Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu dünya amel etme, çalışma ve yaptığından sorumlu olma yurdudur.
Allah’ın kuldan beklediği sadede “tevhid” dir.
Reklam
Eğer ikisi, bir kısım gençler gibi sıhhat ve gençliğine güvenip, gaflet ve sefahete atılsaydılar; ölüm de onları tarassud(gözetleme) edip tam günahlarının pislikleri içinde yakalasaydı; o nurlar definesi yerine, kabirlerini akrepler ve yılanlar yuvası yapacaklardı. Madem hastalıkların böyle menfaati var, ondan şekva değil tevekkül, sabır ile, belki şükredip, rahmet-i İlahiyeye itimad etmektir.
Bunun bir numunesi Denizli Hapishanesidir. Oraya Nurlar ve mahpuslar için yazılan Meyve Risâlesi girmesiyle, üç dört ay zarfında iki yüzden ziyade o mahpuslar öyle fevkalâde itaatli, dindarâne bir salâh-ı hâl aldılar ki, üç dört adamı öldüren bir adam, tahta bitlerini öldürmekten çekiniyordu. Tam merhametli, zararsız, vatana nâfi bir uzuv olmaya başladı. Hattâ resmî memurlar bu hale hayretle ve takdirle bakıyordular. Hem daha hüküm almadan bir kısım gençler dediler: “Nurcular hapiste kalsalar, biz kendimizi mahkûm ettireceğiz ve ceza almaya çalışacağız, tâ onlardan ders alıp onlar gibi olacağız, onların dersiyle kendimizi ıslâh edeceğiz."
Oraya Nurlar ve o mahpuslar için yazılan Meyve Risalesi girmesiyle, üç dört ay zarfında iki yüzden ziyade o mahpuslar öyle fevkalâde itaatli, dindârâne bir salahı hâl aldılar ki, üç dört adamı öldüren bir adam, tahta bitlerini öldürmekten çekiniyordu. Tam merhametli, zararsız, vatana nafi bir uzuv olmaya başladı. Hatta resmi memurlar, bu hale hayretle ve takdirle bakıyordular. Hem daha hüküm almadan bir kısım gençler dediler: "Nurcular hapiste kalsalar biz kendimizi mahkûm ettireceğiz ve ceza almaya çalışacağız; tâ onlardan ders alıp onlar gibi olacağız. Onların dersiyle kendimizi ıslah edeceğiz."
Sayfa 273 - Sözler NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Kim durmadan geçmiş zamana hayıflanırsa ve şimdiki zamanı geçmiş zamanla doldurursa, o kimse uzak olanlar arasına girer. Çünkü o kimse şimdiki zamanın gerektirdiği şeylerin kayıp gitmesine göz yumuyor ve hiçbir zaman geri gelmeyecek olan şeylerle kendini oyalıyor demektir bu. İşte varolmayışın (non-existence) özü budur. Gelecekle uğraşanlar da aynı durumdadırlar.
Allah'ın inayetinin erişmeyeceği zerre yoktur..
Bunun bir nümûnesi Denizli Hapishânesidir. Oraya Nurlar ve o mahpuslar için yazılan Meyve Risalesi girmesiyle, üç dört ay zarfında ikiyüzden ziyâde o mahpuslar öyle fevkalâde itaatli, dindarâne bir salah-ı hâl aldılar ki; üç dört adamı öldüren bir adam, tahta bitlerini öldürmekten çekiniyordu. Tam merhametli, zararsız, vatana nâfi bir uzuv olmaya başladı. Hattâ resmî memurlar, bu hale hayretle ve takdirle bakıyordular.
88 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.