"Güneşim Battıktan Sonra" nın heyecan dolu ikinci cildine hoş geldiniz. 🥰📚 Emrah'ın günlüğünden okuyacağınız bu bölümde, Zeliha'nın bilincini kaybetmesinden sonraki duygusal serüvene tanıklık edeceksiniz. Sevdiği 2 nörolog tarafından incelenirken, Emrah'ın fedakârlığı ve aşkı sizi etkileyici bir finalin eşiğine taşıyacak. Sevgi, umut ve dostlukla örülü bu hikâye, sizi duygusal bir yolculuğa davet ediyor. "Hayatıma Doğan Güneş" duygu yüklü bir aşk hikâyesinin müthiş finalini sunuyor. Okumaya hazır olun, sizi bekleyen unutulmaz bir final var...
Birbiriyle Bağlantılı Kavramlar
( Düşünce-Frekans-Müzik-Burç-Bilim-Büyü-Tılsım-Nazar )
_ DÜŞÜNCE _
_Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz.
Diyalektik 2 – Şeref, Bilgelik, Sanat
*_Düşünce_
_Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz. İçimizde ne varsa biz oyuz. Bizi biz yapan zihnimizdir.
Logoterapinin Babası Viktor Frankl’ın Yaşam Öyküsü :
Birçok kişi Viktor Frankl’ı nasıl adlandıracağını bilmiyor: bir kahraman mı, bir mücadele adamı mı yoksa büyük bir düşünür mü? Aslında o bütün bu tanımlardan her birini hak ediyordu. Kahramandı çünkü bir insanın yaşayabileceği en büyük güçlüklerden birini aşmayı başardı. Bir mücadele adamıydı
Cotard sendromu : Ben aslında yokum
Cotard Sendromu yani “yaşayan ölü sendromu”, kişinin kendisinin ya da vücut parçalarının öldüğünü ya da ölmekte olduğunu sandığı, ender rastlanan nöropsikiyatrik bir rahatsızlıktır.
Adını, hastalığı 1880’de tanımlayan nörolog Jules Cotard’dan almıştır. Psikiyatrik tanı kitaplarında Cotard Sendromu ayrı bir hastalık olarak tanımlanmasa da, yapılan
BATI FELSEFESİ
Batı'da birileri çıkıp bu dediklerimizi yapıp bilimi felsefeyi bitirmemiş ise bizden olan doğulu insanlar yapınca neden bu yakıştırma yapılıyor ?
Cevap basit. Kapitalizm, güçlü kültür güçsüz kültürü baskılar.
Öbür yandan çok çirkin ancak bir o kadar yerinde bir deyim olsun.
Sigmund Freud denen nörolog, ortaya cinsel içgüdüleri koyarak bir analizasyon inşaa etti.
Freud'un fikirleri kendi ekseriyetini, kendi biyografisini kapsayacak düzeyde iyiydi, bilim tarihi açısından çok da güzel işler yaptı,
Lakin şu soruyu sorun kendinize, Freud'un cinsellik ile ilgili, çocuklarda ki durumları cinsel arzulara itmekle ilgili, asla ama asla eleştiriyi kabul etmeyen özbenliği, yine asla ve asla doğrulanır veya yanlışlanabilir bir ilke ortaya koymuş olması ile ilgili, kokain, morfin gibi maddeleri övmesi olsun.. bunu bir islam düşünürü yapsaydı, bağımlı, pedofili, aklı başka kalemi başka yerlerde, ortaya koyduğu fikir " itiraf ederse hasta söylemiş olur, redderse hasta yine itiraf etmiş olur." İlkesini red etmeyi de itiraf sayması unsurlarını ele alsaydınız. Yerden yere vururdunuz. Ancak batılı olunca bu yakıştırmalar yapılmıyor. Bu alaylar edilmiyor.
Sosyal nörolog John Cacioppo, insanda yalnızlık hissinin, başkalarıyla ilişkilerini koruma yönünde adım atması amacıyla geliştiğini savunuyor. Ona göre, yalnızlık hissi susamak gibidir. Susadığınızda su ararsınız. Kendinizi yalnız hissettiğinizde de başka insanlara yönelirsiniz.
Kitap Analizi
Madde ve Bilinç
Kitap Analizi: Madde ve Bilinç (Zihin Felsefesine Güncel Bir Bakış) – Taner Beyter
İncelemeye Başlamadan Önce…
Felsefe veya bilim tarihine aşina olanlar geçmiş dönemlerdeki bilim insanı-filozof konseptini bilirler. Bu dönemlerde bilim insanları filozof, filozoflar ise bilim insanlarıydı.
Beni burdan al
Beni ikiye bölen bu beklemek. Bir şeyler olsun. Beni burdan al. İnsanın düşündükçe ağlayası gelmiyor mu? Her yerde ezan sesi. Yenilgi yenilgi büyüyen zaferim nerede? Şu sönen ışıklar gibi. Söndüm. İçimdeki coşku yok oldu. Nörolog vardı. Artık yok. İnsanın o nörolog olmayası geliyor. Telefonunu kapatıp bir yerde unutulası geliyor. Ne olmak istiyorsun, neden? Kırılacak odun çok ama nerde? Madem çok. Ben kırmasam olmaz mı? Su taşımasam.
Her gün uyandığımızda dünyayı değil zihnimizi görürüz aslında. Dünyadaki olaylar,nesneler, kişiler öyle oldukları için değil zihnimizde yarattıkları nöronal gerçeklikle varlar. Zihnin yeniden tasavvuru dünyanın yeniden yaratılması demektir!
Onur Küçükakça