Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

nejla özder

Sordukları zaman, bana ne iş yaptığımı, evli olup olmadığımı, kocamın ne iş yaptığını, ana babamın ne olduklarını sordukları zaman, ne gibi koşullarda yaşadığımı, yanıtlarımı nasıl memnunlukla onayladıklarını yüzlerinde okuyorum. Ve hepsine haykırmak istiyorum. Onayladığınız yanıtlar yalnızca bir yüzey. Ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne
Reklam
seni görmek istiyordum kısacası. insan görmekle bile bazı şeylerin ağırlığına dayanabilir, avunabilir, hayal kurmaya devam edebilir. sen anlamazsın tabii. anlamak için insanın bazı eksik yönleri olmalı
ah sonumu küçük şeyler getirecek benim küçük meselelere büyük takılacağım kağıt kesiğinden olacak sonum boşluğuna geleceğim kendimin biliyorum

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
dünyayı tanıdıkça hoşnutsuzluğum daha da artıyor. her geçen gün insan karakterinin tutarsızlığına ve akıllı, duygulu görünenlere bile güvenilmeyeceğine olan inancım güçleniyor
aynı kitapları okumadığımıza eminim, aynı duygularla okumadığımıza da eminim
Reklam
"Zor, gerçekten... can sıkıcı. İnsan ne düşüneceğini bilemiyor." "Kusura bakmayın ama insan ne düşüneceğini bilebilir."
anlamlı ilişkilerden oluşan dünyamız hata ve yanılgılarla dolup taşan bir dünyadır
Diyelim yağmur yağıyor, ne yapabilirsiniz yağmura karşı? Bir şemsiye alabilirsiniz yanınıza ya da en fazla bir taksiye binebilirsiniz ama yağmurla savaşıp ona söz dinletmeye çalışmak boşuna zahmettir. Siz de şu anda zamanınızı yağmurla savaşmaya harcıyorsunuz. Bunun sizin gücünüzü ortaya koyduğuna, zaferi kazanacağınıza inanıyorsunuz. Ama kazanacağınız zaferin herkesten çok kendinize zararı dokunacaktır.
bir başkasını sevdiklerinde kendilerini güçsüz hisseden pek çok insan vardır ve bu kişiler bir ölçüde haksız sayılmazlar. Sevmek bizi yumuşatır çaresiz, bir başkasına duyacağımız sevgi dolu yakınlık bizi acı dolu ruhsal karmaşalara sürüklenmeye yatkın duruma sokar. Ancak üstünlüğü kendilerine amaç edinen ve "asla güçsüz olmamalıyım, asla kendimi tehlikeli durumlarla karşı karşıya bırakmamalıyım" diyen insanlardır ki bir başkasına sevgiyle bağlanmaktan kaçarlar. Bu gibileri sevgiyi yanlarına yaklaştırmayacak gibi kendilerini eğitir, sevgiye hiçbir zaman gereği gibi hazırlıklı durumda bulunmazlar. Bir başkasına gönüllerini kaptırabileceklerini sezer sezmez, işi çoğunlukla soytarılığa vurur, kendileri için bir tehlike kaynağı gözüyle baktıkları insanı alaya alır, ona takılır, onunla eğlenir, bu yoldan içlerinde oluşacak güçsüzlük duygusunu yenmeye çalışırlar.
Reklam
Bizim gezegeni dışarıdan gelip görecek tarafsız bir gözlemci, şu sonuca varacaktır kuşkusuz: "Bütün o toplumsal kurum ve kuruluşları, kendilerini güvence altına almaya yönelik girişimleri, evlerinin üzerinde yağmuru geçirmeyen çatıları, ısınmak için giydikleri giysileri, trafiği kolaylaştırmak için yapılmış yollarıyla bu insanlar yeryüzü sakinlerinin anlaşılan en güçsüzleridir."
Üniversiteden mezun olmak için gençlerin altına girdikleri ağır borç yüküne rağmen, yaşadıkları konut krizine rağmen ve nihayet sevmedikleri işlerde çalışmak zorunda kalmalarına rağmen, gençlerin çoğu kurallara uymuş ve itaat etmişlerdir. Az sayıdaki erişkine inanılmaz menfaatler sunan bir dünyada, aynı erişkinler tarafından yazılmış birtakım kurallara ve kanunlara göre bu gençler doğru olanı yapmışlardı.
Bankadan talep edilen her kredi, çocuğunuzu kaydettireceğiniz okul, ev kiralama, iş sahibi olma, kısacası yaşamdaki her ilerleme, ister çöpçü olsun isterse belediye başkanı, tamamen politik ilişkilerinizle konumunuza bağlıdır ve bu durum diktatörlerin yönetiminde yaşayan çoğu insanın politik duyarlılığını keskinleştirir. Diktatörlüklerde herkes sürekli tehdit altındadır ve bu nedenle sıradan bir çöpçü bile politik açıdan belediye başkanı kadar kanalize olmaya mecburdur.
136 syf.
·
Puan vermedi
Kibarlık Budalası
Kibarlık BudalasıMolière
8/10 · 5,1bin okunma
160 öğeden 136 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.