Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günümüzde orduda Prusya ekolü devam ediyor mu?
Almanların askeriyedeki etkisi cumhuriyet döneminde yoğunluğu­nu yavaş yavaş yitirse ve ardından Türkiye'nin NATO'ya girmesiyle bütü­nüyle ortadan kalksa da, Prusya ekolü arkasında bugün de fark edilebilen izler bırakmıştır. Elbette Türk subayları Prusya tarzı nişanları, monokilleri ve Kaiser tarzı bıyıkları terk etmişlerdir. 1903 model Mauser piyade tüfek­ leri ve geçiş törenlerindeki kaz adımları da bugün geçmişte kalmıştır. Yine de ordu içinde hala Prusya ekolünden kalma bilinçaltı düşünce ve hareket tarzları gözlemlenebilmektedir. Görüştüğümüz subaylardan biri "NA­TO'ya girdiğimizden beri artan Amerikan etkisine karşın, kurallara sonsuz bağlılığı ön plana çıkaran eski Prusya geleneği hala sürmektedir" sözleriy­le bu saptamayı yapmaktadır.
Keşke Müslümanların da İslamı çok güclü olarak temsil etmeleri için Birleşmiş Milletler Topluluğu, Avrupa Birliği veya NATO dan daha güçlü bir teşkilatları olsaydı. Böyle bir teşkilatımız olsaydı Filistin, Kudüs ve benzeri yerlerde kan ve gözyaşı olmazdı.
Sayfa 170 - Gülnar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Savaşın Sürekliliği
Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra savaşsız bir dünya hayali yeniden yeşermişti. Batılılar, savaşın gölgesinin sonsuza dek üzerlerinden kalktığını düşünüyorlardı. Ancak bu çifte yanılgıydı. Öncelikle, 1945 sonrası dönemi "savaş sonrası" diye adlandırmak yanlıştır. Her ne kadar 1974'te NATO üyeleri Türkiye ile Yunanistan arasında gerçekleşen savaş haricinde Avrupa'da savaş olmadıysa da, diğer kıtalarda 1945 ile 1990 yılları arasında 40 milyondan fazla insanın ölümüyle sonuçlanan yaklaşık 160 savaş yaşanmıştır. 90'lı yılların başında ise savaş Balkan Avrupa'da yeniden başladı. Diğer taraftan jeopolitik gerçekler, "tarihin sonu" veya "yeni dünya düzeni" gibi teorileri de geçersiz bırakıyordu.
Sayfa 41 - Erdem yayınları
Yakın Tarih Dersleri İkinci bir adam Atatürk sonrası Türk Cumhuriyeti devletini yönetemedi. Mustafa Kemal Atatürk gibi bir ileri görüş dahisinin yerini doldurmak kolay değildi. İkinci dünya savaşı birinci dünya savaşının başarısızlığı emperyalizmin tarafından giderilmek istendi. Bugün devam eden birinci dünya harbidir. Batı emperyalizmi
1950-1960 YILLARI ARASI. 1950'li yıllar. Tek parti iktidarından kurtulmanın sevinci yaşanırken kültür ve eğitimin başıboş bırakıldığı yıllar. Soğuk savaş yılları NATO'ya giriş ve ABD'ye tam bir teslimiyet. Türkçülerin ümitleri yine boşa çıkıyor, hayaller kırılıyor. Ekonomik kalkınma, yollar, fabrikalar... Fakat köylerden şehirlere
Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye'nin mandacı zihniyeti Demokrat Parti dost oldu. 1919'larda Amerikan mandası diye kendisini yırtan bu takım nihayet muradına nail oluyordu. Bu hava içerisinde 1950 seçimlerine girildi. Halkın tek partili rejime olan tepkisi asılsız vaatler ve gericilik propagandası Demokrat Parti'yi iktidara getirdi ve Aydın'lı bir toprak ağası Adnan Menderes Başbakan oldu. Bu takım için artık işin zor tarafı başarılmış gerisi kolaylaşmıştı. İddia makamının iddianamede bahsettiği gibi bu bir talihsizlik değil 25 yıllık gerici mücadelenin yeniden iktidara gelişidir. Bundan sonra Amerika'ya kapılar sonuna kadar açıldı. Yabancı sermaye teşvik kanunu çıkarıldı. NATO'ya girildi, ikili anlaşmalar yapıldı, ekonomik ve askeri alanda Amerika'ya bağlanıldı. Ve kurtuluş savaşı vermiş Türkiye tekrar emperyalizmin güdümünde bir ülke oldu.
