Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Meral Nalbantoğlu

128 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Gençlik /Tove Ditlevsen Yazarın otobiyografisi olan Kopenhag Üçlemesi'nin çocukluğunun anlatıldığı ilk kitabında, ihmal ve duygusal istismarla geçirilmiş cehennmem gibi bir atmosfer vardı. Anne, baba ve abisiyle yaşadığı küçük evde kaçacak, okuyacak, yazacak en ufak bir mahrem alan yoktu. Abisi Edvin'in on sekizinden sonra evden
Gençlik
GençlikTove Ditlevsen · Monokl Kitap · 0349 okunma
Reklam
384 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Her şeyden önce romanın geneline yayılan, memnuniyet veren ince bir mizahdan bahsetmeliyim. Yazardan okuduğum ikinci kitap. Ilkinde bu özellik var mıydı hatırlamıyorum. Hep tebessüm ettiren ama kahkaha attırmayan, zihne, gönle hoşluk veren bir mizah söz konusu olan. Gamze, annesinin önce onları terk edişi, ardından ölümü ile emekli öğretmen babasıyla yaşayan, üniversiteden mezun olmak üzere olan roman kahramanı. Babası, İlhan Sami Bey, Köy Enstitüsü mezunu emekli öğretmen,  müşkülpesent, milliyetçi, cimri, geçmişte yaşayan, çekilmez bir adam. Ve bence romanın ikinci güçlü yanı da bu  karakter. Öyle iyi aktarılmış ki; sanki kanlı canlı karşınızda. Gamze İlhan Sami kadar derin değil ama. İlhan Sami Bey'in anne ve babasi, mübadele zamanı Girit'den Türkiye'ye gelmiş, kayıp amcayla ilgili acıklı bir hikaye var. Babasından bunalan Gamze'nin, üniversitede değişim programıyla Istanbul'a gelen Yunanlı Stavros'a aşık olması, hikayenin kırılım noktası. Zeytinburnu'ndaki boğucu hayattan çıkıp, Stavros'un ardından Yunanistan'a, hem de Girit'e gitmesiyle bir yanıyla romanı polisiye yapan sürprizli, gizemli olaylar arka arkaya geliyor. Kuşak çatışmasının yanı sıra, mübadelenin insanlar üzerindeki etkisi, Türkler ve Yunanlılar arasındaki çatışmalar üzerinden milliyetçilik ve Kazancakis'in adası Girit'in doğasına (ama insanına değil) güzelleme de romanın çatısını oluşturuyor. Romanlarda okuduğum en sürpriz sonlardan biriydi, sürpriz olduğunu hiç çaktırmadan en son cümleyle şaşkınlık yarattı.
Dolunay İki Gece Sürer
Dolunay İki Gece SürerBaşar Başarır · 2021171 okunma
199 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Öfkenin normal bir duygu olduğu,önemli olanın öfkeyi nasıl ifade etmek gerektiği,bu duygunun şiddete, yıkıcı davranışlara yol açmamasının esas olduğunu defalarca duymuşsunuzdur. Harriet Lerner, bunun bir adım ötesine geçerek, öfke duygusundan nasıl faydalanırız, bunu bir gelişmeye, bir iyiliğe kendi hayatlarımız için bir devrime nasıl dönüstürürüz sorularını cevaplamış. Kitap kadınlara hitap ediyor daha çok, örnekler daha çok kadınların yaşadığı sorunlarla veriliyor, ancak erkekler de faydalanabilir bence. Öfke dansı, öfkeyi doğuran süreçlerde takındığımiz yanlış ve faydasız tutumlar konusunda da büyük bir farkındalık veriyor. Yillarca ev icinde ya da dışında,ailede, iş çevresinde, sorun yaşayıp ofkelendiğimiz ancak tutumlarımızı ya da davranışlarımızı değişirmediğimiz için kısır döngüye dönüşen sorunlarımıza çözüm bulmak konusunda çözümler sunuyor. Dil akıcı ve açık. Öneriler uygulanabilir, örnekler de cesaretlendirici.
Öfke Dansı
Öfke DansıHarriet Lerner · Varlık Yayınları · 20192,712 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
224 syf.
