Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zaman zaman, aramızdan biri çıkıp: "Elbette onlarla aynı fikirde değilim, ama yine de ban belli başlı konularda, mesela, Yahudilerle ilgili.." gibi şeyler söyleyebiliyordu ve bu da baz şeylerin göstergesiydi. Uç hafta sonra da, bunu söyleyen kişi apaçık bir Nazi'ye dönüşüyordu. O da bu mekanizmaya kendini kaptırıyor ve her şeyi kabullenerek bir boynuzlu haline geliyordu. Bu tartışmanın sonlarına doğru, direnen yalnızca üç ya da dört kişi kalmıştık.
Görüntüleri dünyaya yayılan Keraterm ve Omarsko'daki toplama kampları, tehditkar bir biçimde dünyaya yarım yüzyıl öncesindeki Nazi kamplarını hatırlattı. Dünya, bunun bir daha hiçbir zaman ve hiçbir yerde tekrarlanmayacağına ikna olmuştu. Fakat yine oldu; hem de Avrupa'nın kalbinde.
Sayfa 171
Reklam
Hitler'in kurmaylarının birçoğunun yahudi kökenli olduğunu düşünürsek Nazi fırtınasının gerçekte bir oyun olduğunu ve siyonist örgütlerle işbirliği içinde estirilmiş olduğunu anlayabiliriz .
Sayfa 18 - NidaKitabı okudu
Tek parti iktidarı, hem kimi mensuplarının kendilerini Türkçü faşist ideolojiye yakın hissetmeleri hem de Nazi Almanya’sına büyük bir sempati duymaları ve savaş yıllarında Almanya ile kurulan iktisadi ve siyasi ilişkiler nedeniyle Türkçü faşist akımın faaliyetlerine göz yummayı tercih etmiş; ancak savaşın sonlarına doğru, Almanya’nın yenileceği anlaşılınca, bir Sovyet işgali korkusu ile akıma yönelik bir tasfiye harekâtına girişmiştir.
Alman General Von Thoma
Von Thoma, Almanların savaşı kaybettiklerine kani olduklarını ve bundan tamamıyla Hitleri sorumlu tutan ordunun Nazi aleyhtarı bir tavır takındığını söylemiş.( ? ) ( 16 Ocak 1943 )
Sayfa 613 - Kronik YayıneviKitabı okudu
“Türk Quisling”(1) olarak kullanılması önerisi Hitler’in aklına hiç yatmayan Prens Abdülkadir, yine de yedekte bekletiliyordu. Prens Abdülkadir uygun bir seçim miydi? “Yaslı Türkler” ve “fanatik Kürtler” arasında sorun yaratacağı yaratacağının belirtildiği 22 Mart 1943 tarihli, FBI raporunda Prens Abdülkadir hakkında bilgi veriliyordu. FBI Başkanı John Edgar Hoover, ABD Dışişleri Bakanlığında Adolf A. Berle’ye gönderdiği raporda, Türkiye’nin Almanlara karşı savaşa girmesi halinde Prens Abdülkadir’e “Türk Quisling”i olarak umut bağlandığı bildirilmişti. İster yazgı deyin; ister rastlantı... Nazi işbirlikçiliği için bir İttihatçı paşa ile bu İttihatçıların devirdiği padişahın oğlu uygun görülüyordu!
Reklam
1944 Mayıs’ında işgalci Nazi Ordusu, Sovyet topraklarından sökülüp atılmıştı. 1943 Haziran'ında İstanbul Siyasi Polisi “En Büyük Tehlike” başlıklı broşürün üniversitede elden ele dolaştığını saptamıştı. Hemen emirler verildi ve broşür toplatıldı. Broşürde Turancılık akımları eleştiriliyordu. Bu broşürü yazan da bulunmuştu: İstanbul Belediyesi memurlarından Faris Erkmen. Erkmen, broşüründe Pan-Türkçülüğün Kemalizm ve devlet politikası ile bağdaşmayacağını ileri sürüyor ve Turancılardaki abartmalı milliyetçiliğin ülkenin varlığını tehdit eden yabancı propagandayı maskelemek için kullanıldığını yazıyordu. Erkmen’e göre Turancılığın öncüleri, Tatar ve Azerbaycan kökenli Türklerdi.
Naziler kıyamet mitini ırkçı sahte bilimle birleştirirken, Alman düşünce ve kültüründeki en kötü unsurlardan bazılarını bir araya getirdiler. Nazizmin Almanlara özgü bir olgu olduğunu saptamak önemlidir. “Revizyonist” tarihçiler Yahudilere yönelik Nazi soykırımında Sovyet cürümlerinin “taklit” edildiğini ileri sürmüşlerdir. Bu temel bir yanılgıdır.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.