mühim olan güzel sevebilmek.
Hiç bir toplum bireylerinin yüzde yüzünü mükemmel eğitmekle mükellef değildir ve lüzum da yoktur zaten; herkesi eğitip alim yapmaya kalkan bir sistem gerçek ve akıl dışıdır. Böyle bir israfı kaldıracak toplumda yoktur. Mühim mesele toplumların seçkinler sınıfını nasıl yetiştireceğidir, seçkin sınıf dediğiniz zaman, illa hukukçu, filozof, piyanist anlaşılmasın. Seçkinler sınıfına iyi bir mobilya ustası, iyi bit sporcu ve bilgisayar programcısı da girer. Bu derleme elit sınıf o toplumu taşır.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.