9/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Emilie Pine, Irlanda'da Dublin College'da, edebiyat bölümünde öğretmen. Daha çok tiyatro, dram konusunda çalışiyor anladığım kadarıyla. Alanıyla ilgili yazdıklarının dışında tek eseri bu. Bu kitapta  birçok travma yaşamış olan kendisiyle hesaplaşıyor. Zamanında söyleyemediklerini dile getiriyor.  Yaşadıkları karşısında ne hissettiğini,
Kendime Notlar
Kendime NotlarEmilie Pine · Domingo Yayınevi · 2021204 okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
Per Petterson'u bilenlerden sevenleri ve sevmeyenleri tanıyorum. Bilip de kayıtsız kalanı tanımıyorum.Öyle nevi şahsına münahsır bir yazar. Yazarını bilmeden kitabından bir sayfa okuyunca Kuzeyli bir yazar olduğunu tahmin edebilirsiniz, ikinciyi okuyunca ya odur ya da ona çok benzeyen yeni biri dersiniz. Ben sevenlerdenim. Neden? Her ne kadar son zamanlarda edebiyatın göç ve iklim krizinden başka insanlığı ilgilendiren konulara yer vermemesi/ az yer vermesinden ve bireyin iç dünyasını anlatan romanların yükselişte olmasından şikayet etsem de P.P bu işte çok iyi. Metinleri, genelde orta yaşa yaklaşmış yalnız erkek bireye dair. Onları çok ama çok iyi anlatıyor. Ardından Romanı'nda, Lanet Olsun Zaman Nehrine ve Benim Durumumdaki Erkekler'in  kahramanı Arvid Jansen'i karısından, kızlarından ayrıldıktan yıllar sonra, her zamankinden daha yalnız ve sefil bir durumda buluyoruz. Ailesinden kalan tek kişi "başarılı" ağabeyi David'in boşanmasıyla geçmişiyle kim bilir kaçıncı kez yüzleşiyor. Özellikle babasıyla ilişkisi irdeleniyor. Baba ne kadar "iyi bir baba" da olsa, zayıf anları, kusurları, karşılıklı hayal kırıklıkları, ilişkinin zayıflaması, pişmanlıklara tek tek bakılıyor, o zamanki  koşullar, verilen tepkiler, şimdiki duygular ortaya dökülüyor. İnsana dair bu okumaları yapmak edebi hazdan başka yaşamıma yansıyan farkındalıklar da veriyor bana. Romanın sürprizi de vardı: bol bol Raymond Carver ile ve kritik iki abda, "Ince Memed" romaniyla Yaşar Kemal ile karşılaşmak.
Ardından
ArdındanPer Petterson · Metis Yayıncılık · 202275 okunma
Reklam
424 syf.
9/10 puan verdi
·
19 günde okudu
Tobias Wolff'un hikayelerinde, kahramanlar "kahramanca" bir şey yapmıyorlar, sıradan insanlar bunlar; genelde iyi yönlerinin, başarılarının üzerinde durulmuyor. Şimdiki zamanda nispeten iyi durumda olsalar bile çocukluk ya da gençliklerinde zorluklarla karşılaşmış, ihmal edilmiş, bocalamış kişiler çoğu. Öyküler içinde onların hataları, şaşkınlıkları, kararsızlıkları, bocalamaları bazen de diplere kadar düşmeleri var. İnsanın siyah ve gri tarafları sıradan gibi gözüken olaylarla veriliyor. Bir av, yolculuk, çocuklukta arkadaşa yapılan bir ziyaret, bir ögrenciyle diyalog, eşler arasındaki günlük bir sohbet gibi hikayenin mekanı diyebileceğimiz olaylar sırasında, büyük farkındalıklar yaşanıyor, bir ömürde yapı taşı olabilecek ama o an normal görünen kararlar alınabiliyor. Ya da öykü bittiği halde her şey korkunç bir  belirsizlik içinde kalabiliyor. O kadar güzel roman ve öykü okumuşken ve artık okuyacağım her şey eskilerine benzeyecek derken hala yeni bir yazar tanıyıp çok beğenmek de şaşkınlığa düşürüyor insanı.