Sayfa 59 - Gönül Yayıncılık
Reklam
TSK'daki askerî, NATO'daki uluslararası, Bilkent ve başka üniversitelerdeki akademik, TİKA'daki yumuşak güç ve Başbakanlık'taki devlet organizasyonu ve diplomasi tecrübesi Hakan Fidan'ı istihbarattaki dönüşümü başlatmaya ve sürdürmeye hazır hale getirmişti.
Sayfa 286 - Kronik YayınlarıKitabı okuyor
Celladına Âşık Bir Millet!
Yönetimi ABD'nin kontrolü altında, ekonomisi İMF'nin güdümünde ve ordusu NATO'nun emri altında olan ve resmi yönelimi AB'den ve Batı Medeniyeti'nden yana olan, kendi milli değerleri ve hassasiyetleri ile adeta savaşan ve tarihi ile yüzleşmekten de kaçan bir tutum, Türkiye'yi daima dış dünyaya mahkum eder
Sayfa 257Kitabı okudu
Evlerimizdeki NATO Üsleri
BU TOPRAKLARDA ZİNANIN SUÇ OLMAKTAN ÇIKARILMASINI, DOMUZ ETİNİN KASAPLIK ET HALİNE GELMESİNİ, FAİZİ, NATO ÜSLERİNİ, ABD İLE STRATEJİK ORTAKLIĞI, İSRAİL İLE DOSTLUĞU, AB UYUM YASALARINI, FULBRİGHT MERKEZLİ EĞİTİM SİSTEMİNİ ELEŞTİRMEYİ VE MUHALEFET ETMEYİ; CİHAD OLARAK GÖRÜRÜZ.
Dava Adamının Aile Hayatı
Zina yeniden suç olsun istiyorsan önce evindeki ahlaksız filmleri ve dizileri yasakla. İncirlik ve NATO Üsleri kapatılsın istiyorsan, önce onların evlerimizdeki şubesi olan televizyon kanallarına ve internete karşı bir tedbir al.
Reklam
İsmet İnönü
Arkasında artık demiryollarıyla övünmek zorunda kalmayan ve ağır sanayi hamleleri yapabilen, arada darbelerle kesilse de bir demokrasi kültürü oluşturmuş, modern bir orduya sahip, NATO üyesi bir devlet bırakmıştı.
Tarihi Misyona İhanet
NATO'nun zorunlu kıldığı uydu politikası, Türkiye'yi Türkiye'yle ilgisi olmayan haksız maddi çıkarların koruyucusu yapmıştır. Bu nitelikteki Türkiye, tabiatıyla, Ortadoğu'daki nüfuzunu kaybedecek, 'Biz kendimize Türkiye'nin İstiklal Savaşı'nı örnek almıştık' diyenleri hayal kırıklığına uğratacaktır. Bu tutumundan ötürü Türkiye büyük bir yalnızlığa, en haklı Kıbrıs davasında bile yüzüstü bırakılmaya kendini mahkûm etmiştir. Yanı başındaki Arap-İsrail çatışmasını sanki Ay'daymış gibi seyretmiştir. Ortadoğu'nun en güçlü devletiyken, bölgenin geleceğini biçimleyen bu oluşum karşısında, en masum bir diplomatik etkiyi yaratmaktan aciz kalınmıştır.
Sayfa 431Kitabı okudu
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Atatürkçü olduklarını söyleyen 12 Eylül darbecileri, -tamamı NATO'cu generallerdi- gerçekte Kemalizmin laik ve aydınlanmacı yanına karşıydı. Kemalizmin ve Cumhuriyetin aydınlanmacı karakterinin ilerici fikirlere yataklık yaptığını düşünüyorlardı.
Cenevre konferanslarının iki ay öncesinden itibaren, AEC, ilki Türkiye'yle (10 Haziran 1955) sonuncusuysa Pakistan'la (11 Ağustos 1955) olmak üzere bir düzineden fazla sayıda çift taraflı antlaşma imzaladı. Ortaklar arasında, teknolojide geri olan NATO üyeleri (Yunanistan ve Türkiye), Ortadoğu'daki komşular (İsrail ve Lübnan) ve Latin Amerika'dan dört ülke (Arjantin, Brezilya, Şili ve Venezuela) vardı. * Çeviren Cem Kayalıgil
Sayfa 149 - John KrigeKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.