Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Allahratik Versin
Uyku geldi bedene Ne mutlu Türküm diyene!
"Ne mutlu Türküm diyene" paradigması zayıfladıkça yerini "Ne mutlu Türk olana" paradigması kaçınılmaz olarak alacaktır. Hatta, bu süreç derinden, ancak belirgin bir şekilde başlamıştır. Özetle, bir yandan idarî/politik özerkleşme ve Türk üst kimliğinin bilinçli bir şekilde zayıflatılması, öte yandan Türk milliyeti anlayışının tepkisel olarak ortak tarih/kültür şuurundan etnikleşen bir milliyetçiliğe kaymasının ülkemizi götüreceği yer etnik bir çatışma, bir "Türk Kerbelâsı"dır.
Reklam
İşte Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı" dedi. Kağıtta şöyle yazıyordu: Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam: Küçüklerimi ko­rumak, büyüklerimi saymak; yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne Mutlu Türk'üm Diyene!
Sayfa 287 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
DÖRT GEMİ, DÖRT TÜRK DESTANI TÜRK'ÜN, ANADOLU'NUN VE İNSANLIĞIN KADERİ GEMİLERLE DEĞİŞİYOR. Bir büyük insan düşünün Anadolu'yu su basacak diyor İnananı gemiye doluyor, inanmayanı sularda boğuluyor Nuh tufanı böyle efsane oluyor Bir büyük sultan düşünün Gemileri karadan yürütüyor Tarihin, insanlığın ve İstanbul'un
2015 SONRASI ENKARNE OLAN OLANA! SEBEBİ NE OLA! Zamanı gelince her gerçek ortaya çıkıyor. İnsanlık tarihinin en büyük ibreti mahşer tufanı ile canlı ölüler ibretini yaşatmadan önce yaratan ilmi sır ile yanlış anlaşılmayı önleyecek tüm tedbirleri alma fırsatı verdi. 2015 yılından bu yana açık arıyorlar. Bulabilirler mi? Karşı atak olarak
Reklam
Türk Fırtınası diyor ki;
21 ARALIK HER YIL TÜRK DEVRİM BAYRAMI OLARAK KUTLANACAK Mustafa Kemal Atatürk'ün yarım kalan devrimlerin hatırlatılması ve tamamlanması adına başlangıç noktası bugün yeniden doğuşun devrim baharının, insanlığın Türk ile yeniden dünyaya geldiği gün olduğu için devrim sonrası Türk ulusu Türk Büyük Millet meclisinin alacağı karar ile Türk
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra bu “ulusalcı, seküler ve ırkçı” zihniyet aynen görevine devam etti. Biz 1. Dünya Savaşı'nda Arap, Türk, Kürt, Laz, Çerkez hep birlikte omuz omuza savaştık. Ama savaş bittikten sonra bakıyoruz ki Müslümanları birbirine bağlayan Hilafet kaldırılıyor. Batıdan kanunlar alınıyor. Yeni Cumhuriyet, tamamen ulusal bir yapıya büründürülüyor. Savaş bittikten sonra “Elhamdülillah Müslüman'ım” anlayışının yerini “Ne mutlu Türküm diyene!” alıyor. Türk kavramı Avrupada yaklaşık 400 yıl boyunca Müslüman anlamında kullanıldı. Fakat daha sonra Fransız İhtilâlinin etkisiyle Türk kavramı “ırka” indirgendi. Cumhurriyet Dönemi'nde tamamen ırk için kullanıldı. Bu ulusal ırkçı zihniyet tüm İslâm coğrafyasında İslâm'ı hedef almaktaydı. İşte ipin koptuğu yer burasıydı. Bu ulusal ırkçı yapılanmaya göre Hz. Âdem ve Havvadan geldiğimizi unutarak, Türkler Ergenekon'u, İranlılar Persleri, Iraklılar Babil'i, Mısırlılar Firavunları, Cezayirliler Kartacalıları kendi ulusal tarihlerinin kökeni yaptılar. Ve şimdi de Kürtler de kendileri için aradıkları tarihin kökenini “Zerdüşt” geleneğinde bulacaklarına inandırılmaktalar.!
Bir Türk dünyaya bedel, iki Türk lak lak diyenlere yanıtım.
DÜNYA BİR TÜRK'E NEDEN BEDEL? Şeytan herkesi kayıt altına alıyor. Bugün ki bilgileri yarın işine nasıl gelirse ona göre insanları aldatmak için kullanmak adına. Dünkü bilgileri de bugün tersine çevirerek kullandığı gibi. Türk'ün ve insanlığının bir farkı var. Kendi tarih ve insanlığının kayıtları yeri ve zamanı geldiğinde aldatanlara karşı gerçeği haykıran bir Türk karşılarına dikilsin diye gökyüzünde kozmik hafızada saklanıyor. İstikbal göklerdedir derken büyük dahi bize ne diyordu? Şeytan yıllardır uzayda Türk'ün hafızasını arıyordu! Şeytan istiyordu biz göz, onun sahtekar gücüne inananlar ona oluyorlardı ikinci bir göz. Bunun hakkında gelecekti haktan bir söz. Ne mutlu Türküm diyene. Ne mutlu insan kalabilene, şeytanın şerrinden uzak durabilecek iradeyi gösterebilene. Önder Karaçay
Mustafa Kemal'in, Türk Tarih Kurumu'nu teşkilinin en büyük amilini bu asil düşüncede aramalıdır. Türk mil­letinin asaletine, büyüklüğüne bütün Türklerin inanmasını ve bunu iftiharla savunmasını hayatı boyunca gaye bilmiş­tir. Milletine: - Ne mutlu Türküm diyene! Hitabıyla seslendiği zaman, buna bütün mevcudiyeti ve samimiyeti ile inanmıştı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.