Onlar bunu, iki uygarlık arasında tecrübe alışverişi yapmak, ortak yarar için düşünce ve ruhun gelişmesinde yeni bir çizgi başlatmak, akıl ve mantığın zaferini kutlamak için istiyorlar. Onların dünya ile temas kurmada, bizim hayal bile edemeyeceğiz beklentileri var. Evrensel aklın iki ayrı dalındaki gelişmeleri birleştirerek ilerleyeceklerini
Onlar bunu, iki uygarlık arasında tecrübe alışverişi yapmak, ortak yarar için düşünce ve ruhun gelişmesinde yeni bir çizgi başlatmak, akıl ve mantığın zaferini kutlamak için istiyorlar. Onların dünya ile temas kurmada, bizim hayal bile edemeyeceğiz beklentileri var. Evrensel aklın iki ayrı dalındaki gelişmeleri birleştirerek ilerleyeceklerini
Yüzüklerin Efendisi'nde, Orta-dünyanın Üçüncü Çağı'nın hayali edilmesi,
tarihinde dünyanın iyi ve kötü olan iki orduya göre tanzim edilmesi, hayli aşikar olarak sunulur. Bu karşıtlık, iki ana karakterle canlandırılır: Tek Yöneten Yüzüğü arayan Karanlıklar Efendisi Sauron ile Arif Gandalf. İmdi, bu sonuncu şahsiyetin lakabının önemi bazı
Yaşayan bir şeyde böylesine bir güzellik ne görmüştü, ne de hayal etmişti Frodo; Elrond’un sofrasında, bu kadar ulu ve bu kadar güzel kişiler arasında kendisine de yer verdiklerine hem şaşırıyor hem de utanıyordu.
''Yaşasın'' diye bağırdı Pippin ayağa fırlayarak. ''İşte soylu kuzenimiz! Yüzük'ün Efendisi Frodo'ya yol açın!''
''Sus!'' dedi Gandalf sundurmanın gerisindeki gölgeler içinden. ''Kötü şeyler vadiye gelemez; ama yine de onların adını anmamak lazım. Yüzük'ün Efendisi Kara Kulesi'nin efendisidir! Biz bir kale de oturuyoruz. Dışarlarıysa kararmakta.''
Gencecikti kadın, ama sanki değildi de. Kara saçlarının örgülerine kır değmemişti, beyaz kollarıyla berrak yüzü kusursuz ve düzgündü; yıldızların ışığı idi bulutsuz bir gece gibi gri parlak gözlerinde görülen; yine de bir kraliçe gibi duruyordu, yılların getirdiği nice şeyi tanımış gibi bakışlarında düşünce ve bilgi vardı. Alnının üstünde başı, beyaz beyaz parıldayan küçük taşlarla örülmüş gümüş dantelden bir kep ile örtülüydü; fakat yumuşak gri giysisinde gümüş yapraklı bir kemerden başka süs yoktu.
O güne dek pek az ölümlünün görmüş olduğu kişiyi işte böyle gördü Frodo; Elrond’un kızı Arwen’di bu, onda Luthien’in çehresinin yeniden dünyaya geldiği söylenirdi; ona Undómiel derlerdi, çünkü halkının Akşamyıldızı idi.
Elrond’un yüzü zamandan muaf gibiydi, ne yaşlı ne gençti, fakat kimi mutlu kimi mutsuz bir sürü anı yazılıydı bu çehrede. Saçları alacakaranlığın gölgeleri gibi karaydı, başını ince gümüş bir halka süslüyordu; gözleri berrak bir akşam misali griydi ve içlerinde yıldız ışıklarına benzer bir ışık vardı. Hem nice kış mevsimi ile taçlanmış bir kral gibi saygıdeğer, hem de gücünün doruğundaki tecrübeli bir savaşçı gibi dinç duruyordu. Ayrıkvadi’nin Hükümdarı ve gerek elfler, gerekse insanlar arasında kudretli biriydi.
Glorfindel uzun boylu ve dimdikti; saçları pırıl pırıl altın renkli, yüzü güzel, genç, korkusuz ve neşe doluydu; gözleri parlak ve keskindi, sesi müzik gibiydi; alnında bilgelik, ellerinde kuvvet vardı.
Sen çık ve salın, gün akşamlıdır
Tükeniyor, yok oldu bile sevgi
Yazılsın tarihi ve sezilsin
Sonlanışı aşkın, artık o yok ki...
Öyleyse gülüm, neye yarar bilim;
Ezelden ölümün ettiği zulüm,
Granit kayalara kazılsın.
Umardık yüreğimizin yazıtları,
Yâni o kayalar, bir de kanımız,
Bir gün lâl olur Bedahşan’da.
Ah kuzu, bıçak hep senin
SERDENGEÇTİ’NİN MÜDAFAASI...
“Serdengeçti"de neşrettiğimiz “Bir Fakültenin İç Yüzü’’ başlığını taşıyan yazılarımızdan dolayı, evvelâ bu fakülte tarafından tard, sonra da mahkemeye verildik. Biz bu yazımızla bir vicdan borcumuzu yerine getirmiş bulunuyoruz. Bir suçlu sıfatıyla, Allah’ın huzuruna çıkmaktansa C. Savcılan’nın karşısına