Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Müminlerin Annesi Hazret-i Âişe
Hz. Âişe vâlidemiz Peygamberimizin vefâtından sonra bir gün oruç tutar, bir gün yerdi. Gündüz ve geceleri çok namaz kılar ve çok sadaka verirdi.
Sayfa 169 - Fazilet NeşriyatKitabı okudu
ALLÂH’IM, HAZRET-İ OSMAN’DAN RAZI OL:
Hz. Âişe (r. anhâ) şöyle anlattı: “Muhammed Aleyhisselâm’ın ehl-i beyti dört günden beri neredeyse hiçbir şey yememişti, hatta küçük çocuklar açlıktan ağlıyorlardı. Peygamberimiz (s.a.v.) yanımıza geldi ve ‘Ey Âişe, ben gittikten sonra herhangi bir şey geldi mi?’ diye suâl ettiler. Cevaben: ‘Hz. Allah, senin elinle göndermez ise nereden gelebilir
Reklam
Bilâl-i Habeşî hazretleri, Resûlullahın "aleyhissalâtü vesselâm" vefâtından bir müddet sonra, müminlerin annesi Âişe validemizin evinin önüne gidip kapısını çalar. Âişe-i Sıddıka vâlidemizin içerden ağlayarak şöyle dediğini işitir: - Ayrılık ateşiyle yanan kalbin kapısını çalan kim? - Resûlullahın hizmetçisi Bilâl'im... Nasılsınız efendim? - Ey Bilâl! Sudan uzakta kalan balığın hâli nasıl olur? Bu gece rüyâda gördüm ki, Resûlullah gökyüzünde meleklerle dolaşıyordu. Nereye gittiğini sordum. Babamın ruhunu karşılamaya gittiğini buyurdu. Hazret-i Bilâl, Ebû Bekir Sıddîk'ın yanına giderek, Âişe vâlidemizin rüyâsını anlatır. Hazret-i Ebû Bekir buyurur ki: - Allahü teâlâya yemin ederim ki, dün gece ben de aynı rüyâyı gördüm. Ben kızımın yanına gideyim de beni bir defa daha görsün. Âişe vâlidemiz babasını karşılayıp der ki: - Babacığım! Lâzım olur diye sana temiz bir kefen getirdim. - Yavrum o kefeni bırak! Müslüman olduğum gün üzerimde bulunan elbisemi bana kefen yapın! Çünkü çok zamanlar, Allah sevgisinin verdiği korku ile ağlar, gözyaşımı o elbiseye sürerdim. Allahü teâlâ, o gözyaşlarımın hürmetine belki bana rahmet eder.
Hazret-i Âişe es-Sıddîka (r.anha) En Çok Hadis Rivayet Eden Annemiz
Hazret-i Âişe radıyallahu anhâ, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin nikâhta ikinci, evlilikte üçüncü eşi... Nikâhı Allah Teâlâ’nın emriyle gerçekleşen genç, zekî, âlime, edîbe, afîfe, bâkire ve sâliha bir hanımefendi... Hizmetiyle, ilmî kabiliyetiyle ve İslâm’ı tebliğdeki gayretiyle Efendimizin özel sevgisine mazhar, devrin yedi fıkıh âliminden biri... Fıkıh ilminin kurucularından... Baba ocağından aldığı eğitimini vahyin aydınlığı ile daha da geliştiren, ilmi ilk kaynağından elde etme bahtiyarlığına eren ve çok hadis rivayet eden, ferâiz ilminde mâhir bir ilim eri... Mü’minlerin annesi... Sıddîk’ın kızı sıddîka...
Hazret-i Ebûbekir
Beytülmaldan bir köle, bir deve, bir de kaftan verilmişti. Ölüm haline geldiğinde kızı Müminlerin annesi Âişe Radıyallahu anhâ Hazretlerini çağırmış ve: " Biz Hâlife olduğumuzdan beri Müslümanların dirhem ve dinarını yemedik. Onların yedikleri gibi yemekler yedik ve giydikleri gibi elbiseler giyindik. Bu köle ve deve ve kaftan, Beytülmalındır. Biz, Müslümanlar'ın ihtiyaçları ile meşgul iken onlarla faydalanırdık. Vefatımda üçünü de Ömer'e gönder " diye buyurmuştur.
Tabiinden İshak isimli zat, Hazret-i Aişe'yi ziyarete gelirdi Dirayet ve zerafet timsâli Hazret-i Âişe (radıyallahu anha)onu her kabul edişinde güzelce örtünürdü. Halbuki o zât âmâ idi. Bir gün bu vaziyeti hisseden Ishak sordu: Ey Müminlerin annesi! Ben körüm, hiçbir şey görmüyorum! Benden de mi saklanıyorsun? -Sen beni görmüyorsun ama, ben seni görüyorum! Cevabını veren dirayetli, zerafetli, hikmetli ve faziletli Âişe. Allah ondan râzı olsun. İşte Sıddîk-ı Ekber'in Sıddîka kızı Peygamber zevcesi Âişe budur.
