Kilit noktamız insanların elinde oyuncak olmamaksa eğer, zihnimizdeki tasarılar bunda başrolde. Fakat öyle mi oluyor işler genelde?! Dostoyevskiden bihaber olmak, Nazım Hikmet okumamış olmak? Ya da bir gazete küpürüne dahi saygısı kalmayarak ayak altına almak tüm hazineleri, en bilindik halleriyle.
Ve ben daima süreçlerin ilerlemesinden ziyade , iyileştirilmesinden yanayım. Çünkü gelecek, elbet bir gün geçecek ! Maksadımız muallakta kalıyorsa, fikrimizi gözden geçirmek en doğru tercih olur. Fikirler, özgür ruhlara sabit bir duruş veriyorsa, o fikirden hayır mı gelir !? Ben ait olduğum bu mapushaneye bile elim kolum sallayarak girdim. Yüreğime sızlayarak giren hançerlerin izleri bile dilime pelesenk olmadı benim. Neyim varsa, ait olduğum yerde bırakmak zor olmaz. Çünkü ne kalbimi bıraktım, ne de ruhumu sıvazladım bu ucube karanlığa mahkum olup!
M.H