Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tabiinden İshak isimli zat, Hazret-i Aişe'yi ziyarete gelirdi Dirayet ve zerafet timsâli Hazret-i Âişe (radıyallahu anha)onu her kabul edişinde güzelce örtünürdü. Halbuki o zât âmâ idi. Bir gün bu vaziyeti hisseden Ishak sordu: Ey Müminlerin annesi! Ben körüm, hiçbir şey görmüyorum! Benden de mi saklanıyorsun? -Sen beni görmüyorsun ama, ben seni görüyorum! Cevabını veren dirayetli, zerafetli, hikmetli ve faziletli Âişe. Allah ondan râzı olsun. İşte Sıddîk-ı Ekber'in Sıddîka kızı Peygamber zevcesi Âişe budur.
Hazret-i Âişe es-Sıddîka (r.anha) En Çok Hadis Rivayet Eden Annemiz
Hazret-i Âişe radıyallahu anhâ, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin nikâhta ikinci, evlilikte üçüncü eşi... Nikâhı Allah Teâlâ’nın emriyle gerçekleşen genç, zekî, âlime, edîbe, afîfe, bâkire ve sâliha bir hanımefendi... Hizmetiyle, ilmî kabiliyetiyle ve İslâm’ı tebliğdeki gayretiyle Efendimizin özel sevgisine mazhar, devrin yedi fıkıh âliminden biri... Fıkıh ilminin kurucularından... Baba ocağından aldığı eğitimini vahyin aydınlığı ile daha da geliştiren, ilmi ilk kaynağından elde etme bahtiyarlığına eren ve çok hadis rivayet eden, ferâiz ilminde mâhir bir ilim eri... Mü’minlerin annesi... Sıddîk’ın kızı sıddîka...
Reklam
Müminlerin annesi Âişe radıyallahu anhâ Hazretlerinden rivâyet edildi: "Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Hazretleri vefat ettiğinde nifak baş kaldırdı. Arablar İslam dininden döndü, Ensar bir tarafa çekildi. Eğer babam (Hazret-i Ebûbekr-i Sıddîk)'ın üzerine inen belâlar, dağların üzerine inseydi ezerdi. Öyle iken her ne hususta ihtilaf ettilerse babam yetişti, zorlukları çözdü." buyurdular.
Sayfa 20
Ya Eba Bekir! Ben ağlamayayım da kim ağlasın? Ümmetimin önünde çok uzun ve tehlikeli bir yol vardır, hem de ümmetim boyuna kadar masiyette, günaha dalmışlardır. Rikkat ve merhamet mâdeni Hazret-i Ebû Bekir'in de gözleri dolu dolu oldu, gönül ocağına bir ateştir düştü: - Ey Allah'ın Resûlü; dedi, senin mukaddes canın müsterih olsun, sen
🌷❤️🌹🌷❤️🌹 🌹🍃🌹🍃🌹🍃🌹🍃🌹 🌹Bir gün Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) 🌹🌹bir yerde oturuyordu. Yanında da, Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman ve Hazreti Ali de vardı. Aniden ağlamaya başladı. Hazreti Ebû Bekir ağlamasının sebebini sorunca, Peygamber Efendimiz şu cevabı verdi: -Nasıl ağlamayayım ki, ümmetimin yolu çok uzundur.
