büyümek denen illetin sancısında kıvranıp duruyordum. insanoğlunun öğrenecek bunca şeyin karmaşıklığını yaratmış olmasını düşündüm. bir ömrün bunca şeye nasıl yeteceğini düşündüm ,yetersizliği düşündüm sonsuzu düşündüm ,ölümü düşündüm hatta , sonra yaşamak mecburiyetini düşündüm,ne oluyorsa oluyordu.çarkların içinde dolanmaya mahkum oluşumu derin bir mahcubiyetle kabul ettim ,lakin kabul ettiğim tek şey bu değildi ,öyle rezalet şeyler kabul ettim ki utandım kendimden
cesur bir yürek değildi benimkisi
başka bir yürekti
yüreksizlikti belki de
korkaklıktı
çocukluktu
Sevgilim demek kolay olmayacak!
Beni sevmiş olabilirsin fakat
sahibi olmak ve sahiplenmek arasındaki farkı bilmediğin zaman senin sevgin bir şey ifade etmez derdi sevgili...
Sevgilin sana böyle ödev vermiyorsa kendini nasıl geliştereceksin!..
Türkçeyi nasıl geliştereceksin🤔🥶
Birini tanımak kolay olmuyor...
Tanıdıktan sonra da böyle konuşuyorsa vazgeçmek hiç kolay olmuyor.
Senin yanında sevdiğin bile olsa doğru ve gerçeği sana söyleyip gelişmene yardımcı oluyorsa o sevgi tamamlanmış demektir...
+Leyla'nın elini tuttuğu zaman kalp ritmi düzeliyor. Bıraktığı zaman da kalbi duruyor... Biz elimizden geleni yaptık ama Leyla'nın elinden daha fazlası geliyor nasıl oluyorsa?
-Çünkü benim oğlum tam bir angut.. angut kuşu sevdiği olmadan yaşayamaz ama insan öyle değil mesela gülümsemesini takar hüznüne, yaşamaya devam eder. Kahkahası bol olan insanların yüzüne iyi bak doktor, onların gözleri mezar taşı gibidir.
- Leyla ile Mecnun 98
"Merak etme, ilk gün her zaman zordur," dedi Neil. "Ama hallederiz. Nasıl oluyorsa her zaman hallediyoruz.''
Karanlık Maddenin İzinin Bulunması
Vera Rubin ve Ford, Andromeda'yı gözlemlerken, beklenmedik şekilde galaksinin merkezden uzak kısımlarının merkeze yakın kısımlarının dönüş hızına yakın hızlarda döndüğünü fark ettiler. Bunun en bariz nedeni, her nasılsa, galaksinin dışında küresel biçimde dağılmış, hale olarak bilinen çok fazla miktarda madde bulunması olabilirdi.
Andromeda o zamana dek teleskoplarla iyiden iyide incelenmisti; görünen maddeden oluşan böyle bir halesi yoktu. Zwicky gibi Rubin de karanlık maddenin bıraktığı izi bulmuştu: Bir şey galaksinin dönüşüne kütleçekimsel bir etkide bulunuyordu. Dahası, tıpkı Zwicky'nin kümeleri gibi, bu galaksilerin de, eğer sadece görünen maddeyi içeriyor olsalar dağılıp gitmelerine yetecek kadar hızlı döndüğünü keşfettiler.
Karanlık madde kavramı destekçi buldukça, Zwicky'nin galaksileri mercek olarak kullanma fikri, işin içinde umulmadık bir şey mevcut olduğunu göstermek için başvurulacak ek bir metot olarak yardıma çağrıldı.
Nasıl ki, daha kalın bir merceğin odak uzunluğu daha fazla oluyorsa, bir galakside çok daha fazla miktarda madde olması da, mecek vazifesi yapan galaksinin, kendi çevresinde orijinal kaynağın birden fazla görüntüsünü oluşturma eğilimine daha fazla gireceği anlamına gelir. Kütleçekimsel mercek etkisine dair ölçümlerin kullanılması karanlık maddenin varlığını başka şekillerde de destekledi.
Sayfa 44 - Say YayınlarıKitabı okuyor
.
Onun teni nasıl oluyorsa, diğerlerininkinden farklıydı sanki. Onun bedenini hastalıklara ve zaflara açık bir beden olarak tasavvur edemiyordu. Bu beden onun ruhunun kılıfı olmaktan öteye geçiyordu. Ruhundan fışkıran ilahi özün saf ve zarif bir şekilde somut hale gelmesiydi adeta. (...) Ona göre öldükten sonra hayat diye bir şey yoktu. Her şey burada ve şimdideydi. Ondan sonrası ise sonsuza kadar sürecek olan bir karanlıktı. Ne var ki, kızın gözlerinde gördüğü şey ruh idi. Ölmesi mümkün olmayan ebedi bir ruh...
Sayfa 38Kitabı okuyor
