Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
‘’Elçibey, Atatürk’ün mozolesine çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu. Şeref defterine düşüncelerini yazarak sonunu şu güzel sözle bitirdi: ‘’Ne Mutlu Türk’üm Diyene’’ Sizin askeriniz Ebülfez Elçibey’’
Ey şehit anaları , babaları , çocukları , eşleri ve yakınları!... Çocuklarınız ve babalarınız genç yaşta , Büyük Atatğrk'ün Kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliğiyle ülkenini bölünmez bütünlüğü için canlarını verdiler. Son nefeslerinde bile '' Vatan Sağ olsun! '' dediler. En büyük rütbeye ulaştılar. Onlarla gurur duyun.Türkiye Cumhuriyeti'nin onuruna , gururuna toz kondurmadılar. Başlarınızı dik tutun. Asla eğmeyin.Yas tutmayın.Onlar , sizlerin ve Büyük Türk Ulusunun başı eğilmesin diye canlarını verdiler.Şahit oldular. Onlar daha çocukken , her sabah okullarda ettikleri anda bağlı kaldılar. '' Varlığım Türk varlığına armağan olsun '' dediler , armağan ettiler. '' Ne mutlu ! Varlığım Türk varlığına armağan olsun '' diyenlere ''Ne mutlu ! Varlığını Türk varlığına armağan edenlere ! ''. '' Ne mutlu Türküm diyene ! ''
Reklam
Kitapyurdu
BU SEVDA Bu sevda, kar suyuyla abdest alanların, kelamdan dökülenlerin gönüle akma sevdasıdır. Bu sevda ila-yi kelimetullah dairesinde Türk'ün yükseliş sevdasıdır; hak yolunda var olma, Musa'nın Firavuna tek başına dikilme, Yusuf'un kör kuyularda çile çekme, İsmail'in tam teslimiyetle kendini kurban verme sevdasıdır. Fatih gibi gemileri karadan yürütenlerin, Yavuz gibi 13 günde Sina çölünü geçenlerin, Veysel Karani gibi görmeden sevenlerin sevdasıdır... Bu sevda, Kerem gibi aşk narında yananların, Mecnun olup çöllerde gezenlerin, Ferhat gibi dağları delenlerin sevdasıdır. Bu sevda Çanakkale'de düşmanla süngüyle çarpışanların, Mehmet Akif gibi (Korkma!) diyenlerin, kanıyla şehadetini yazanların sevdasıdır. Bu sevda vatan için ölürüm diyenlerin, bende bende varım diyebilenlerin sevdasıdır, bir elinde Kuran, bir elinde al bayrak olanların, küffara meydan okuyanların, rahmanilerin, hilallilerin, alperenlerin var olma sevdasıdır. Kısacası, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE, VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN DİYEBİLENLERİN SEVDASIDIR Murat Gülşan
Sayfa 13 - CİNİUS YAYINLARIKitabı okudu
"Ne mutlu Türküm diyene!" Cumhuriyetin kuruluş stratejisi arasında yer alır ve üç temel sütundan birisidir; tam da entegrasyonun özlü ifadesidir. Tüm alt-kimliklerin, Türk üst kimliği altında yaşatılmasını işaret eder. Türk üst-kimliği, Türkiye Cumhuriyeti ulus devletinin vatandaşı olmaktan duyulan onurun, gururun simgesidir.
Abdullah Gül ve FETÖ
Abdullah Gül siyasetin en vasıflı bukalemunudur.Her kılığa ve görüntüye girer.Ne tavır aldığı ne de riske girdiği görülmüştür.Konjonktür siyasetçisidir. Ancak ajandası sır değildir. Bu işlerin ''Ne Mutlu Türküm Diyene !'' diyerek olmayacağını söyleyen odur. PKK açılımı ya da ihaneti onun eseridir. Necmettin Erbakan'ı ABD ile AB ' ye ''milli '' diye şikayet eden odur. En önemlisi TSK' ya yapılan Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonlar onun,''Bir savcı bulun ve harekete geçelim.'' sözüyle başlamıştır. Anayasa'ya göre Başkomutan olmasına rağmen Türk ordusunun iğdiş edilmesi onun dönemindedir. Tayyip Erdoğan'ı daha ilk günden, yani AKP kurulurken bile sevmedi ve hala sevmiyor,ancak bunu gizlemeyi beceriyor. Darbe gecesi FETÖ'nün başarılı olamayacağı görüldüğünde yaptığı açıklamalar dışında bütün hayatı boyunca Fethullah ve cemaati bir kere olsun eleştirmemiştir.
Sayfa 117 - KIRMIZI KEDİKitabı okudu
Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Türk, Rum, Ermeni... "Ne mutlu Türküm diyene"ye dua etmek için, saygılarını sunmak için kuyruğa girmişlerdi. Ortak payda'ya ortak gözyaşı döküyorlardı. E şimdi bakıyoruz... ...Vedalaşmak için cenaze törenine gelenlerin kimlikleri ortadayken, Atatürk'e hâlâ utanmadan "ırkçı" diyen bir zihniyet tarafından sürükleniyor Türkiye.
Sayfa 38
Reklam
Yine de yeni yetişen bazı gençler, Müslümanlıktan din olarak değil de, siyasal bir güç olarak uzaklaşmaya başlamışlardı. Onun yerinde dine kıyasla ırka öncelik tanıyan, Türkleri ilk olarak Türk diye niteleyen yeni bir milliyetçilik kavramı doğmaktaydı. Bu zamana kadar Türk adı, Türkler arasında bile ancak Anadolu köylüsünün en aşağı tabakası için kullanılabilecek küçültücü bir sözdü. Yıllar sonra, Mustafa Kemal’in bir vecize olarak ortaya attığı bir yurtseverlik sözünde bile bilinçli bir kinaye vardı: “Ne mutlu Türk’üm diyene!” Ama artık Türk adı, yeni ve daha soylu bir anlam kazanmaktaydı.
Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Yine biz; ''Türk öğün, çalış,güven.'' Biz; ''bir Türk dünyaya bedel.'' Biz; ''ne mutlu Türküm diyene...'' Olanca kasveti, bağnazlığı ve ilkeliğiyle yine homojenliğin ve tekliğin erdemlerine ilişkin çiğnenen sakız..
Sayfa 42 - ithakiKitabı okudu
– Asıl bu yaptığını yaparsan yazık olur... Bazıları sana inanacak, etkilenecek, senin fikirlerini yaşatmaya kalkacak, hayatları kayacak, evleri basılacak, içeri tıkılacaklar, kimine saçını örtmediği için fahişe diyecekler, kimine milletin malını Arap’a satmayın dediği için komünist diyecekler, kimine “Ne mutlu Türk’üm diyene” dediği için faşist diyecekler, darbeci diyecekler, ırkçı diyecekler... Yorma ahaliyi, kula kulluk edelim, rahat edelim. – Yok arkadaş, ben bi deniycem. – E sen bilirsin.
Ne Mutlu Türküm Diyene !
“Milletlerin hayatına gelince… Mesela Türklük… Dünya durduğu müddetçe Türklük yaşayabilirdi. Asıl önemli olan bu milli hayatın, gelenekleriyle, mukaddesatıyla, adetleriyle, şanlarıyla, şöhretleriyle, kısaca tarihi ile yaşamasıydı. Yoksa bir insan yetmiş yıl tembel, esir ve rezil bir hayat yaşamakla övünemezdi. Büyük bir millete, şanlı bir kavme, büyük bir vatana mensup olmak ve onun yolunda ölmek… Övünülecek şey buydu…”
Sayfa 83 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
986 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.