Nietzsche, bu kitabında, kendi değişim süreçlerini anlatırken, kim olduğuna dair çıkarımlarda bulunur. Eserlerinin nasıl ortaya çıktığını ve onları yazma amaçlarına değinir. Kendinden, Üst İnsan olarak bahseder. Kendine dair bilgiler verirken: Neden böyle bilgeyim? Neden böyle akıllıyım? gibi sorulara açıklamalar getirir.
Kutsal olan her şeye karşı oluşundan, papazlardan, Almalardan nefret ettiğinden bahseder. Hristiyanlık dininin töreyi getirmesine, Tanrısızlık ve hiçlik kavramlarına sıkça yer verir eserinde.
Şahsi yorumun, eğer yazarın eserlerini okumak istiyorsa okur, ilk başlangıç kitabı bu olmamalı. İyi bir çevirmenden okumak da yazılanları iyi anlamak için bu kitap adına, dikkat edilmesi gereken bir unsur. Ben bu kitabı çok beğenmemekle birlikte bu durumun, daha önce yazarın hiç bir kitabını okumamamdan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu yüzden önce yazdığı eserleri okuyup, sonra yazar hakkında, eserlerini yazdığı dönem ve koşullar, yazma amacı hakkında bilgi sahibi olmak için bu eseri okunmalıdır. Yeni başlayanlar için de anlaşılması kolay bir kitap değil. Bir de eğer aynı pencereden bakmıyorsanız onu anlar fakat hissedemezsiniz...
Ecce HomoFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20159,8bin okunma
"Hastalık da bir tür hınçtır...Hıncın çözümü rus yazgıcılığı...Artık daha fazlasını benimsememek, ele geçirmemek, kabul etmemek...Rus askerinin, savaş sertleştiğinde, sonunda kendini karın üstüne bıraktığı o isyansız yazgıcılığı...her zaman ölme cesareti demek olmayan, yaşamak için en tehlikeli koşullarda hayatta kalmak olan bu yazgıcılığın büyük mantığı, metabolizmanın düşürülmesi, yavaşlatılması, bir tür kış uykusu istemidir..."
Varoluşumun temel koşulu kendime karşı aşırı bir açıklıktır, saf olmayan çevrede yaşayamam- , durmadan suda, tamamen şaffaf pırıl pırıl bir sıvıda yüzer, yıkanır, oynar gibiyimdir.
"Atinalılar! Beni suçlayanların üzerinizdeki etkisini bilemiyorum. Fakat bana yapılan suçlamalar o derece inandırıcıydı ki ben dahi dinlerken az daha kim olduğumu unutuyordum. Ey Atinalılar, gerçek şudur ki tek gerçek bilge vardır, o da Tanrı'dır. Ve Tanrı, bu bilmecesiyle insanların bilgeliğinin aslında bir hiç olduğunu veya çok az şey
Ünlü filozof'un bir sözü vardır; sorgulanmamış bir hayat yaşamaya değmez...
'Sokrates'in Savunması'nda kendini bilge sananlara sorular sorarak aslında hiçbir şey bilmediklerini kanıtlamaya çalışıyor Sokrates. Öğrencisi Platon sayesinde öğreniyoruz hayatını. Şimdi kitabın içeriğine daha detaylı bakalım :
Bilgelere ve ozanlara