Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
... Çünkü Baudelaire bana uzun zaman önce her birimizin içinde bir erkeğin, bir kadının ve de bir çocuğun yattığını söylemişti ve çocuk sürekli zorlukla karşılaşır. Şairlerin uzun zamanlar önce söylediklerini şimdi artık psikologlar da onaylıyorlar. Bakın, bizim o yerden yere çalınan, zavallı Freud'umuz bile bir gün ne demiş: "Nereye gidersem gideyim, bir şairin benden önce oraya gitmiş olduğunu görüyorum."
Sayfa 20 - Afa YayınlarıKitabı okudu
Ben şiiri ciddiye almıyorum ki zaten, yeter ki şiir beni ciddiye alsın ! Davetsiz misafirdir, pat diye gelir o, ya bir afrika menekşesini, ya ölen bir delikanlıyı bahane eder, oturur karşıma, kaldırabilirsen kaldır artık. Baudelaire öyle demiş ya: "Esin dediğin gelmesine nasıl olsa gelir, güçlük onu sepetlemektedir..." Bekleyen belasını da, mevlasını da bulur, demişler. Şiir ki hem beladır, hem mevla, o halde beklemeyi bileceksiniz ! Yalnız, beklediğinizi çaktırmadan. Sözgelimi; Taksim Meydanı'nın (eskiden ama) ordaki saatin altında sevgilinizi bekler gibi, ortada dolana dolana, ıslık çal... hava alıyormuşsunuz sanki... Saatler saati beklersiniz gelmez kafir... Ne yapalım, bu sefer olmadı, bidaha sefere...
Reklam
Geçenlerde bir Fransız profesörünün yazısını okudum. İlya Ehrenburg'a çatıyor. Ehrenburg Fransız milli kurtuluşu için yapılan kavgayı öven yeni şairleri medh ü sena etmiş de, onların bir çığlığı Mallarme'nin bir şiirine bedeldir filan demiş de, bu suretle sanatı propaganda vasıtası yapıyormuş da, bundan dolayı profesör hiddetlenmiş. Düşündüm, ne garip! Şair, mesela Baudelaire, Mallarme, Verlaine, ümitsizliklerinden, ölümün hayattan güzel olduğundan, geçmiş zamanların hasretinden, vefasız sevgililerinden, Allahın kudretine sığındıklarından, sarhoşluğun meziyetlerinden, hatta oğlancılıktan bahsederler, bunun gibi şeyleri dillerine dolar ve bunu ustaca söylerlerse propaganda olmuyor. Ama bunların aksini ne kadar ustaca söylerse söylesin bir şair, propagandacı oluyor. Hani gayet basit bir misalle anlatmak istese insan şöyle olacak: Şarabın, rakının, sarhoşluğun medh ü senasını yaptın mı, sanat eseri verdin, yok tersine, metinde ayıklığı medh ü sena ettin mi Yeşilay propagandacısı oluyorsun. Ne komik iş, değil mi? Bir yandan da tutturuyorlar : "Güzel", "güzellik" diye. Peki sarhoşluk mu güzel, ayıklık mı?
Sayfa 292 - Adam Yayınları
Gözümde canlandırabileceğim ya da hayal edebileceğim en mutlu evlilik, sağır bir erkekle kör bir kadının evliliği olsa gerek. Samuel Taylor Coleridge Evlilik, haklarınızı yarıya indirmek, görevlerinizi ikiye katlamak demektir. Arthur Schopenhauer Sevgili bir şişe şaraba benzer, eş ise bir şarap şişesine. Charles Baudelaire Erkek yorgun düştüğü
Ben şiiri ciddiye almıyorum ki zaten, yeter ki şiir beni ciddiye alsın! Davetsiz misafirdir, pat diye gelir o, ya bir Afrika menekşesini, ya ölen bir delikanlıyı bahane eder, oturur karşıma, kaldırabilirsen kaldır artık. Baudelaire öyle demiş ya: "Esin dediğin gelmesine nasıl olsa gelir, güçlük onu sepetlemektedir..." Bekleyen belâsını da, mevlâsını da bulur demişler. Şiir ki hem belâdır, hem mevlâ, o halde beklemeyi bileceksiniz! Yalnız, beklediğinizi çaktırmadan. Sözgelimi; Taksim meydanı'nın (eskiden ama) ordaki saatin altında sevgilinizi bekler gibi, ortada dolana dolana, ıslık çala çala...hava alıyormuşsunuz sanki...Saatler saati beklersiniz, gelmez kâfir...Ne yapalım, bu sefer olmadı, bidaha sefere...
Genelde en eski hatıralar öyle kolay silinmez ve insana hayatı bir çırpıda geçmiş izlenimi verebilir. Daha yakın zamana ait hatıralar ise çoktan silinmeye başlamıştır, asırlardır yaşadığına ikna eder insanı. Kimi geçmiş anlarsa hafızanın ufuklarındaki bir sis perdesinin arkasında dalgalanır durur, onların ne zaman nerede gerçekleştiğini söyleyebilmek mümkün olmaz: "Sanki bin yıl yaşadım, o kadar çok anım var" demiş Baudelaire, Kötülük Çiçeklerinde.
Sayfa 22 - YKYKitabı okudu
Reklam
Baudelaire hakkında
Tenin kirliliği derinden derine içine işlemiştir. İlk günah doktrininin son şiir ifadesini Acı Çiçekler'inde [Kötülük Çiçekleri] bulduğunu söylemekten çekinmeyeceğim. Baudelaire, duygular kargaşılığını, vicdan meselelerini halle çalışan bir ilâhiyatçının kılı kırk yaran ciddiyetiyle ve bir doktor vakarıyla ele alır. Ona göre önemli olan
Baudelaire ne demiş: “Sağlıklı bir insan yirmi dört saat ekmeksiz kalabilir ama şiirsiz asla...’’
Yüzyıllardır kadınların amacı ilham perisi olmaktı. Ve biliyorum bir sanatçının karısı, onun ilham perisi olmak istediğim dönemleri Günlükler’imden izlediniz. Ama aslında ben o sıralarda kendi gerçek görevimden kaçmaktaydım: Krnfi işimi kendim yapmak! Rank’ın yaratıcının suçluluk duygusu diye adlandırdığı şeyin ifadesini o sıralar kadınlardan
168 syf.
·
Puan vermedi
oluş, ne cinayet !
Depresyonda olan bir yazarın pesimist gergifte kavramları ince eleyip sık dokuduğu; düşüncelerini mistifikasyona uğratmadan yazdığı kitap : Çürümenin Kitabı. Cioran' a annesi küçükken "keşke seni aldırsaydim" demiş. Varoluşçu felsefesinin temelinde acaba bu travmanın etkisi olabilir mi? " Hangi günahı işledin de doğdun? Hangi suçu
Çürümenin Kitabı
Çürümenin KitabıEmil Michel Cioran · Metis Yayınları · 202110,4bin okunma
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.