Baudelaire ne demiş: “Sağlıklı bir insan yirmi dört saat ekmeksiz kalabilir ama şiirsiz asla...’’
... Bu dayanıklı sefa pezevengi Demir makineler gibiydi ve Ne yaz ne de kış mevsiminde Gerçek aşkı tanıdı, bildi, ...
Reklam
115 syf.
5/10 puan verdi
SESSİZLİĞİN TARİHİ DEĞİL DE...BAŞKA BİR ŞEY GİBİ SANKİ.
Kitap, yüzeysellikle derinlik arasında gidip gidip geldi. Bir taraftan Baudaliare'den içinde çıkamayacağınız bir metaforla uğraşırken diğer taraftan Cizvitli bir rahibin "akıllı insan sessiz olur." gibi düz bir söylemi için çalkalanıyorsunuz. Alışılmadık bir konu tüm yönleriyle ele alınmaya çalışılmış. Bu da konuyu biraz zedelemiş. Tüm bunlarla beraber dini, daha doğrusu hristiyanlık ile ilgili öğelerin bolluğu da tarafsızlığa biraz gölge düşürmüş. Halbuki bu konuda özellikle doğuda bir çok mistik ve görüş bolluğu var. Buraya hiç girilmemiş. Max Pickard ile başladık ve onunla bitirdik. Ne Max Pickard'mış ama dedirtti bir yerde artık. Belli ki yazarımız Max Pickard'dan fazla etkilenmiş ve bunu yansıtmaktan da geri durmamış. Kitabın adı Sessizliğin Tarihi ancak, Batı'daki Sessiziliğin Tarihi olsa daha yerinde olacakmış. Ne huysuz bir inceleme oluyor. Okuması kolay. Bunun yanında, fikir edinmesi de. Fakat, evrensel bir mevzunun, kısmen yerel (veya yanlı) ele alınması, araştırmaların sadece Batı orjinli olması, kimi değinilen noktaların aşırı -ama aşırı- yüzeysel kalması, Fransız odağında gereğinden fazla takılı kalması...gibi sebeplerden dolayı kitabı pek beğenmedim. Hatta "ama siz gene de okuyun" diyemeyeceğim. Böyle bir tavsiyeye istinaden okusaydım, -bir daha tavsiye alınmadan önce düşünülmesi gerekenler- listesine o tavsiyeyi vereni yazardım. Ha bu konuda kaynak bulmak zor. Bu konu ilgi alanınıza giriyorsa, okuyun. Ama bu neymiş bakayım...diyorsanız, üstteki paragraf geçerli. Demiş olayım.
Sessizliğin Tarihi
Sessizliğin TarihiAlain Corbin · Kolektif Kitap · 202189 okunma
Ne tatlıyı haber verir Ne acıyım der, Gözlerin altın ve demir, Soğuk mücevher.
Baudelaire hakkında
Tenin kirliliği derinden derine içine işlemiştir. İlk günah doktrininin son şiir ifadesini Acı Çiçekler'inde [Kötülük Çiçekleri] bulduğunu söylemekten çekinmeyeceğim. Baudelaire, duygular kargaşılığını, vicdan meselelerini halle çalışan bir ilâhiyatçının kılı kırk yaran ciddiyetiyle ve bir doktor vakarıyla ele alır. Ona göre önemli olan
GUSTAVE FLAUBERT'İN FİKİRLERİ Flaubert fazla ilgi çekicidir. Hem sert, hem yumuşak, hem saçma, hem fazla zeki olmak gibi akla gelen bütün tezatları kendisinde toplayan bir adamdır. Felâket ve âni talih değişikliğine uğramayan hayatı içinde devamlı olarak dramatik kalmasını bildi; hayatının komedisini melodram halinde oynadı. Kendi özelliği içinde
Reklam
63 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.