Gencecikti kadın, ama sanki değildi de. Kara saçlarının örgülerine kır değmemişti, beyaz kollarıyla berrak yüzü kusursuz ve düzgündü; yıldızların ışığı idi bulutsuz bir gece gibi gri parlak gözlerinde görülen; yine de bir kraliçe gibi duruyordu, yılların getirdiği nice şeyi tanımış gibi bakışlarında düşünce ve bilgi vardı. Alnının üstünde başı, beyaz beyaz parıldayan küçük taşlarla örülmüş gümüş dantelden bir kep ile örtülüydü; fakat yumuşak gri giysisinde gümüş yapraklı bir kemerden başka süs yoktu.
O güne dek pek az ölümlünün görmüş olduğu kişiyi işte böyle gördü Frodo; Elrond’un kızı Arwen’di bu, onda Luthien’in çehresinin yeniden dünyaya geldiği söylenirdi; ona Undómiel derlerdi, çünkü halkının Akşamyıldızı idi.
"Yanında mı? diye sordu fısıltıyla. "Bütün o duyduklarımdan sonra ister istemez meraklandım, anlarsın ya. Şöyle bir kerecik daha göz atabilmeyi çok isterdim."
"Evet, yanımda" diye cevapladı Frodo garip bir gönülsüzlük hissederek. "Eskisinden hiçbir farkı yok."
"Ee, bir saniyeliğine bir görsem diyorum," dedi Bilbo.
Frodo giyinirken, uyuduğu sırada Yüzük'ün yeni, hafif ama sağlam bir zincirle boynuna takılmış olduğunu görmüştü. Yavaş yavaş zinciri çıkarttı. Bilbo elini uzattı. Ama Frodo hemencecik geri çekti Yüzük'ü. Kederle ve hayretle farketti ki, artık Bilbo'yu görmüyordu karşısında; aralarına bir gölge düşmüş gibiydi ve bu gölgenin ardında aç yüzü ve kemikli arsız elleriyle buruş kırış küçük bir yaratık görür gibiydi. İçinden ona vurmak geliyordu.
Yüzüklerin Efendisi'nde, Orta-dünyanın Üçüncü Çağı'nın hayali edilmesi,
tarihinde dünyanın iyi ve kötü olan iki orduya göre tanzim edilmesi, hayli aşikar olarak sunulur. Bu karşıtlık, iki ana karakterle canlandırılır: Tek Yöneten Yüzüğü arayan Karanlıklar Efendisi Sauron ile Arif Gandalf. İmdi, bu sonuncu şahsiyetin lakabının önemi bazı
Glorfindel uzun boylu ve dimdikti; saçları pırıl pırıl altın renkli, yüzü güzel, genç, korkusuz ve neşe doluydu; gözleri parlak ve keskindi, sesi müzik gibiydi; alnında bilgelik, ellerinde kuvvet vardı.
Onlar bunu, iki uygarlık arasında tecrübe alışverişi yapmak, ortak yarar için düşünce ve ruhun gelişmesinde yeni bir çizgi başlatmak, akıl ve mantığın zaferini kutlamak için istiyorlar. Onların dünya ile temas kurmada, bizim hayal bile edemeyeceğiz beklentileri var. Evrensel aklın iki ayrı dalındaki gelişmeleri birleştirerek ilerleyeceklerini