Akif'in dine dair bakış açısı;
Beyitlerinde, doğrudan doğruya müslümanın mantığına yönelerek, dünyanın da âhiret kadar mühim olduğunu, hiçbir itiraza mahal bırakmayacak tarzda ispat eden bir cedelci olarak karşımıza çıkmaktadır.
Siyonist lider Theodor Herzl, Sultan II. Abdülhamit'ten, Yahudilerin Filistin'e göç etmelerine izin verecek resmi bir ferman elde etmek için yoğun bir çaba sarf etmiştir. Amacına ulaşmak için Vatikan, İngiltere, Avusturya, Almanya ve Amerika'nın yanı sıra bazı Türk çevrelerin arabuluculuğuna da başvurmuştur. Bütün çabaları başarısızlıkla sonuçlanan Herzl'e göre Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması için Osmanlı Devletinin yıkılması gerekiyordu. Herzl, bu durumu şöyle açıklıyordu: "Yahudi Devletinin kurulması için tek çıkar yol Osmanlı Devleti'ni yıkmak yahut parçalamaktır. Türkiye yakın gelecekte parçalanırsa, Filistin'de kurulacak Siyonist devlet, onun karşısında hep bir engel olarak kalacaktır. Öyle olmaz da Sultan, Yahudilerin istek ve şartlarını kabul ederse Siyonizm'in kendisine olan bakış açısı olumlu yönde değişecektir. Sahip olduğu topraklar yanında Sultan için çok büyük değer taşımayan bir toprak parçasını bize bırakması halinde mali yönden onun en güçlü destekçileri biz olacağız."
Sayfa 70
Reklam
İslam'ın yeniden doğuşuna sosyolojik, iktisadi, siyasi gerekçeler hazırlamamız ve İslam medeniyetinin yeniden kuruluşuna düşünsel temeller sağlamamız mümkün ve hatta kolaydır. Ama böylelikle kafa yapımızı da gelecekteki insan toplumunun, diyelim ki sosyalist değil İslami bir toplum olacağı konusunda bir öncekine eşdeğer kanıtlara ayarlamış oluruz. Gelecek insan toplumunun sosyalist bir toplum olup olmayacağı nasıl tartışılabilirse aynı düşünme kalıbı içinde gelecekte bizi bir İslam medeniyetinin veya toplumunun bekleyip beklemediği tartışmaya açılmış olur. Halbuki savunmasını yaptığımız bakış açısı uyarınca Müslümanın gerek birey gerekse cemaat olarak kendi tanımına sahip çıkması doğrultusunda bir eylem söz konusudur.
Ömer b. Abdulaziz (rahimehullah) gün içerisinde çok meşgale ile uğraştiğı için çok yoruluyormuş. Ondaki o iş yorgunluğunu görenlerden birisi "çok yorulmuşsun bıraksan da yarın yapsan olmaz mi?" diye tavsiyede bulunmuş. Ömer b. Abdulaziz (rahimehullah) ise "Bir günün işi beni bu kadar yorarken iki günün işinin altından nasıl kalkarım?" diye icabette bulunmuş İşte Müslüman bakış açısı! Her işi bir hikmete gebelan Müslümanın erteleme noktasındaki bakış açısı tam da böyle olmalıydı.
Çağa Bakıș Açısı
Günümüzde kendisine Müslümanım diyenlerin çoğu "çağın gözüyle İslâm'a bakma" yaklaşımını benimsemiş durumdadır. Bilim diye belletilen çağdaş sapkınlıklara ke sin doğrular diye bakılınca, yani "bilim" yeni bir "din" olarak dogmalarımızın arasına katılınca, bu yeni dogmanın İslâmiyet'i "reddetmediğinin" görülmesi çoğu Müslümanın böyle bir bakış açısını benimsemesine yol açmıştır. Günümüz Müslümanlarına kazandırılmak istenen yanlışlığın, sapkınlığın belli başlılarından biri budur. Bu bakış açısının gizlediği temel espri şöyle bir fikri telkin etmek ister: Aslolan bilimdir ve önemli olan bu "bilimin" değerlendirmesidir. Oysa Müslüman, çağın gözüyle İslam'a bakmaz, İslamın gözüyle çağa bakar.
Sayfa 66 - İz YayıncılıkKitabı okudu
45 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.