Hikâyemiz Burada Başlıyor
Hikâyemiz Burada BaşlıyorTobias Wolff · Yüz Kitap · 20219 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Çok güçlü, özgün bir metin. Neden? Çünkü: Metinde çok başarılı özellikler var; ilki,  atmosferine hakim  olan güçlü duyguların- gerilim, endişe, güvensizlik, dehşet, korku, kontrol vb- okuyucuya iyice geçirebilmesi, herşeyden önce yazarın  bu atmosferi yaratabilmesi. Neyle yaratabilmesi? Flu görüntüler,  cevapsız sorular, yetersiz açıklamalar, bekleyiş, engeller ve muğlak zaman kavramıyla. Ikinci başarılı özellik akıcı mı akıcı olması. Neyle? Bir tür bilinmezlikle başlamasıyla, dereden içtiği suyla zehirlenerek ölen bir atın ve geçmişte ölmek üzere olan bir çocuğun başına  gelen ilginç, belirsiz olayların yavaş yavaş çözülmesiyle. Zamanda sık sık ileri ve geri gidilmesiyle. Amanda'nın ve kızının kırılgan güvenliğinin dozu giderek aşacak sekilde tehlikeye girmesiyle. Hikayeyi basitçe Arjantin'de, Amanda adında, kızının güvenliğinden sıkça endişelenen kontrolcü bir annenin kırsal bölgeye tatile gitmesi ve orada yaşadığı gerilimli olaylar diye özetleyeyim. Amanda'nın kızı hastalandığında, en yakın hastane çok uzaklarda olduğu için, bölgede bilinen bir "şifacı"ya gitmek zounda kalıyor. Normalde öyle biri olmamasına rağmen çaresizlikten buna ikna oluyor. Sağduyu/bilim/ bilgiye karşı boş inanç/ safsata/ şarlatanca mistisizme başvuruyor. Yazar,  kahramanın rutin hayatında tercih etmeyeceği sağduyudan uzak tarafa geçişini sağlayacak koşulların şaşılacak derecede çabuk oluşmasına sebep ikna edici argümanlar sunuyor. Kapak da içeriğe çok uygun, dahiyane hazırlanmış. Spoiler vermek istemiyor ve burada kesiyorum.
Kurtarma Mesafesi
Kurtarma MesafesiSamanta Schweblin · Can Yayınları · 20211,237 okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Nobel ödülünü alan ilk Afro-Amerikalı kadın yazar Toni Morrison'un kalpte bir yangına yol açan ilk romanı. 1940 ların Amerika'sında genç siyahilerin cinselliği acı yollardan keşfedişleri, kendilerine medya ve toplum tarafindan dayatılan güzellik kavramının beyazlığa dayalı olması karşısında hissettikleri çaresizlik anlatılıyor. Hiçbir zaman, tam anlamıyla beyaz olamayacakları için, onaylanmayacaklarına, görülmeyeceklerine, değer görmeyeceklerine dair gelişen köklü inançlar aktarılıyor. O zamanlar siyahi olmaktan siyahilerin bile hoşlanmadığı, kendilerinden, renklerinden, görüntülerinden nefret ettiği bir ruh hali ortaya konmuş, bunların üstüne bir de çirkin olan ve babası tarafından istismara uğrayarak hamile kalan Pecola Breedlove üzerinden. Cinselliğin keşfi her genç için zordur, ama o zamanki siyahi genç kızlar için cinselliğin başlaması, aynı zamanda kendilerini istismar başta olmak üzere birçok acıya hazırlamaları gereken tehlikeli bir yol olarak resmediliyor. Neyse ki; yazar Claudia ve Frieda karakterleri (kızkardeşler) ile, yolun zorluğuna rağmen savaşılabileceğini ve ümitli olunabileceğini gösteriyor.
En Mavi Göz
En Mavi GözToni Morrison · Sel Yayınları · 20181,993 okunma
316 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Beynimiz çoğu zaman avcı-toplayıcı olduğumuz zamanlardaki gibi işliyor. Ilkel beynimiz, ortada ciddi bir tehdit olmasa bile bize hayatta kal, acıdan kaç, haz almaya yönelik çalış diyor. Limbik sistem de denen bu yapının dürtüsel isteklerine nispeten genç ve çok karmaşık olan beyin yapımız prefrontal korteks (PFC)mantık ve sağduyuyla cevap verme
Kaygı Döngüsünü Kırmak
Kaygı Döngüsünü KırmakJudson A. Brewer · Okuyan Us Yayınları · 2021165 okunma
95 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bence Mustafa Çiftçi'nin öykülerini okumak birçok açıdan çekirdek çitlemek gibi. İçinden hiç acı çıkmayan, tuzu tam ayarında, kabukları kolayca açılan, bir tanesini çitleyip içini ağzınıza bırakır bırakmaz diğerine bir an önce kavuşmak için sabırsızlandığınız çekirdekleri arka arkaya çitleyip adeta bir saadet zinciri kuruyorsunuz. Küçük küçük hikayelerde öyle bir eğlence, öyle bir tat var. Öykülerin çoğu çocukluğun saf, gençliğin deli dolu, yakıcı  zamanlarını konu alıyor. Arka planda, herkesin birbirini tanıdığı, çoğunlukla olduğu gibi kabul  ettiği Anadolu  kasabaları yer alıyor. Garibanlığın, taşralılığın da, tıpkı çocukluk, gençlik gibi en çarpan, en gerçek haliyle gösterildiği öyküler kimi zaman gülümsemenize, kimi zaman kahkaha atmanıza sebep.oluyor. Iyi ki, vakti zamanında, yazarın "Ah Mercimeğim" öykü kitabını spontane olarak alıp yazarı tanımışım.
