Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
DAMIZLIK KIZIN ÖYKÜSÜ || YORUM
#masaldankitaplik
Okuduğum en garip ve gerçekçi kitaplardan birisiydi Damızlık Kızın Öyküsü. Aslında, gerçek olamayacak kadar hayal ürününün eseri gibi görünse de diğer yandan acı gerçekler kadar hayatımızdan bir kesitti sanki. Bazı kitapları çok sevdim diyemiyorsunuz mesela. Çünkü yaşanılanlar, hissetirdiği duygular ve acımasız gerçekler o kadar
160 syf.
·
Puan vermedi
AcımakAcımak kitabını okuduktan sonra Reşat Nuri Güntekin'in tüm kitaplarını okuycam demiştim. Yola devam diyorum. Hiç pişman etmeyen akıcı bir anlatımı olduğunu söyleyerek başlayım.
Dizi ya da filmi izlemedim konuyu da bilmiyordum. Kitabın sosyolojik incelemeler açısından kaynak niteliğinde olduğunu söylemem mümkün. Bir aile üzerinden
Bir solukta okuduğum, bazı yerlerde hayret içinde kaldığım, sonunda ağladığım hüzünlü hissettiğim bir kitap oldu...
Sosyal farkı çok acımazsızca anlatan bir kitaptı. Soyluların halkı nasıl ezdiğini hatta öldürmekte de rahat olduğunu ele almış. Gayet akıcı bir şekilde ilerleyen kitap; ileriki bölümlerde halkın ayaklanmasını, ihtilal sonucu
Kayıtsızlığa övgü(!)
!!! Spoiler uyarısı !!! (Kitap baştan sona incelenmiştir, bunu göz önünde bulundurarak okuyunuz.)
***
“Güçsüzüz biz, güçsüz!” (s.65) İlk defa 1892’de yayımlanan ve uzun öykü (novella) formunda olan Altıncı Koğuş kitabının merkezine aldığı çatışmayı en sarih şekilde özetleyebilecek olan cümle bu serzeniştir herhalde. Nitekim, kahraman (Andrey
Canavar
İnsanlar o kadar değişken mahluklar ki bir kıvılcıma kapılıp büyüttükleri ateşin hiç farkında olmuyorlar. En acı olay ise o ateşin yaktığı ormanların ne kadar güzel olduğunu bile bile ateşin büyütülmesidir...
Canavar kitabını kitapçıdan alırken konusunu az çok tahmin etmiştim. Siyahi bir adamın yüzünün yapılmış beyaz maske akla sadece Irkçılığı getiriyor.
Bir doktorun evinde çalışan Siyahi karakterimiz Henry evde çıkan bir yangında evin küçük oğlunu kurtarır, ancak yüzünü tamamen kaybeder. Bu içler acısı durumdan dolayı zamanla kasabalılar tarafından dışlanmaya başlar.
Şu noktada kitabı okuyanların düştüğü bir yanılgı var. Bu kitap ırkçılıkla alakalı gibi gözükse de aslında olay bambaşka bir noktada. Çocuk yangından kurtulana kadar ve ondan sonrasında da ırkçılık ile alakalı bir durum yok.
Esas nokta burada insanların yapılan iyilikleri çabuk unutması ve ateşe kapılan kitlenin her zaman ki gibi empatiden yoksun olması.
Yazar Henry'nin yaşadığı durumu karakter merkezli değil çevre merkezli olarak kaleme almış. Bakış açısı olarak karakterin gözünden değil sürekli toplum üzerinden olayları görüyoruz. Ufak bir kıvılcımın nasıl yangınlara dönüştüğünü görmek adına güzel bir yazım şekliydi.
Genel olarak çok beğendiğim bir kitap olmasa da anlatılmak istenileni sade bir dil
ve kurguyla başarılı şekilde anlattığı için okunulabilir olduğunu düşünüyorum...
Küçük bir kızın kalbi tüm dünyayı değiştirebilir mi?
•
Bu kitaba nasıl yorum yazacağım inanın bilmiyorum. Uzun zamandır kitap bittiğinde yaşadığım bu duygu yoğunluğunu bana yaşatan bir kitap ile karşılaşmadım.
Öyle anlar vardı ki okurken o duygu yoğunluğundan ağlamak istedim.
Bir anne ve babanın bu hayatta ki en büyük korkusu evladını
