Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Komünizm, eğer temelinin eşitlik olduğunu ve bütün in­sanların ihtiyaçları eşit biçimde tatmin edilmedikçe (ken­ dinde, ufak bir istem) cemaatin olamayacağını söylüyorsa, mükemmel bir toplumu değil, sadece esas olarak "içkin" (Jean-Luc Nancy'nin deyişiyle) insanlık tarafından ya­ratılmış şeffaf bir insanlık ilkesini varsayar: İnsanın insana içkinliği; bu aynı zamanda insanı mutlak anlamda içkin var­lık olarak belirler, çünkü insan tamamıyla eserdir, kendinin ve sonuçta her şeyin eseridir veya eseri olacak hale gel­melidir; onun tarafından biçim verilmemesi gerekecek hiçbir şey yoktur, der Herder, insanlıktan doğaya kadar (ve Tanrı 'ya kadar). Sonuçta, geriye bir şey kalmaz. En sağlıksız totalitarizmin görünüşte sağlıklı kökenidir bu.
İnsanlar Tanrı önünde eşittir ama hayattan zekaları, becerileri, azimleri ve kazanmalarına uygun olarak pay alırlar. Bu yüzden mutlak eşitlik yoktur.
Reklam
İnsanlar Tanrı önünde eşittir ama hayattan zekâları, becerileri, azimleri ve kazanma hırslarına uygun olarak pay alırlar. Mutlak eşitlik yoktur.
Bu dünyada her şey karşılıklıdır. İnsanlar Tanrı önünde eşittir ama hayattan zekaları, becerileri, azimleri ve kazanma hırslarına uygun olarak pay alırlar. Bu yüzden mutlak eşitlik yoktur.
İnsanlar Tanrı önünde eşittir ama hayattan zekaları, becerileri, azimleri ve kazanma hırslarına uygun olarak pay alırlar. Bu yüzden mutlak eşitlik yoktur.
Sayfa 66 - İnkilap KitabeviKitabı okudu
Komünizm, eğer temelinin eşitlik olduğunu ve bütün insanların ihtiyaçları eşit biçimde tatmin edilmedikçe (kendinde, ufak bir istem) cemaatin olamayacağını söylüyorsa, mükemmel bir toplumu değil, sadece esas olarak "içkin" insanlık tarafından yaratılmış şeffaf bir insanlık ilkesini varsayar: İnsanın insana içkinliği; bu aynı zamanda insanı mutlak anlamda içkin varlık olarak belirler, çünkü insan tamamıyla eserdir, kendinin ve sonuçta her şeyin eseridir veya eseri olacak hale gelmelidir; onun tarafından biçim verilmemesi gerekecek hiçbir şey yoktur, der Herder, insanlıktan doğaya kadar (ve Tanrı 'ya kadar). Sonuçta, geriye bir şey kalmaz. En sağlıksız totalitarizmin görünüşte sağlıklı kökenidir bu.
Reklam
Sosyalizm ile komünizm eşitlik fikri üzerinde temellenir. Ama özgürlük pek dert edilmez. Bireycilik üzerinde temellendiğinden en azından özgürlüğün tohumunu içeren burjuva sisteminden daha kötü zorbalıklardır bunlar. Sosyalizm ile komünizmin temellendirdiği ise mutlak erk sahibi bir Devlet’tir. Bütün insanları bu canavarın, öldürülecek bir bedeni bile olmayan bu Mutlak Kral’ın altında eşit kılarlar. Her ikisinde de burjuvazi her şeyini yitirir, emekçinin ise kazanacağı hiçbir şey yoktur. Burjuva köle değilken köle olur; burjuvanın dengi olmuş işçi, kendini yeni bir efendiyle birlikte bulur ve önceden olduğu gibi yine köledir. Burjuva sisteminde bir emekçi, her şeye rağmen ve emeği sayesinde ya da şans sonucu veya herhangi bir başka gerekçeyle kendisi için biraz para toplayabilir, toplum içinde yükselebilir, belli bir oranda özgürlük –en azından paranın sağlayabileceği oranda– elde eder. Sosyalist ya da komünist rejimde ise hiçbir umudu yoktur. Bu, cehennemin yeryüzünde kusursuzca geçekleşmesidir ve cehennemde, göründüğü kadarıyla, herkes eşittir.
Can Yayınları
Geri168
687 öğeden 681 ile 687 arasındakiler gösteriliyor.