Ne kadar da feci durumdayız değil mi. Ne kadar da haber düzeyinde yaşıyoruz tüm olup bitenleri. Savaşın çıkmayacağı, tehlikenin bu topraklara sıçrama ihtimalinin olmadığına dair emniyetle işimize gidiyoruz sabah. Planlarımızda kafirle karşı karşıya gelmenin kaçınılmaz olduğu düşüncesi zaten yok. Bu toprakların da feci bir işgale maruz kaldığı, bu işgalin halihazırda da devam ettiğini söyleyen İslamcı bile kalmadı neredeyse. Hepsi siyasi partilerinin kayıklarına bindiler ve şimdi tweet atarak, yürüyüş düzenleyerek günah çıkartıyorlar. İsrail'i durdurmanın yolu kaba kuvvet. Ama bu kaba kuvveti kullanma cesaretinin reel - politikle zerre alakası yok. Aletler onları işletenlerin ahlakı ve cesareti nispetinde faal olurlar. Anlatamıyoruz ama. İstediğin kadar teknolojik olarak güçlü ol, o gücün nereye doğru kaydırılacağına dair sağlam bi tasavvurun, bu tasavvuru besleyen dini tahassüsün yoksa bir çöp yığınısın sen. Cihadın kaleme hapsedildiği (orası da şüpheli ya!), korkaklığın fazilet diye satıldığı bir Müslüman topluluk olduk hasılı. Utanacak yüzümüz bile kalmadı. Korkarım en büyük sorgumuz bu hadiseler gerçekleşirken ne yaptığımıza yönelik olacak ve sınıfta kalacağız. Yine de Allah kafirle çatışmadan canımızı almasın diye dua edelim. Acziyetimiz de samimi olursak bu fırsata eriştirir belki hem...
1944 senesinde Çumra tren istasyonunda iki yoksul, üstü başı yırtık köy çocuğu beklemektedir. Yanlarına bir adam gelir ve çocuklara nereye gittiklerini sorar. On yaşındaki Kemal “Konya’ya! Valiyle görüşmeye!” der. Adam alaycı bir şekilde güler “Sizi valiyle görüştürmezler be evladım, paranıza yazık, boşa gitmeyin!” diye karşılık verir. Kemal
Reklam
Dönüp dolaşıp aynı yere geliyorum.
Sanki 4.5 milyar yaşındaymışım da yani dünyanın var oluşundan beri yaşıyormuşum da ölemiyor muşum gibi hissediyorum. Dinazorların var oluşunu, yok oluşunu, kıtaların tek bir toprak parçasıyken ayrıldığını, tekerleğin icadını, ateşin icadını, avcı - toplayıcılığı, Bereketli Hilal'de ilk tarımın yapıldığını, tarımla beraber insanların yerleşik
Dijwar biliyor musun artık sağ gözüm görmüyor...
Arada Şırnak'a dedemlere uğrarım, birkaç gün orada kalır, oradakilerle zaman geçiririm. Dedem eski bir imam, dinler konusunda, görüşler konusundaki bilgi birikimine hep hayran kalmışımdır. Dedem, bölgede tanındık biridir. Şifalı bitkiler konusunda uzman vasfındadır aynı zamanda. Bitkilerle konuştuğuna da şahit olmuşumdur çoğu kez. Hatta güzel bir
kurtuluş - hayal
-Nereye gidiyoruz biliyor musun? -Hayır Seni ilk gördüğüm yere ( Atatürk Park )
Yusuf Atılgan
Yusuf Atılgan
🎈
Aylak Adam
Aylak Adam
SOSYAL MEDYANIN BENLİĞİ YOK EDİŞİ
Sosyal medyanın sahte yüzü yıllardır konuşuluyor. Sahte mutlu anların paylaşılması herkesin dilinde. Peki mutsuz anlar? Acılar, dramlar ise en mahrem boyutlarıyla bile sergilenmekte, istismar edilmekte. Herkesin her şeye yorum yapma özgürlüğü sınırı çoktan aştı. En güzel olaylar bile eleştiri yağmuruna tutulurken en kötü olayları bile
Reklam
828 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.