Cioran'ın okuduğum üçüncü kitabıydı. Sanırım bu kitap, kendisini tanımaya başlamak için en uygunuydu. Din, siyaset, tarih, sanat gibi konuları başlıklara ayırıp aforizmalarını toparlamış. Genelde aforizma kitaplarını sevmem, yazarların oradan buradan rastgele alınmış sözlerini içerir; ancak sanırsam bu kitabı Cioran'ın kendisi hazırlamış. Öyle değilse bile, aforizmalar arası bütünlük beni bu kitabı sevmeye itti. Bölümler arasında bir konu bütünlüğü vardı, dolayısıyla sanki yazarın içini döktüğü notları okur gibi hissettim. Cioran'ın "Celal Şengör patavatsızlığı" adını verdiğim durumu çok hoşuma gidiyor. Lafları yerine göre çok güzel eğip bükebilecekken, çoğu zaman nefretini pat diye kusabiliyor. Bir durumu anlatırken kullandığı benzetmeler çok yerinde. Nefret, hiç bu kadar zeka dolu ve eğlenceli olmamıştı. Nietszche ve Fernando Pessoa'yı oldukça andıran bir hayat görüşü var. Pesimist veya nihilistten öte Cioran, kendisine "reddedişçi" diyor. Düşündüren, çerez niteliğinde harika bir kitap. Tavsiyemdir.
BuruklukEmil Michel Cioran · Metis Yayıncılık · 20212,649 okunma
Cioran, modern dünyanın en büyük düşünürlerinden olsa gerek. Çürümenin Kitabı ile okumaya başlamıştım kendisini. Var Olma Eğilimi, diğer kitabına göre daha anlaşılır geldi. Bu kitapta beni düşündüren pek çok şey oldu: "Özgürlük" tanımının aslında her zaman güzel olmayabileceği, dilencilerin aslında ne kadar soylu ve dürüst oldukları, intiharın fazlasıyla güçlü bir eylem olabilmesi gibi pek çok ilginç kanıya beni ikna etti diyebilirim. Buradan bakınca belki de saçma gelmiştir size, ancak Cioran'ın cümleleri ve fikirleri oldukça büyüleyici. Pesimist biri kesinlikle değilseniz, neşenizi kaybedip okumanızı önermem. Bunun dışında felsefeyle ilgilenen, düşündürücü metinler okumak isteyenlere tavsiyemdir. Kitabın ortalarında dünya tarihinden ve ülkelerden örnekler vermesi ve insan psikolojisine farklı bir bakış atması hoştu ama o kısmı biraz fazla uzun buldum, yoksa 10'u vermeye yaklaşmıştım. Eline sağlık büyük üstad.
Var Olma EğilimiEmil Michel Cioran · Metis Yayıncılık · 2020687 okunma
Machado de Assis kitaplarında sohbet havasına bürünür, mizahi bir üslup takınır. "Romanda mizah" kategorisine pek uzaktım, kendisi beni bir nebze yakınlaştırdı. Elbette film izler gibi kahkahalara boğulmasanız da, kitap okurken sık sık tebessüm etmek, dışarıdan beni görenler için ilginç olmuştur. Bu kitap bir nevi Benjamin Button hikayesi gibi başlıyor. Ana karakter Bras Cunha, doğum tarihinden değil ölüm tarihinden başlıyor olayları anlatmaya. Daha sonra çocukluğuna iniyor ve hayat hikayesini anlatıyor. Hikayesi çok olağanüstü değil, bu kitapta beni çeken anlatıcının mizahı üslubu oldu. Hem öldükten sonra birinin kendi hikayesini anlatması fikri, hem de bunun, ölüm gibi bir konunun mizahi bir şekilde ele alınması bakımından kitap ilgi çekici. Buna rağmen hayat boyu unutamayacağım, herkese önereceğim bir kitap da değil. Yazarın "asabiyeci" kitabı hem mizahi, hem de kurgusal olarak daha iyi. Yine de ortalamanın bir tık üstündeydi, en azından sıradanlık bir nebze aşılmıştı. Machado de Assis kesinlikle mizahi anlatım konusunda oldukça iyi.