Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

nuran

Bununla birlikte, kitlesel göçler, taşıdıkları insan malzmesinin özelliği bakımından, kitle hareketlerinin doğması için verimli ortamlar da oluşturabilirler. (...) "Bir yabancı istilası gibi görünen durumla başlayan şey toplumsal bir devrimdi ."
Reklam
Herkes içine baksın, böylesi daha iyi
Başkasının işini dert etmek şu şekillerde ortaya çıkar: Dedikodu yapmak, kirli çamaşırlar aramak, başkalarının işine burnunu sokmak ve ayrıca toplumsal, millî ve ırksal konulara aşırı ilgi göstermek. Kendimizden kaçıp uzaklaşmak suretiyle ya komşumuza yük olur ya da onunla gırtlak gırtlağa geliriz.
Artık kimsenin bir hikâyesi yok, kimsenin bir selamı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sizce de insanlar olumlu bakışlarını kaybetmiş görünmüyorlar mı? Galiba modern çağ insanının mutsuzluklarına yol açan, yüreklerini kanatan da bu. Yetinmeyi ve kanaat hissini tanımayan, karşılaştığı hadiselerin bir de iyi tarafının olabileceğini aklına hiç getirmeyen, hatta memnuniyet duygusunu daima daha fazla ihtiras ile bastırmaya çalışan, kısacası hayata negatif gözlüklerle bakan bir insanın gaddar da olsa, mağdur rolüne soyunması elbette abes karşılanamaz. Yüzlerimizdeki gülümsemeler, eğer yerini çatık kaşlara bırakıyorsa, somurtkanlıklar tebessümleri bastırmış durumdaysa, şüpheler iyi niyeti kündeye getirmişse, gaddarın mağdur fotoğrafı vermesine artık şaşmamak gerekir.
Reklam
Tersyüz edilmiş kalplerden, altına ve gümüşe tutsak ruhlardan el-aman!.. Bâtılı Hak, Hakk'ı Bâtıl görmeden de, iyiliği kötü, kötülüğü iyi okumadan da, bozgunculuk yapıp ıslah ettiğini sanmadan ve doğru yoldan alıkoyup doğru yola ilettiğini vehmetmeden de, ezcümle sapkınlığı hidayet karşılığında satın alıp kurtuluşta olduğunu düşünmeden de el-hazer, el-hazer!..
İnsan, hamiyyet ve seciyye yönünden imtihanları kaybetmeye amade bir varlıktır.
Sahi, yalnızca sessiz harflerle konuştukları için mi duyuramazlar seslerini bize ölüler? Yoksa kurşunlar kalplerimizi de kulaklarımız gibi sağır ettiği için mi işitmeyiz onları!?.. Bir an gülüm, yalnızca bir an, evinde şefkatle başını okşadığın çocuğu, dağlardan gelen serçeyle birlikte güllelerin arasında, kanlar içinde düşün... Peki de, zalimlerin ürünlerini boykot etmek de mi gelmez elinden?!..
Sayfa 132Kitabı okudu
İnsan ki yaratılmış ve yaratılacak sanat eserlerinin en harikulâdesidir; yazık ki şimdi renkleri karışmış birbirine, çizgileri ve desenleri bozulmuş...
Madde o derece kuşatmış ki insanı, ruhlar mengene kıskacında lime lime...
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
"Sanatlı bir eser, sanatkârı icab eder"
Bir sanat eseri karşısında, o esere üslûp veren, ruh ve anlam katan sanatkârı düşünüp heyecan duymak nasıl da özge bir duyuş ve algılayıştır ki, eser ile müessir, delil ile medlûl arasındaki bağları berkitir. Delil ki bir medlûle, eser ki bir müessire, olan ki bir oldurana işaret iken, eserler ve deliller aradan çıksa da kişi doğrudan sanatçıya ve oldurana ulaşsa, gözler ve gönüller temizlense, beden ve kalıptan kurtulup ruh ve manaya erilse... Öyle ya, ol deyip olduranı yoksa, bir eser kendi başına nedir ki!..
Sevenler arasındaki ruhanî münasebetler, ikisi arasında bir aşinalık doğurur. Böylece mizaçları bir derecede eşit olanlar, ruhlarının şeref ve yüksekliği açısından da birbirlerini kabule hazırlanırlar...
703 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.