Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nasyonal El Plan

Nasyonal El Plan
@nasyonelplan
7 okur puanı
Şubat 2023 tarihinde katıldı
İnşaat - Rejim Değişikliği (Anlayana...)
Yeni bir rejim, inşa etmeden duramaz. İnşa enerjinin fışkırışıdır. İnşa ve umran durduğu zaman, ruhlarda ve kafalarda bir ateşin sönmüş olduğuna inanmak lâzımgelir.
Sayfa 11
Reklam
Milli Kurtuluş Tarihi 1
Milli Kurtuluş Tarihi 1Doğan Avcıoğlu
9/10 · 66 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
36 günde okudu
İsmet İnönü'nün Dış Politikası
İsmet İnönü'nün Dış PolitikasıHüner Tuncer
10/10 · 18 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
1935 CHP Parti Programı Hakkında Söylev
Yurttaşlarım, arkadaşlarım! İyilikler ve yenilikler yolunda durmadan ileri giden ulusal varlık, Cumhuriyet Halk Partisi, yarın IV. Büyük Kurultayı'nı açıyor. Kurultay, geçen dört yıllık çalışmaların biriktirdiği görgülerin ve tecrübelerin sonuçlarını göz önünde tutarak, gelecek dört yılın hükümet için ve Parti için temel olarak yeni çalışma
Sayfa 149
Sosyal Demokratlar
Sosyal demokrat diye bir parti tipi, bilhassa Orta Avrupa'da göze çarpar. Sosyal demokrat partiler, sosyalizm, kuvvetlendirmek, onun propagandalarını serbest hava içinde kolay ve geniş olarak yapmak ve sosyalistleri iktidar mevkiine getirmek isteyenlerin, demokrasinin serbest çalışma zemininden istifade için, bir taktik olarak, tatbik
Sayfa 103
Reklam
Antisemitizm
Yahudi aleyhtarlığı biraz da kan milliyetçiliğinden doğar, bugünkü Alman sistemi içinde Yahudi olmak eşit hak ve şeref taşımamak için yeter bir sebeptir. Yahudileri yurt içindeki, kan ekseriyetini yapan ırkın dışında ve bu farkla eşit hakka malik olmaması lâzım gelen bir unsur olarak tanıyan daha başka yerler de vardır. Tabiîdir ki, her akışın bir karşı akışı olarak, Yahudi aleyhtarı cereyanlar da Siyonist cereyanları doğurmuştur. Fakat bir başka bakışla da Yahudilik tesanütünün ve Yahudilerin, yaşadığı yurtlar içinde bütün başka yurttaşların üstünde kâr ve kazançta bir ve beraber oluşunun yaptığı vaziyeti, antisemit cereyanlara sebep gören ve gösterenler de çoktur.
Sayfa 100
Irkçılık-Muhafazakar Milliyetçilik Farkı
Bugünkü Fransa, kendi sınırı içinde yaşayan ve kendi süjesi olan "vatan ve namus" parolasına uyan herkesi kendi kolları arasına alır ve sarar. Bu öyle bir milliyetçiliktir ki, bunda geçmişe, kan yakınlığına ait hiçbir şey esas teşkil etmez. Günün sınırları içindekiler kimlerden mürekkep ise, onlar ulusu teşkil eder. Mesela,
Sayfa 99
Faşizmin Doğuşu
İşte bu zamanda Yukarı İtalya'da, Po Vadisi'nde bir hareket oluyor, Mussolini bu hareketin başındadır. Mussolini'nin sosyal düşüncelerinde sezilen ilk koku, sosyalist kokusu idi. Fakat Mussolini harekete geçtiği zamanlar bu düşünceleri değiştiriyor, vaziyete hâkim olarak İtalya'daki karışıklığa çare bulmak, sınıf mücadelesine tamamen zıt ve memleketin sınıfları arasında uygunluk, uyum -ahenk mânâsına alıyorum- getiren siyasal ve sosyal bir ekol ortaya koyuyor. Bu yeni hareket, hem halk hürriyeti hem de sınıf ihtilali fikirlerine taban tabana zıt ve her ikisine karşı reaksiyoner bir harekettir. O hâlde faşizm, sınıf mücadelesine, beynelmilelciliğe ve diğer sınıfların tanıdığı siyasal inanlara zıt olan ve demokrasiyi, fırkaları ve hürriyet ihtilâlinin getirdiği parlamantarizmi inkâr eden bir politika yoludur. Bu cereyanın başında olan adamın, dinastik bir aileden, bir kral ailesinden gelen mutlak bir hükümdar yerine halktan gelmiş bir adam olması, bu rejimin absolutizmden farkı olabilir. Bu netice asırlar ve asırlar geçtikten sonra telâkkilerin çok genişlemiş ve aydınlanmış olduğu Avrupa parçası üzerinde, bir kelime ile anlatılabilir ve bir benzetişle denebilir ki; faşizm, yirminci asırda Sezarizm'in dirilişidir.
Sayfa 67
Sınıf Kavgası
Birinci ana nazariye, sınıf kavgasıdır. Her sosyalist, mutlaka isçi diye bir sınıf tanıyacak, ona bütün gönlünü, inanını verecek, o sınıfın üstün olması için her vazifeyi alıp var kuvvetiyle kavga edecektir. Sosyalizmin gayesi, işçiyi patrona, kendisini fakir farz eden ve zenginlerin sosyal hayat için düşman olduğuna inandırılan kimseleri burjuvaya saldırtmaktır. Bu kavgada sosyalizm hiçbir anlaşmayı ve uyuşmayı kabul etmez. Bu kavga, patronlardan iç alıncaya kadar sürecektir. Bu kavga, bütün bir karşı cephe vurulup yere serilerek bunun enkazı üzerinde işçi sınıfının hâkimiyeti kurulana kadar, sona kadar devam edecektir. Eğer herhangi bir sosyalist uyuşmaktan bahsetmişse, bu, muhakkak o gün için karşısında kuvvetli hissettiği hasmının tazyikini azaltmak içindir. Yoksa, işçi sınıfının bütün kavgasının amacı, demin söylediğimizdir. Sınıf birliği fikrinin yanında din telâkkilerinin de kaldırılması, sosyalizmin, dikkat gözünü çeken bir tarafıdır.
