Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ÖNSÖZ, 1977
Elinizdeki bu kitap, sevgili hocam Suut Kemal Yetkin'in kılavuzluğunda, Mayıs 1974'te Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünde ikinci doktora tezi olarak hazırlanmış bir araştırmanın, kimi değişikliklerle genel niteliğe büründürülmüş biçimidir. Aradan üç yıl geçti. Yine de çalışmamın yapısında önemli değişiklikler yapmadım. Üç yıl
Bu harika incelemenin üstüne daha fazla ne koyabilirim bilmiyorum ben de tamamen bu hislerle ve sorularla okudum kitabı. Söyleyin bakalım ne yapacağımızı?Ha? Kendi bakış açımdan biraz kitabın sorgulattığı konulara değinmek istiyorum. Kitabın ilk yarısını dehşet içerisinde okudum, Hatta okurken zorlandım diyebilirim şu incelemedeki kısım anlatıyor "Öncelikle, Alex'i algılayamadım, itiraf etmeliyim. Şiddete meylim olmadığından ya da beynim, erkek beynine (bu da bilimseldir. Lütfen cinsiyetçilik olarak algılanmasın) has özellikleri ihtiva etmediğinden olabilir bu durum.. " argolu bir anlatım hakimdi gerçi böyle bir kötü-kötülük daha başka okuyucuya nasıl aktarılabilirdi bilmiyorum. Yazar yine de akıcı bir dil kullanmış. Sonra aslında uyguladıkları yöntemle kişilerin iyiyi veya kötüyü seçmesini engelleyerek toplumun kabul ettiği değerler üzerine bedenen davranış değişikliğine gidiliyor yani kişinin özü kendisi haricinde hiçbir etki ile değişmiyor. devletlerin baskıcı politikaları insanları makineleştirmeleri (şimdilik taslak olarak kalsın vaktim olunca düzenleyeceğim alıntıyı)
Portakal Çiçeği

Portakal Çiçeği

@portakalcicegi88
·
19 Mart 2018 12:36
Bolca sürpriz kaçıran vardır! Kitaplar, özellikle kaliteli kitaplar, denize atılmış bir olta gibi gelir bana bazen. Misinasının ucunda birden farklı yem, hepsi farklı balıkları çekecek şekilde. Her kitap yapmaz/yapamaz bunu ama; bazıları tam da böyle hissettirir. İşte bu kitap da öyle bir kitap. Düşünce denizine atılmış bir olta, ucundaki çeşitli
Reklam
Züleyha misali
Züleyha misali
Aşkı anlat dediler bana, Tebessüm ederek sordum Yaradana olan aşkı mı? yoksa yaradıana olana mı? Yaradılana diye cevap verdiler . Başladım anlatmaya Ferhatın şirin uğruna dağları deldiğini
Kur’ân-ı Kerîm’in tercüme edilemeyeceği yönündeki genel kabul, çeviri yandaşı olan âlimleri “tercüme” ifadesinden de uzak durmaya sevk etmiştir. Nitekim hâdisenin tarihsel sürecini incelediğimizde Cumhuriyete dek Kur’ân çevirilerine “tercüme” ifadesinin ıtlak edildiğini görüyoruz. Meal ifadesini ilk kez kullanan kişinin Elmalılı Hamdi Yazır olduğu
İnce Memed 4
Yaşar Kemal İnce Memed 4. Serinin son kitabına gelmiş olmanın vermiş olduğu bir boşluk olsa da iyi ki okumuşum. Çünkü seri kitaplara başlarken hep bir bitirememe korkusundan dolayı gerilim yaşıyordum.İnanılmaz bir kalem ve inanılmaz bir anlatım. İnce Memed karakterinin hayatı sorgulamasının yanı sıra savaşını vermiş olduğu hayatın, haksızlıkların her geçen gün daha da arttığının hayal kırıklığını, çaresizliğini sonuna kadar hissediyorsunuz. İnce Memed 4 ... Beni ve İnce Memed'i nasıl bir macera bekliyor. Ve karakterimiz bu sefer nasıl yollardan geçecek... Heyecanlıyım ..
İnce Memed 4
İnce Memed 4
Kızılderili Şef Seatle'ın Beyaz Saray'a Yazdığı Mektup, 1854
(Bu konuşma 1854’de Kızılderili Şef Seattle tarafından halkının topraklarını satması istenmesi üzerine bir yanıt olarak yazılmış ; bu konuşma daha sonradan Washington’da muhafaza edilmiş ve Amerikan Expo 74’de sunulmuştur.Son zamanlarda UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı) tarafından yayınlanıp, çevre üzerine şimdiye dek yapılmış en güzel ve
Reklam
Büyük Sır Üstadı serisi
Doğrusunu isterseniz Büyük Sır Üstadı – 137’yi okuduktan sonra serinin diğer 2 kitabı Işık Bakiresi’nin Yolu ve Kali’yi hemen okuyup buraya hemen bir inceleme yazabileceğimi düşünmüştüm. Kitapları içercesine okudum ama inceleme yazmam mümkün olmadı çünkü ikinci kere okuyup hazmetmem gerekti. Hala da hazmetmiş sayılmam. Belki de bu 3 muhteşem
397 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.