Ağlaya Ağlaya Öldük Anam Bacım
Ağlaya Ağlaya Öldük Anam BacımMustafa Çiftci · İletişim Yayıncılık · 2021456 okunma
Reklam
56 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bir insanın başka bir insana tutkusunun anlatıldığı en iy metinlerden bir olabilir Tutku. Seneler romanı ile tanınan Fransız yazarın bu kısa romanı da otobiyografik. Kendisinin orta yaş civarında yaşadığı bir ilişkiyi anlattığı bir metin. Evli ve farklı milletten/kültürden bir adamla yaşadığı cinsellik üzerine kurulmuş bir ilişki bu. Romanınn karakteri (aslında yazar), bu adama duyduğu tensel aşkın odağında yaşıyor ilişkileri boyunca, her şeyi ona göre ayarlıyor, telefonunu beklediği sırada evden çık(a)mıyor, sosyal ilişkilerini azaltıyor, rasyonel olmayan davranışları oluyor, atmosferi adama duyduğu özlem, aşk ya da tensel arzudan oluşuyor. Gergin bekleyişler, duygusal zorlanmalar, ondan bir haber, bir ses beklerken delirmenin eşiğinde geçirilen zamanları anlatan satırlarla karakterin duygusu, daha doğrusu tutkusu okuyucuya çok iyi geçiriliyor. Kadın tutku vesilesiyle kendi sınırlarını görüyor, "zamanı, tüm bedeniyle başka türlü" ölçüyor.  Baş etmekte zorlandığı bu yakıcı duyguyu kelimelerle aktararak anlam bulmaya çalışıyor,  duygularıyla yüzleşiyor. Arnie Ernaux'un olabildiğince dürüst ve cesur metnine şapka çıkarıyorum.
Yalın Tutku
Yalın TutkuAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20224,015 okunma
376 syf.
4/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Beş kilo doğan ve hep o ayarda giden biri olarak, hayatım boyunca fazla kilolu olmakla ilgili epey mesai harcadım. Haliyle epey bilgi sahibiyim. Aslolanın sağlıklı yemek ve sağlıklı vücut ağırlığina sahip olmak olduğunu, bunun için neyi ne kadar yemem,ne kadar egzersiz yapmam gerektiğini, hangi besinlerin ekstra faydalı, hangileri çok sağlıksız ,
Duygusal Açlık
Duygusal AçlıkDoreen Virtue · Destek Yayınları · 2020453 okunma
88 syf.
9/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Bir insan, bir çocuk ne işe yarar? Çocuksa, deniz kenarında, kırlarda, ormanda, kum tepelerinde koşup oynamaya, doğayı, evrenle ilgili kavramları, sanatın gücünü keşfetmeye (ama sadece keşfetmeye), kendini tanımaya, çocukça aylaklık etmeye mi, yoksa her gün sıkıcı matematik problemlerinin onlarcasını çözüp ders kitaplarını ezberlemeye, kendisi olmak yerine "standart uslu çocuk" olmaya mı? Bir yetişkin ne işe yarar? Yüksek kredi borçlarını ödeyip, arabanın, evin, ev eşyasının, giysilerin en pahalısını almak için, dinlenmeden robot gibi gece gündüz çalışmaya mı, yoksa yıldızları, çiçekleri seyretmeye, konsere gitmeye, ailesiyle dans etmeye, sevdiği, merak duyduğu konularda çalışmaya mı? Eğlenmek, hiçbir şey yapmamak, aylaklık etmek, gelecek için endişelenmeden, geçmiş için üzülmeden sadece o anda olup bitene bakmak hakkımız değil mi? İnsan, toplumun kendisinden beklediği rollere uygun yaşamayı bırakıp, kendisi olmayı, mutluluğu, huzuru, neşeyi seçebilir mi? Keşke çocukken kendime  bu soruları sorma gücü veren böyle bir kitapla karşılaşmış olsaydım.