Sayfa 59
Köylü Sosyalistçe Düşünemez!
Bilâhare sosyalizm nazariyelerine gelince göreceksiniz, sosyalizm, mülkiyetçi değildir. Herhangi bir yurttaşın bir gayrimenkule, bir eve, bir tarlaya sahip olmasını doğru bulmaz. Halbuki köylünün görüşü; menfaat, hesap, yaşayış ve anane bakımından bu sosyalizm doktrinlerinin tam zıddınadır. Köylü, toprağına ve evine bağlıdır, ona sadık bir
Sayfa 57
Reklam
Sosyalizmin Liberalizmden Doğuşu
Eğer Fransız ihtilali dünyaya bu kadar geniş hürriyet anlamını getirmiş olmasaydı, sosyalizm bu kadar ilerlemek, bu kadar az zamanda bu kadar bu kadar fazla genişlemek imkânını bulamazdı. Sosyalizm, hürriyet ihtilälinin getirdiği neticeler içinde demokrasinin ve parlamentarizmin göğsünde kendini besletip büyütmeye muvaffak oldu. Hatta o kadar ki, sosyalizm dün, bugün ve her zaman en yakın düşman diye karşısına aldığı burjuvazi muhitinde de onun teşkilatlanıp genişlemesine karşı hiçbir tedbir alınmadı. Karl Marx ve Friedrich Engels, Alman'dı. Bu iki şef, Almanya'dan çıkınca İngiltere gibi hürriyet ihtilâlinin tohumlarını eken John Locke'un memleketinde, sosyalizmden hoşlanmamış liberal ve burjuva ruhlu bir memlekette yaşamak ve bütün dünyaya sosyalizm akidelerini yaymaya çalışmak imkânını elde ettiler ve hayatlarını orada bitirdiler. Bütün bunlar bize gösteriyor ki, sosyalizm, göğsünde memesini emerek beslendiği hürriyet anayı, büyüyüp kuvvetlendikten sonra ortadan kaldırmayı kendisine bir sistem olarak kabul etmiştir.
Sayfa 55
İngiliz Emperyalizminin Osmanlı'da Çıkarları
İngiltere'nin Türkiye'yi Rusya'ya karşı koruma iddiası da hem dosta, hem de düşmana karşı koruma biçiminde, kurdun kuzuyu koruması türünden bir şeydir. Lord Palmerston, 1838 Ticaret Antlaşması'ndan sonra İngiltere ile dostluğun zirvesinde bulunduğumuz srada, 25 Mayıs 1839'da Fransız temsilcisine şöyle der: «Osmanlı İmparatorluğu'nun korunması amaç kabul edilince, onu hem dostlarına, hem de düşmanlarına karşı korumak zorundayız!» Bu korumayı, Salih Münir Paşa, 24 Temmuz 1903'de Abdülhamit'e gönderdiği bir raporla açıklar: Bizi korumakla kendi esenlik ve güvenliklerini sağlamış oluyorlar. Yine birçok kez görülmüş olduğu gibi, kendi amaçlarına ulaşıp, bizim aracılığımızla çözülecek işleri kalmayınca, bizi korumaktan vazgeçiyorlar.
Hasan Tahsin
Izmir'de Yunanlılara ilk kurşunu sıkan şehit gazeteci Hasan Tahsin, Mütareke'den sonra, Ingilizlere güvenme görüşünü savunmuştur. Hasan Tahsin, Ali Kemal ve Satvet Lütfi gibi Ingiliz yanlısı işbirlikçilerin önayak olduğu Osmanlı Sulh ve Selamet Cemiyeti'ni İzmir'de kurmuştur. Hasan Tahsin, gazetesinde şu görüşü savunmuştur: «Bizi yenen devletleri kızdırmamak, gücendirmemek ve bir olay çıkarmamak gerekir. Ancak bu sayede Anadolu'yu elimizde tutma olanağı vardır.. Hem zaten Ingiltere ve Fransa, Avrupa uygarlığının, özgürlüğün, demokrasinin beşiği değiller miydi? Onlardan Türkiye'ye açık bir haksızlık yapmaları nasıl beklenebilir? Hasan Tahsin, bu düşüncesinde yanıldığını anladığı zaman bile, yine de inanmıyacaktır: İzmir, Yunanlılara verilmek isteniyor. Fakat Türkler, insanlığı, adaleti savunan kuvvetlerden bu müthiş haksızlığı asla beklemiyor.» Açık açık sosyalist olduğunu söyleyen, gazetesinde yazan Hasan Tahsin'e göre, Ingiltere, Fransa ve Amerika insanlığı, eşitliği savunan güçlerdir! (Nurdoğan Taçalan, Ege'de Kurtuluş Savaşı Başlarken, s. 139 140). İzmir Valisinin oğlunu 50 bin lira fidye için dağa kaldıran Çerkez Etem'i, Hasan Tahsin, Ittihatçı Vâli'yi İngiliz düşmanı varsayarak, Çerkezler'in İngilizlere olan bağlılığını göstermek için dağa kaldırdı diye savunmuştur.
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.