youtu.be/cV219a-eAeY?si=...
Bu güzel gecede , kendime iyi davranmanın önemini anlamaya çalışıyorum. Hayatın karmaşasında kaybolmadan, kendi içime dönüyorum ve iç sesimle konuşuyorum.
Anı yakalamak için yavaş adımlarla ilerliyor, her nefesi derinlemesine hissediyorum. Çünkü hayatın en kıymetli hazineleri, yaşadığımız anlarda
- 1.
İki beyaz martıdır ellerinle gelirsin
Gizli bir yerinden tutuşmuş yanar
Kederinle gelirsin
Yorgun bir yelkenliyim hayatının ufkunda
İntihar ihtimali gözlerinle gelirsin
Sinsi bir deprem sürer gider
Durgunluğunda
93 senesinin en uzun
Yok, asıl kendi kendinle başın dertte, kendi kendinle sorunların var: Ne istediğini bilmiyorsun. Değerli düşünceleri pek beğeniyorsun ama izlemiyorsun onları. Mutluluğun nerede olduğunu görüyorsun fakat oraya varmaya cesaretin yok; madem önündeki engelin ne olduğunu kendin görmüyorsun, bari ben sana söyleyeyim: Geride bırakacaklarının büyük şeyler olduğunu sanıyorsun. Erişmeye niyetlendiğin o huzuru hedef aldığın zaman, geride bırakacağın yaşamın parlaklığı seni alıkoyuyor yolundan; sanki çamura, karanlığa gömülecekmişsin gibi. Yanılıyorsun Lucilius, bu hayattan öteki âleme yükselir insan. Parlaklık ile ışığı birbirinden ayıran şu: Birinin değişmeyen, hep kendinin olan bir kökeni vardır; öteki, başkasının ışığıyla parlaktır. Aynı nitelik ayrımı, bu yaşam ile öteki yaşam arasında bulunur. Bu yaşam, dışarıdan gelen bir parlaklıkla donanmıştır; ışığın önünde kim durursa, koyu gölgesi vuracaktır ona. Öteki yaşam, kendi ışığıyla pırıl pırıldır.
Aşkın gölgesi. Yürek ferahlığının, mutluluğun yurdu. Sırrını iki kişinin bildiği maceraların ocağı. Yürek ve vücut dilinin ülkesi. Düşmanlıklarla dolu dünyaya karşı en güvenli sığınak.