Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Enver Paşa.
Enver, Mustafa Kemal'i kendisine rakip olarak görür ve onu kıskanırdı. Berlin'e ataşemiliter olarak giderken de, bunun için Selanik'ten uzaklaştırılmasını istemişti. Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşları’nda da aynı düşünce ile hareket etmişti. Zaman zaman pervasız, fakat haklı uyarmalarından âdeta endişe duymuştu. Sonra onun parlamasını, kendi şöhretine gölge düşürür korkusu ile hiç istememişti. İttihatçı liderler de Enver'i desteklemişlerdi. Çanakkale'de yaptığı birbirinden parlak savaşları ister istemez halkoyuna duyurmuş, fakat Mustafa Kemal'in adını vermeye cesaret edememişti. - Çanakkale'yi ve dolayısıyla İstanbul'u kurtaran kumandan Mustafa Kemal'dir. Diyememişler, çekinmişlerdi.
Sayfa 194Kitabı okudu
Kurtuluşun İlk Durağı : Samsun
15 Mayıs'ta Yunanlıların, İngiltere desteğiyle İzmir'e çıkışı üzerine, Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal de Bandırma Vapuru'yla iki gün içinde Samsun'a hareket etti. 19 Mayıs Pazartesi günü sabah saatlerinde Samsun'a geldi. Sandallarla Reji İskelesi'ne çıktılar. Resmi görevli olması sebebiyle bir heyet tarafından karşılandı. Samsun, kurtuluş mücadelesinin fitilinin ateşlendiği şehir oldu. Nitekim seneler sonra o günü anlatırken, "Ben Samsun'u ve Samsun halkını gördüğüm zaman memlekete ve millete ait bürün tasavvurlarımın, kararlarımın yerine getirilebilir olduğuna bir defa daha kuvvetle inanmıştım. Samsunluların hal ve durumlarında gördüğüm, gözlerinden okuduğum vatanseverlik, fedakârlık, ümit ve tasavvurlarımı müspet bir inanca götürmeye yeterli olmuştu" diyecektir.
Sayfa 167 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Milli Kurtuluş Mücadelesi, Mustafa Kemal'e göre, antiemperyalist ve antikapitalist bir hareket olarak başladı.
Kürt sorunu mu, Türklük sorunu mu? (2005)
Erdoğan, "Türkiye'de Kürd sorunu vardır." dedi ve günlerdir bu söz üzerine Kürd sorunu yeniden gündeme taşındı. Şu 'soru'nun yerinde olduğunu düşünüyorum: "Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'bu söylediği' bu ilgiyi hak ediyor mu?" Recep Tayyip Erdoğan'ın bu açıklamalarından sonra, Kürd aydınları
Atatürk - Bursa Nutku
. Mustafa Kemal'in tarih kitaplarına ve Kurtuluş Savaşı Tarihi'ne; "Bursa Nutku" olarak geçen konuşması işte bu toplantıda ve bu olaylardan sonra yapılmıştır. "Gerekirse Cumhuriyet Devrimleri adına şiddete bile başvurulabileceği" şeklinde de yorumlanan konuşmasında Mustafa Kemal şöyle diyor: "Türk genci, inkılapların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna ve doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve inkılapları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket oldu mu: "Bu memleketin polisi vardır... " demeyecektir, hemen müdahale edecektir: elle, taşla, sopa ve silahla... nesi varsa onunla, kendi eserini koruyacaktır. Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis, henüz inkılap ve Cumhuriyetin polisi değildir." diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir. Yine düşünecek: "Demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım!... diye düşünecektir. Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber, bana, İsmet Paşa'ya, Meclis'e telgraflar yağdırıp haklı ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını istemeyecek ve diyecek ki: "Ben inancımın ve kanatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir!... " İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!... 5 Şubat 1933, BURSA .
Vakıa, Yıldırım Ordusu kumandanlığını üstüme alıp İstanbul'dan Halep'e hareket ettiğim günün gecesiydi. Fal­kenhein tarafından bana bazı şeyler gönderildiği söylendi: O "şey"lerin, kendilerini kabul ettiğim odaya nakledilmesi­ni emrettim. Salon kapısının yanına ufacık sandıklar istif edildi. "Bunlar nedir?" dedim. Alman
Sayfa 23 - Pozitif YayınlarıKitabı okudu
379 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.