Ey Allah'ın Resulü! Allah için söyleyeceğim! Ve Hazret-i Aişe, kendisine hayret ile bakan gözler arasından süzülüp hücresine girdi. Ellerini ulvilik alemlerine kaldırdı. Öyle içten, öyle derinden yalvarıyordu ki, adeta kendisinden geçmişti. Diyordu ki ; -Ey biniyaz Allah! Ey sermayesizlere sermaye veren şanı yüce Mevlam! Zat-ı uluhiyetin hürmetine, nurun şerefine bana imdat et. Beni sen, bütün müminlerin anası kıldın. Kalbime hepsinin şefkatini koydun. Evet, beni müminlerin anası kıldın da, kalbime hepsinin sevgisini yerleştirdin. Bir ana hiçbir zaman evladının yanmasına razı olamaz. Ya onları da benimle cennete koy, yada beni de onlarla beraber cehennemine at! Müminlerin temiz ve pak annesi Hazret-i Aişe (radıyallahu anh) böyle diyerek dua ediyordu. Gözlerinden billur, billur yaşlar akıyordu. O nur tanesi, müminlerin derdi ile bikarar olmuştu. Bu esnada melekut aleminde bir şimşek çaktı ve Sultan Melek Cibril, Arş-ı Aladan yeryüzüne süzüldü ve bir anda yetişip Allah'ın Resulü'ne hitap etti; -Ey Allah'ın Resulü! Cenab-ı Hak sana selam ediyor ve buyuruyor ki: "Aişe'ye söyle ey Habibim! Sen benim Resulümün zevcesisin. Nasıl caiz olur ki, biz Azimüşşan seni cehenneme atalım? Ateşe nasıl gönderelim seni? Biz kulumuza karşı ananın evladına olan şefkatinden çok daha şefkatliyiz! Keza, evladı evladı anasından ayırmak olmaz. Ya Aişe! Kalbin rahat olsun. Gönlünü hoş tut. Hiç şüphe etme ki, yarın kıyamet gününde bütün mümin evlatlarını sana kavuşturacağız. Onların Rabbi onları tertemiz meşrubatla sulayacaktır Altından nehirler akan cennetler onların olacaktır.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Bilâl-i Habeşî hazretleri, Resûlullahın "aleyhissalâtü vesselâm" vefâtından bir müddet sonra, müminlerin annesi Âişe validemizin evinin önüne gidip kapısını çalar. Âişe-i Sıddıka vâlidemizin içerden ağlayarak şöyle dediğini işitir: - Ayrılık ateşiyle yanan kalbin kapısını çalan kim? - Resûlullahın hizmetçisi Bilâl'im... Nasılsınız efendim? - Ey Bilâl! Sudan uzakta kalan balığın hâli nasıl olur? Bu gece rüyâda gördüm ki, Resûlullah gökyüzünde meleklerle dolaşıyordu. Nereye gittiğini sordum. Babamın ruhunu karşılamaya gittiğini buyurdu. Hazret-i Bilâl, Ebû Bekir Sıddîk'ın yanına giderek, Âişe vâlidemizin rüyâsını anlatır. Hazret-i Ebû Bekir buyurur ki: - Allahü teâlâya yemin ederim ki, dün gece ben de aynı rüyâyı gördüm. Ben kızımın yanına gideyim de beni bir defa daha görsün. Âişe vâlidemiz babasını karşılayıp der ki: - Babacığım! Lâzım olur diye sana temiz bir kefen getirdim. - Yavrum o kefeni bırak! Müslüman olduğum gün üzerimde bulunan elbisemi bana kefen yapın! Çünkü çok zamanlar, Allah sevgisinin verdiği korku ile ağlar, gözyaşımı o elbiseye sürerdim. Allahü teâlâ, o gözyaşlarımın hürmetine belki bana rahmet eder.
Menkıbe...Hz. Ebubekir'in Kefeni
Bilâl-i Habeşî Hazretleri, Resûlullahın vefâtından sonra, mü’minlerin annesi Âişe-i Sıddıka radıyallahü anhanın evinin önüne gidip kapısını çalar. Âişe-i Sıddıka vâlidemizin içerden ağlayarak şöyle dediğini işitir: - Ayrılık ateşiyle yanan kalbin kapısını çalan kim? - Resûlullahın hizmetçisi Bilâl... Resûlullahın ayrılığı ile nasılsınız? - Ey Bilâl! Sudan uzakta kalan balığın hâli nasıl olur? Bu gece rüyâda gördüm ki, Resûlullah gökyüzünde meleklerle dolaşıyordu. Nereye gittiğini sordum. Babam Ebû Bekr-i Sıddık’ın rûhunu karşılamaya gittiğini buyurdu. Hazret-i Bilâl, Ebû Bekr-i Sıddık’ın yanına giderek, Âişe vâlidemizin rüyâsını anlatır. Hazret-i Ebû Bekir buyurur ki: - Allahü teâlâya yemin ederim ki, dün gece ben de aynı rüyâyı gördüm. Git kızım Âişe’yi bana çağır, son bir defa daha beni görsün! Bu konuşma devam ederken Âişe vâlidemiz içeri girerek der ki: - Babacığım, işte temiz bir kefen getirdim. - Yavrum o kefeni bırak! Müslüman olduğum gün üze-rimde bulunan elbisemi bana kefen yapın! Çünkü çok zamanlar, Allah sevgisinin verdiği korku ile ağlar, gözyaşımı o elbiseye sürerdim. Allahü teâlâ, o gözyaşlarımın hürmetine belki bana rahmet eder.
Siyer-i Nebi tümü
Peygamberimiz`in Mübarek Nesebleri Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, Kureyş kabilesindendir. Haşim ailesinden gelmiştir. Muhterem babasının adı Abdullah, dedesinin adı Abdülmutalib ve annesinin adı "Amine"dir. Peygamber Efendimizin baba tarafından mübarek nesebleri şöyledir: Hazret-i Muhammed (sallallahu
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.