Güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler göreceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz…
Açtık mıydı hele bir son vitesi,
adedi devir, motorun sesi.
Uuuuuuuy! Çocuklar kim bilir
Güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler
göre-
-ceğiz...
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz...
Açtık mıydı hele bir
son vitesi,
adedi devir.
Motorun sesi.
Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
ne harikuladedir
160 kilometre giderken öpüşmesi...
Toplumcu şiir, mensuplarını ümitsizliğe ve karamsarlığa sevk eden bir şiir anlayışına sahip değildir. Tam tersine idealize edilen dünyalara ulaşmanın çok yakın olduğu mesajı verilir. Örneğin Türk toplumunda toplumcu gerçekçi şiirin oluşumunun öncülerinden olan Nazım Hikmet, “Nikbinlik” şiirinde bu düşünceyi şu mısralarla dile getirir: “Güzel günler göreceğiz çocuklar / güneşli günler / göre- / ceğiz...” (Nazım Hikmet, 2008: 206). Şair, bu mısralarla hem geleceğe dair umudunu ortaya koyar hem de istikbali temsil eden çocukları güdülemeye çalışır. Bir diğer toplumcu gerçekçi şair Ahmed Arif ise “Anadolu” şiirinde gelecek kuşaktan büyük bir beklenti içerisinde olduğunu ve idealize edilen dünyaya ancak gelecek kuşak vasıtasıyla ulaşılabileceğini anlatır. Bu bağlamda şair, “Bir umudum sende / Anlıyor musun?” (Ahmed Arif, 2011: 82) mısralarıyla gelecek kuşağa seslenir ve umudunu hiçbir zaman yitirmeyeceğini dile getirir. Böylece gelecek nesil, hem sosyalist ideolojiyi hâkim kılma noktasında güdülenir hem de sorumluluk bilinci kazanır.
güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler göreceğiz
motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
ışıklı maviliklere süreceğiz
açtık mıydı hele bir
son vitesi
adedi devir
Şu af meselesinde fazla, yani gereğinden fazla, yani sonra yeis verecek bir ümide kapılma, böyle durumlarda biz Türklerin gayet ayarlı bir sözümüz vardır, "İnşallah," deriz, bu sözde ayarında, ölçüsünde bir nikbinlik vardır, ne fazla, ne eksik...