Hakikat değişkendir dedi. Sabitleşen, bayraklaşan, markalaşan her düşünce yozlaşır. Kendini eleştiriye kapatan, köklü sorgulamalara yasak getiren, şablonlaşmış, kitlelerce tüketilen, hayatın sponsoru gibi paso reklamı yapılan, sloganları otomatikman tekrarlanan, refleksleşmiş fikirler… Vitaminsiz, mineralsiz; Strafor misali kemirilen lakırdılar… İnsan her yaşta dümeni Çocukluğa kırabilir. Torununla ip atlarsın. Bir köpekle şakalaşırsın. Çizgi film izlersin.
Ağlayan kayaların acıklı ve bir o kadar da kıytırık hikayesini bilirsiniz. Zengin kızı Eftalia ile fukara Mehmet’in ümitsiz aşkı bu civarda başlayıp bitmiş. Sınıf bilincinden yoksun Mehmet, ağanın kızına gönlünü kaptırır. Duygularıyla hareket eden herkes gibi çuvallar. Nihayetinde iki aşık, burada sarmaşdolaş cumburlop suya düşer, yok yere boğulurlar. Teşhis sanatının sağlam bir örneği, kayalar, sevdalıların matemi ile 300 yıldır yaş döküyor. Bunda elbette tabiatdaki su döngüsünün de payı vardır. Fakat bilimsel izahların masalları mahvetmesine ne kadar direnebilirsek o kadar kar.
Bir ara Edirne'de bazı kimselerin yasağa rağmen kahvehane açtığını haber alan Sultan Murat bostancıbaşıyı cellâtlarla beraber Edirneye gönderdi, yasağa rağmen, kahve işleten birkaç kişi idam olundu ve kahvehanelerinin çatısı yere indirildi. Türkiyede kahvehaneler, tekrar, ancak bu Padişahın ölümünden sonra açılabildi ve memleketimizde ikinci bir kahve yasağı da çıkmadı. Yalnız Sultan II. Mahmut, kanlı bir şehir muharebesiyle yeniçeri ocağını kaldırdığı yeniçeri döküntülerile taraftarlarının toplantılarına mâni olmak ve dolayısile yeni bir fitne tehlikesinin önünü almak için, birkaç sene İstanbul daki kahvehaneleri kapattı, ortalık iyice atıştıktan sonra da kahvehaneler birer ikişer açılmaya başladı.