Reklam
Müminlerin annesi Âişe radıyallahu anhâ Hazretlerinden rivâyet edildi: "Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Hazretleri vefat ettiğinde nifak baş kaldırdı. Arablar İslam dininden döndü, Ensar bir tarafa çekildi. Eğer babam (Hazret-i Ebûbekr-i Sıddîk)'ın üzerine inen belâlar, dağların üzerine inseydi ezerdi. Öyle iken her ne hususta ihtilaf ettilerse babam yetişti, zorlukları çözdü." buyurdular.
Sayfa 20
250 syf.
10/10 puan verdi
Asr-ı Saadet'e Yolculuk...
Hafta sonu fırsat buldum, iki günlüğüne Asr-ı Saadet'e gittim. Bu sefer kılavuzum Peygamber’in Aynaları kitabıyla A. Ali Ural’dı. Hazret-i Ebubekir’den Hazret-i Ali’ye; Hazreti Fatıma’dan Hazreti Ayşe’ye; Zübeyr bin Avvam’dan Hazreti Hamza’ya; Ebû Zer El-Gıfârî’den Selman’ı Farisi’ye otuz üç sahabe-i kirama misafir oldum. Asıl ayna elbetteki
Peygamber'in Aynaları
Peygamber'in AynalarıA. Ali Ural · Şule Yayınları · 20222,389 okunma
Ya Eba Bekir! Ben ağlamayayım da kim ağlasın? Ümmetimin önünde çok uzun ve tehlikeli bir yol vardır, hem de ümmetim boyuna kadar masiyette, günaha dalmışlardır. Rikkat ve merhamet mâdeni Hazret-i Ebû Bekir'in de gözleri dolu dolu oldu, gönül ocağına bir ateştir düştü: - Ey Allah'ın Resûlü; dedi, senin mukaddes canın müsterih olsun, sen
Ey Allah'ın Resulü! Allah için söyleyeceğim! Ve Hazret-i Aişe, kendisine hayret ile bakan gözler arasından süzülüp hücresine girdi. Ellerini ulvilik alemlerine kaldırdı. Öyle içten, öyle derinden yalvarıyordu ki, adeta kendisinden geçmişti. Diyordu ki ; -Ey biniyaz Allah! Ey sermayesizlere sermaye veren şanı yüce Mevlam! Zat-ı uluhiyetin hürmetine, nurun şerefine bana imdat et. Beni sen, bütün müminlerin anası kıldın. Kalbime hepsinin şefkatini koydun. Evet, beni müminlerin anası kıldın da, kalbime hepsinin sevgisini yerleştirdin. Bir ana hiçbir zaman evladının yanmasına razı olamaz. Ya onları da benimle cennete koy, yada beni de onlarla beraber cehennemine at! Müminlerin temiz ve pak annesi Hazret-i Aişe (radıyallahu anh) böyle diyerek dua ediyordu. Gözlerinden billur, billur yaşlar akıyordu. O nur tanesi, müminlerin derdi ile bikarar olmuştu. Bu esnada melekut aleminde bir şimşek çaktı ve Sultan Melek Cibril, Arş-ı Aladan yeryüzüne süzüldü ve bir anda yetişip Allah'ın Resulü'ne hitap etti; -Ey Allah'ın Resulü! Cenab-ı Hak sana selam ediyor ve buyuruyor ki: "Aişe'ye söyle ey Habibim! Sen benim Resulümün zevcesisin. Nasıl caiz olur ki, biz Azimüşşan seni cehenneme atalım? Ateşe nasıl gönderelim seni? Biz kulumuza karşı ananın evladına olan şefkatinden çok daha şefkatliyiz! Keza, evladı evladı anasından ayırmak olmaz. Ya Aişe! Kalbin rahat olsun. Gönlünü hoş tut. Hiç şüphe etme ki, yarın kıyamet gününde bütün mümin evlatlarını sana kavuşturacağız. Onların Rabbi onları tertemiz meşrubatla sulayacaktır Altından nehirler akan cennetler onların olacaktır.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
🌷❤️🌹🌷❤️🌹 🌹🍃🌹🍃🌹🍃🌹🍃🌹 🌹Bir gün Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) 🌹🌹bir yerde oturuyordu. Yanında da, Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman ve Hazreti Ali de vardı. Aniden ağlamaya başladı. Hazreti Ebû Bekir ağlamasının sebebini sorunca, Peygamber Efendimiz şu cevabı verdi: -Nasıl ağlamayayım ki, ümmetimin yolu çok uzundur.
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.