Hayatımın kitabı.
Bunun üzerine aslında ne söylesem boş. Az çok okuduğum edebiyat, tarih ve diğer kitaplar arasında beni bu denli etkileyen, rahatsız eden ve düşündüren başka bir kitap olmamıştı. Bu kitap üzerine çok fazla şey söylenebilir. İçerisinden belki binlerce farklı yorum, onlarca farklı düşünce çıkarılabilir.
İnsanın içerisindeki “yumru” yu, kalbinizin sıkışmasını bu denli iyi anlatabilen başka bir kitap var mıdır, bilmiyorum. Kitabın zamanlaması çok önemli. Neşenizin çok yüksek olduğu bir zaman iyi bir zaman olmayabilir mesela. Veya ağlarken okunamayabilir. Geri kalan bütün zaman dilimlerinde Pessoa’nın dünyası her zaman okuyan için var olacaktır. Kitabın hiçbir amacı, hiçbir gayesi yok. Sadece okuyorsunuz. Sizi evren, varlık, zaman ve hayatın kendisi gibi konularda bambaşka yerlere götürüyor. İfadeleri, çözümlemeleri o kadar net, açık ve duru ki bu sadece okumakla anlaşılabilecek bir şey.
Tanıdığım herkese özellikle tavsiye ettiğim bu kitabı okuduktan sonra uzun bir süre kendime gelemedim. Kitap hala masamın üzerinde ve uzun bir süre elimden düşmeyecek. Sık sık rastgele bir sayfa açıp tekrar tekrar okuyorum. Altını çizmekten yorulduğum sayfaların sayısı gerçekten çok fazla.
Edebiyatı seven, kendini arayan, kendini bulan, aramakla bir şey bulunamayacağını düşünen, hiç aramayan, sadece var olan herkesin okuması gereken çok önemli bir eser.
Mutlaka, tavsiye olunur.