IS 499 yılında Hintli matematikçi Aryabhata pi'yi 3,1416 ve güneş yılının uzunluğunu 365,358 gün olarak hesapladı. Aynı sıralarda dünyanın kendi ekseni üzerinde ve güneşin çevresinde dönen bir küre olduğu düşüncesini de geliştirdi. Dünyanın ay üzerine düşen gölgesinin ay tutulmasına neden olduğunu düşünüyordu. Kopernik bunlardan bir bölümünü bin yıl kadar bir süre sonra "keşfettiğinde" neden onca gürültü koptuğunu merak ediyor insan. Ortaçağda Hint düşünü bazı alanlarda Avrupa'daki düşüncenin çok önündeydi. Bu dönemin Hindistan'ındaki Budist manastırlar artık kaynağı ticari girişimlere yatırarak banka işlevi görecek kadar iyi vakfedilmişlerdi.
"Neden insan en çok sevdiğine zarar veriyordu? En iyiyi yapmaya çalışırken nasıl olur da cezalandırır gibi hayatlarını etkiliyorduk en değerlilerimizin?"
_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu
_Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder.
******
_Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven
_Lucius Seneca_
_Ölçüsüz isteklere kapılmış, kibirle başkalarını hor görmüş, zorbalıkla zaferler kazanmış, kalleşçe ihanet etmiş, namussuzca kazanç sağlamış, sınırsız bir açgözlülük göstermiş, utanmazca savurganlıklar yapmış kişi, kaçınılmaz olarak korkar kendi belleğinden.
_Korkunun sebebi bilgisizliktir.
_Hayatını kaybetmekten daha acı bir şey
Hiçbir şey değişmedi. Her gelen nesil kendi savaşını veriyor bu dünyada. Nesiller akıllandıkça savaşları da zorlaşıyor aslında. Platon'un idealar âlemi demesinin nedeni belki de bu, aslında buradaki her şey başka bir şeyin yansıması. İç içe geçmiş bir sürü boyuttan sadece üç tanesini algılayabilecek güçteyiz henüz. Ve şurada gördüğün taburenin asıl görüntüsü bu değil. Neden mi? Bu tabureyi bir kâğıdın üzerine çizilmiş haliyle gördüğünde nasıl kâğıda çizilen o iki boyutlu görüntü aslını yansıtmıyorsa, sen nasıl o iki boyutlu haliyle kâğıdın üzerindeki o tabureye oturamıyorsan ve ancak üçboyutlu olunca tabureyi kullanabiliyorsan, bu taburenin dördüncü, beşinci boyutlardaki hallerini de düşünmek lazım. İki boyutlu haliyle sadece şekil olabilen tabure, üç boyut algısı olan biri için üzerine oturabilecek bir şeye dönüşüyor. Peki gerçek ne? Algıladığımız kadarını gerçek sanıyoruz. Yani anladığımız kadarı bizim gerçeğimiz oluyor. Demokrasi de öyle, tüm siyasi sistemler sahibinin anladığı kadar var olabilirler. Aynı teknoloji gibi. Bugün Amerika'nın üst düzey savunma ve uzay çalışanları kuantum bilgisayarlarıyla üçboyutlu işlemler yapıyorken yani hologramik bir teknolojinin içinde üçboyutlu bir sistemle olasılıkları hesaplayabiliyorlarken, biz, gelişmemiş ülkeler, dokunmatik telefonlarımızla oldukça mutluyuz, çünkü kapasitemiz bu kadar aslında. Kapasiten arttıkça, her şeyin gelişir, çünkü yönetilen değil üreten olursun. Üreteni yönetemezler!"
“Ne onun gözlerine bakmak istiyordu, ne de başkasının, tek başına olmak, düşünmek istiyordu. Ne hissettiğini, neden hissettiğini anlamaya ihtiyacı vardı.”
Can Manay’ın Duru’ya olan saplantılı aşkından kurtulması ve Bilge ile diğerlerinin onunla olan ilişkileri anlatılmaktadır.
Pi; Sonunda darbe dergisiyle herkesin dikkatini çekmeyi başaran Özge, derginin kapatılmasıyla ilgili tehdit mesajları almaya başlar ve nihayet derginin yurt dışında yayın haklarını başlatma fikrini bulur. Sadık Murat Kolhan
Keops Piramitinin yüksekliğinin bir milyarla çarpımının güneşle dünyamız arasındaki uzaklığı vermesi bir rastlantı mıdır? (93 milyon mil) Piramitin üstünden geçen meridyenin karaları ve denizleri tam eşit iki parçaya bölmesi bir rastlantı mıdır? Taban alanının, yüksekliğinin iki katına bölünmesinin Pi = 3.14159 sayısını vermesi bir rastlantı mıdır? Piramitte dünya ağırlığını gösteren hesapların bulunması bir rastlantı mıdır? Piramitin kurulduğu kayalık alanın büyük bir özen ve doğrulukla düzeltilmiş olması bir rastlantı mıdır? Keops Piramitinin kurucusu Firavun Kufu'nun, anıtı yaptırmak için neden özellikle o kayalık taraçayı seçtiğini açıklamaya yarayacak bir tek ipucu bile yoktur.
"--Kötü şeyler olabilir
+ Zaten oldular Göksel... en kötü şeyler.
Bundan daha kötüsü olamaz! Neden biliyor musun?
Çünkü artık hazırlıklıyım. Çünkü artık dikkat ediyorum yanıma kimi yaklaştırdığıma.
Çünkü artık farkındayım."