" Her baba, aslında bir imadir oğluna.
Mevsimler, yıllar ve hayat,
Ah, böyle böyle geldim huzura,
Çiğnedim babamın sancı sırtını,
Gittim raylarda unutulan hikayelerin kahrına.
Ben o dişi taşların oyuklarında duaydım artık..
Alışır, alışır diye düşünürken,
Merak oldum ona.
...
Anneler erken,
Ölümlerine yakın sevilir,
Gölgelerin 'düşü' adına! Yol biter ama yolculuk asla bitmez...
Şubat 2019... İstanbul bembayaz bir kar örtüsünün altında dinleniyor... Bugün çok daha az kişi ayak basıyor sokaklara, kaldırımlara... Daha az araba geçiyor, daha az korna çalıyor caddelerde... Bir Pazar günü... Dışarıdaki beyaz örtüyü üzerime çekip şehir gibi dingin, sessiz sedasız yaşamak istiyorum bugünü... Böyle bir günde yapılacak iki güzel
Aziz Nesin'le viski masasında gülmekten boğulacak gibi olmuşlardır...
Merhaba. Ferhanca ile: Merhabalardan bir demet. Yine bir Ferhan Şensoy kitabı incelemesi ve yine Kitaphan... Spoi ve Gilleri hafiften ıslık çalıyor.
Derdi halk olan, kaleminin şarjörü bilgi, iğne, tecrübe dolu, daha şimdiden birkaç şiiri şarkı olmuş şair, nevi şahsına münhasır 4. kavuklu, bir aydın, oyunları yurtdışında oynanan bir yazarın
“Derste benim bebelere İslam Felsefesi anlatıyorum.Konu Batınilere geldi.Batın ne demek onu anlatmak lazım önce.İç dedim,karın dedim,örtük vs. dedim ama bir şey eksik.Hızır gibi yetişti Neşet Baba; "Batınım sen oldun zahirim sensin" der babamız çocuklar dedim, taşlar yerine oturdu.”
Yirminci yüzyılın en önemli düşünür ve devlet adamlarından biri olan Aliya İzetbegoviç, "Doğu Batı Arasında İslam" adlı bu başyapıtta, zihnimizde standartlaşmış, içi boşaltılmış birçok kavramı yerinden sarsarak bizi bunlar üzerinde yeniden düşünmeye sevk ediyor.
Yaratılış ve Evrim, Kültür ve Medeniyet, Toplum ve Topluluk gibi iç içe