Şiirle musiki bir elmanın iki yarısı. Musiki daha müphem, daha dalgalı. Şiir daha aydınlık, daha düşünce. Musiki saf, şiir karışık; mananın ahenkle izdivacı. Şiir de mukaddesin emrindedir, musiki gibi. Ve ondan uzaklaştıkça ciddiyetini kaybeder. Bir oyun olur. Oyunların en güzeli, en muhteşemi. Ama oyun.
Sayfa 233
Türk Milliyetçiliği Üzerine
Türk milliyetçiliği, üzerinde konuşulması en zor meselelerden biridir; zira çeşitli damarlardan beslenen ve ortak bir dil edinemeyen, bir çırpıda onlarcası sayılabilecek milliyetçilik anlayışları vardır. Uzaktan küçük görünen fikir ayrılıkları çok derin ihtilafların belirtisi olabilir. Bu konuda analiz yapmak isteyenler, Türkçülük-Turancılık, İslamcılık, Kemalist milliyetçilik, ırkçı Türkçülük, Anadoluculuk, mukaddesatçtlık, milliyetçi muhafazakârlık, liberal muhafazakârlık vb. hatlarının dikkatle işaretlendiği sağlıklı bir yol haritasına sahip olmalıdırlar. Kendi içlerinde de yer yer farklı kollara ayrılan bu hatlar bazen kesişir, bazen de geniş açılar çizerek birbirinden uzaklaşırlar. Yakınlaşmalar ve uzaklaşmalar, çok zaman konjonktürle yakından ilişkilidir. Tarih, vatan, millet, milliyet, gelenek gibi kavramların tarifinde, hatta dil ve musiki anlayışlarında ciddi anlaşmazlıklar bulunmakla beraber, temel problem, Islâm’a ve Osmanlı mirasına bakışta ortaya çıkar. Bu iki değere bakıştaki farklılık ve kitlelere açılış derecesi, milliyetçi anlayışları Hıra'ya yahut Tanrıdag’a yaklaştırmakta ve ya uzaklaştırmaktadır.
Sayfa 577·Kitabı okudu
Reklam
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Sessizlikte Tanpınar’ın sesini duydum. Onun şiirleriyle zamanı dinlemeyi, rüyaları anlamayı ve içimdeki bilinmez sulara eğilmeyi öğrendim. Her mısrası bir zaman kırıntısıdır, bir saat kulesinin tepesinden düşen kelimeler gibi yankılanır ruhumda. Tanpınar’ın şiirinde zaman, ne geride kalandır ne de gelmekte olan. O, bir anın içinde binlerce çağın çırpınışıdır. “Ne içindeyim zamanın / Ne de büsbütün dışında” diyen bir adamın araladığı kapıdan geçerken kendi içime vardım. Çünkü o kapı Tanpınar’ın kelimelerle ördüğü bir rüyadır, uyanıkken görülen ve insanı hep bir eksikliğe mahkûm eden... Onun mısralarında saatler akar ama zaman ilerlemez. Hisler çoğalır fakat anlam netleşmez. Ve belki de güzellik buradadır: Anlamın değil, hissin peşine düşülmesinde. Tanpınar şiiriyle sadece yazmaz, şiiriyle dokunur. Gözlerimi kapattığımda onun cümleleri bir musiki gibi içimde çalmaya başlar. Hafifçe. Usulca. Beni ben yapan her parçayı bir araya toplayarak... İçimde bir “Bursa’da Zaman” vardır ki rüzgârıyla bile konuşur insan. Sonsuzluk rüzgârında savrulan yaprak misali Tanpınar, beni dünyadan çekip alır bir köşeye koyar. O köşe, gerçekliğin susup hayalin dile geldiği yerdir. Orada kalmak isterim. Çünkü Tanpınar’ın şiiri kaçtığım değil, sığındığım yerdir. Tanpınar’ı okumak, kelimelerle kucaklaşmak gibidir. Şiiri sadece bir anlatı değil, bir hatıradır. Ve ben, o hatıranın içinde büyüyen bir Nisa'ya dönüşürüm her defasında. Onun şiirini okumak, zamanla dans etmektir. Ve ben, her seferinde ayağım tökezlese de bu dansı hep seveceğim.
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20244,131 okunma
Nar dalında yarıldığında, Elim tutkudan bir şadırvan olurdu. Çayırkuşu şakıdığında, Gönlüm dinleme hazzıyla yanardı. Kâh yalnızlık, yüzünü camın arkasına dayar, Kâh heyecan, elini duygunun boynuna dolardı. Düşünce oyun oynardı. Bayram yağmuru gibi bir şeydi yaşam, Sığırcıklarla dolu bir çınar. Işık ve taşbebek alayıydı yaşam, Bir kucak özgürlük idi, Yaşam, musıki havuzuydu o zaman.
269 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Musiki sanatı ve onun terimleri ile Osmanlı kitapta o kadar iyi betimlenmiş ki , kendinizi o Osmanlı zamanındaki İstanbul'da buluyorsunuz. Betimlemeler özellikle çok canlı , Osmanlı terimleri hiç sırıtmıyor ve sıkmıyor. Böyle sindire sindire araştırma yapa yapa okuduğum tadı güzel bir kitaptı. Zaten yazara Puslu kıtalar atlası kitabından hayrandım daha da hayran kaldım kalemine diyebilirim.
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 202110,6bin okunma
Karabatak Dergisi - Sayı 80 (Mayıs-Haziran 2025)
Karabatak Dergisi - Sayı 80 (Mayıs-Haziran 2025)
Bünyamin Demirci Karabatak için yazdı: "Harf Devrimi Musikiyi Nasıl Etkiledi?" Mustafa Çıpan Karabatak için yazdı: "Edebiyat ve Mûsikî Kültürümüz" Mikail Türker Bal Karabatak için yazdı: "Umre Gazeli ve Hüzzâm Bestesi" Ünal Çelik Karabatak için yazdı: "Musiki Üzerinden Ne Anlatılabilir?" Ehliman Simitçioğlu Karabatak için yazdı: "Musikînin Divan Şiirindeki Yeri" Yağız Gönüler Karabatak için yazdı: “Bizim Romanımız Şarkılarımızdır” Timuçin Çevikoğlu, Karabatak için yazdı: "Şiir ve Mûsikî" Elif Ömürlü Uyar Karabatak için yazdı: "Sâmiha Ayverdi ve Mûsikîmiz" Elif Çarsancaklı Karabatak için yazdı: "Tambur" Dursun Çiçek Karabatak için yazdı: "Musiki ve Edebiyat Sanatın Suretten Kurtulma Çabası"
Reklam
246 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.