AHMED ARİF, “HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM” KİTABININ YAYINLANMASINI ANLATIYOR.
Cüneyt Arcayürek arkadaşım. O zaman Hürriyet gazetesinin Ankara temsilcisi. Bir gün bana dedi ki: “Bobin artığı sonsuz kâğıt var. Senin kitabını basalım. Hürriyet gazetesinin satıldığı her büfeye koyarız. Peşin de sana elli bin lira verelim. Bütün geliri de senin
Tarihi okumaları severim... Edebiyat kadar olmasa da.
Edebiyat ruhumuz için ne kadar gerekliyse; tarihi okumalar da fikirlerimize format atabilmemiz ve vicdanımızın üzerindeki tozları silkeleyip atmamız için bir o kadar gerekli. Vicdan diyorum çünkü bu ülkenin hangi şartlar altında kurulduğunu ve bunun için nasıl bir mücadele verildiğini istemesek
Tuncer Günay / Kayıp Bozkurtlar.
Beraber çuvalladık biz bu yollarda...
Tuncer Günay 1963'te Şanlıurfa'da doğdu, aslen Isparta Yalvaçlıdır. İlk ve orta öğrenimini değişik illerde tamamlayarak Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümünde yüksek öğrenimini tamamlamıştır. Uzun süre özel eğitim okullarında görev yapmış, daha sonra sınıf öğretmeni olarak Milli Eğitim Bakanlığında çalışmıştır. Çeşitli gazete ve dergilerde terör, terörizm, kadına şiddet, çocuk istismarı ve misyoner faaliyetleri gibi konularda araştırma ve inceleme nitelikli yazılar yazmaktadır.
Biri ülkücü, biri devrimci iki Anadolu insanının, yakalandığı lenfoma hastalığının tedavisi için hastanede kemoterapi tedavileri sırasında alınmış bir karar; 12 Eylül öncesinin tarihinin objektif bir şekilde yazılması.
Eser siyasi nitelikte bir özeleştiri romanı gibi görünse de, aslında yazarın kendi hayatında yaşamış olduğu gelgitleri, idealleri, başarısızlıkları, inandıkları için mücadele azmini anlatmaktadır.
İnandıkları için fikir üreten, yerine göre kavga eden, ülkemiz için tehlikeli gördüğü komünistlerle her alanda mücadele etmekten çekinmeyen Tuncer Günay'ın gerçek hayata başlamasıyla özellikle maddi açıdan yaşamış olduğu savrulmalar, uzun bir şekilde anlatılırken, Ankara'da hastanede karşılaştığı devrimci kızıl Nazım ile yüzleşmesi anlatılmaktadır.
Bir dönem romanı olan eserde, okuyucu mutlaka kendinden bir şeyler bulacaktır. Etkileyici bir üslubu açık dili ile yazarla ağlayan, yazarla gülen bir zaman dilimi yaşamak istiyorsanız mutlaka okumalısınız.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Hz. Peygamber her ayet nazil olduğunda "Bu ayetleri, şu şu ayetlerin bulunduğu sureye koyunuz"buyurmuştur. Ayetlerin çok farklı sebeplerle ayrı ayrı yer ve zamanlarda nazil olmasına rağmen vahiy tamamlandığında sureleri ve ayetleri arasında muazzam bir ahenk ve irtibat bulunan bir eser ortaya çıkmıştır. Işte bu durum, Kuranın nazım ve telif yönünden mucize olduğunu göstermektedir.
Sayfa 56 - Işık Yayınları, İstanbul, 2003Kitabı okuyor
Nazım Tuncer abimiz, meslek hayatı boyunca sayısız kahramanlıklar yaptı. Şehit olduğunda son mermisi kalana kadar teröristlerle çatıştı. Kendi intikamını yine kendi alıp öyle şehit olduğunda, Koman'dı işte!
Ruhun şad olsun ağabey, unutulmadın..