Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kendilerini bu denli yaratıcı ve yetiştirici birer baba, toplumun ahlakını temsil eden birer üst-ben olarak gören Tanzimat yazarları, kendi edebi babalarını, yani Divan Edebiyatı'ndan devraldıkları mirası nasıl görüyorlardı? Bu soruyu yanıtlarken beklemediğimiz bir durumla karşılaşıyoruz. Kültür, dünya görüşü ve algılama biçimlerinde eski metinlere sadık kalmış olan Tanzimat, sıra edebiyata gelince oldukça eleştirel, hatta -ne kadar başarılı oldukları bir yana bırakılabilirse- öncüdür. Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat, ,Recaizade Ekrem, hepsi dilin sadeleşmesinden yanadır. Çekinceleri vardır; ama bunlar biçimde değil, içeriktedir. İçeriği ahlak normlarını tehdit etmedikçe, bildirisi ahlakı oldukça, yeni türleri denemekte hem kendileri heveslidir, hem de başkalarını teşvik ederler. Namık Kemal, Divan Edebiyatı'nı eleştirirken, çok şaşırtıcı bir benzetme kullanır: yalnızca süsten ibaret olan biçimiyle Divan şiiri ancak "Hristiyan mevtaları gibi güzel giyinmiş bir cenazeye" benzeyebilir. Bu benzetmedeki yabancılaştırıcı öğe, yalnızca "ölü" değil, "Hristiyan" ölüdür. Sami Paşazade Sezai, "fıdan-ı fikirden hasıl olan boşlukları bir bakıma zengin cümleler, parlak kelimelerle kapamağa çalışmak bir uçurumu çiçeklerle doldurmaya benzer" der.
"Evet, bu konuda çok iyi olduğu belli.Ne de olsa ona günümüzün Nostradamus'u diyorlar. " " Evet.Gerçi bana sorarsanız bu benzetme hakaret sayılır. " Langdon, " Neden böyle söylüyorsunuz? " diye sordu." Nostradamus tüm zamanların en ünlü kahinidir. " " Ters düşmek istemem profesör ama Nostradamus'un açık üçlü kimler içeren binlerce dörtlüğü, dört yüz yıl boyunca hiçbir anlam içermediği halde anlam çıkartmaya çalışan batıl inançlı insanların yaratıcı okumalarinin kaymağını yedi... İkinci Dünya Savaşı'ndan tutun da Prenses Diana'nin ölümüne, hatta Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan saldırıya kadar.Tam bir saçmalık..."
Reklam
Ne yaratıcı bir benzetme :)
"Mutluluk, pantolona işemek gibidir. Islaklığı herkes görür ama sıcaklığı yalnız sen hissedersin." - Sigmund Freud
Mesela bir şeyin varlığından söz edebilmek için, onu belli bir ölçüde de olsa tanımlamak da gerekir. Şimdi burada da Tanrı kavramının tanımlanmasıyla ilgili bir sorun var. Daha doğrusu Tanrı’yı tanımlama süreci de, yine Hume’un belirttiği gibi, antropomorfizim sorununa takılıyor. Ne demek bu? Tanrı tanımlanırken, tasarımcı, yaratıcı, güçlü, zeki, merhametli, cezalandırıcı, ödüllendirici olarak tanımlanıyor. Bunlar dikkat ederseniz hep insana ait özellikler, insanlar için kullandığımız sıfatlar. Yani insan ile Tanrı Rasında bir analoji kuruluyor, bir benzetme yapılıyor ve insana ait bu özellikler Tanrı’ya yükleniyor, atfediliyor. Bu da zaten bir sıkıntı olarak dikkate almamız gereken unsurlardan biri.
336 syf.
9/10 puan verdi
Dunyanin onemli futuristkerinden biri olan Martin Ford'un best seller olan kitabi. Gelecegi merak edenler icin mutlaka okunmali. Yazar robot konusunu gecmis ve gelecek olarak detayli inceliyor. Robot calismalarinda bugune kadar gelinen noktayı, farkli endüstrilerde ki durumunu anlatıyor. Bugüne kadar birçok farkli sektörde robotların ve yapay
Robotların Yükselişi
Robotların YükselişiMartin Ford · Kronik Kitap · 2018556 okunma
432 syf.
9/10 puan verdi
'kalanlar, ölenler için şiirler yazar.
Kimi zaman çocuğum, Bir müzik kutusu başucumda Ve ayımın gözleri saydam. Kimi zaman gardayım Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar.
Bir Acıya Kiracı
Bir Acıya KiracıMetin Altıok · Yapı Kredi Yayınları · 20002,551 okunma
Reklam
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Nevermoor - Morrigan Crow’un Büyük Sınavı |4/5| Öleceği zamanı kesin bir netlikle bilmek nasıl bir psikoloji gerçekte, acaba? Çeşitli eserlerde bu konu işlense de bence gerçek hayatta öyle olmayacaktır. Tam öleceğin günü, saati ve zamanı bilmek bence insanı iki ayrı uç noktaya sürüklerdi. Ya tamamen içe çekilme ya da aklına gelen her şeyi yapıp
Nevermoor - Morrigan Crow'un Büyük Sınavı
Nevermoor - Morrigan Crow'un Büyük SınavıJessica Townsend · Domingo Yayınevi · 2019629 okunma
- Şeytan Ayetleri öyküsü ne Kur’an’da ne de herhangi eski sözlü veya yazılı kaynakta yer alır. Peygamberin en yetkin biyografisi olan İbn İshak’ın Siret’inde de yoktur. Ancak onuncu yüzyılın tarihçisi Ebu Cafer ül Taberi’nin eserinde sözü edilir. Taberi, Muhammed’in, tanrıçaların kültünü reddettikten sonra kendisiyle aşiretinin çoğunluğu arasında
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.