Aylaklar Kumsalı
Aylaklar KumsalıAlex Nogues · Can Çocuk Yayınları · 2021310 okunma
268 syf.
5/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Anneler, Kızları ve Beden Algısı Global dünyada, yerel kültürü aşıp genele yayılan değerleden biri  fit bir görünüme sahip olmak. Özellikle kadınlar, kabul görmek, onaylanmak, kendilerini değerli hissetmek için fit olmaya çalışıyor ve ideal olçülere göre fazladan her bir kilo bedenini olumsuz (çirkin, şişman, istenmeyen vb.) algılamasına neden oluyor. Bu algı günümüzün görsel, tüketime dayalı kültürünün bir dayatması olsa da, bunun değer haline gelmesi, parlatılıp normalleştirilmesi, aile içindeki tutumlarla da beslenebiliyor. Özellikle anneler kız çocuklarına bu konuda kendilerinin beden konusundaki tutum ve inançlarıyla rol modeli olup,  bazen bu konuda ömür boyu takıntılı ve mutsuz kadınların var oluşuna katkıda bulunuyorlar. Bu kitap, annelerin kızlarının beden algısına nasıl etkide bulunduğunu, bu konuda yapılan doğru ve yanlış davranışları ortaya koyuyor, doğru davranışlar konusunda rehber olmaya çalışıyor. Terapist Hillary L. McBride, ilgili araştırmalardan bulduğu sonuçları, gerçekten danışanı olmuş anneler ve kızlarının hayatlarından örnekler vererek aktarıyor. Bu kitabı okumak bana çok iyi geldi diyemem, anlattıklarının hemen hepsiyle ilgili mesleki farkındalığım ve bilgim vardı. Yeni bir şey söylemedi, aksine yaralarımı kaşıdı Belki bir başkasına iyi gelebilir. Ayrıca çeviri çok yordu.
Anneler, Kızları ve Beden Algısı
Anneler, Kızları ve Beden AlgısıHillary L. McBride · Okuyan Us Yayıncılık · 2021322 okunma
232 syf.
7/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Herkes okuyup yorumladığına ve bayıldığına göre ben de Seneler'i okuyabilirim diye karar verdim. Bu zamana gelene kadar  kitaptan beklentim çok yükseldi. Malesef, Seneler beklentilerimi tam olarak karşılamadı. Kitap kesinlikle sıradan değil, özellikle uslubuyla yaratıcı bir edebi zeka ürünü, fakat bende büyük bir hayranlık duygusu  uyandırmadı, duygusal olarak da ahım şahım etkilenmedim. Hafızayla ilgili bir metin Seneler. Kişisel hafızamızı, duygularımızla, beklentilerimizle, ihtiyaçlarımızla olan bağlantılarıyla ve   duyularımızla beslenmiş anlar oluşurur. Annie Ernox, kişisel tarihi ve kişisel tarihiyle kesişen Fransa ve dünya tarihini oluşturan bu anları, belirli zaman dilimlerini; onları bir sahneyi, bir fotoğrafı tarif eder gibi aktararak kronolojik olarak dizerek Seneler'i oluşturmuş.Okurken 1944 yılından 2006 yılına kadar Fransa'da ve dünyada olup bitmiş en etkileyici olay, durum, akım ve hareketleri tekrar hatırlıyorsunuz. Elbette yazarın kişisel tarihi de var. Mesela yazarın hayatında önemli bir yer tutan cinsel özgürlük konusundaki gelişmeler özel hayatından, reklamlardan, haberlerden, film karelerinden, anekdotlarlardan örneklerle verilmiş ve çok başarılı bir yöntem olduğu aşikar Bu teknik ayırt edici, keskin ve güçlü. Yine de bana yetmeyen bir şeyler var. Ya da verilenler o kadar çok ki bağlama oturtamıyorum ve bütün bunlara nicelik olarak fazla geliyor. Belki bir defa daha okusam fikrim değişir ya da başka hir zamanda okusam. Bilemedim.
Seneler
SenelerAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20211,619 okunma
152 öğeden 136 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.