Bitirdim ama nasıl bitirdim, neler hissediyorum, bunu nasıl aktarabilirim bilmiyorum...
Bir erkek ve bir kadının yazdığı günlükleri okuyoruz. Hikayeleri aynı ama ikisinin de anlatışı, onları yorumlayşı deftere geçirşi bambaşka, artık gerçeği nasıl onu kendimiz seçiyoruz...
Hikayede anlatılan, aşkıyla yanan Suzan..
Onun aşkını, acısını öyle güzel anlatmış ki yazar, içimde hissettim hüznünü..
Çok merak ediyordum iyi ki de okudum diyorum
Size de iyi okumalar dilerim
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213,1bin okunma
Yerine göre, kader dediğimiz şey, dar bir yerde sürekli yönünü değiştirerek dönüp duran bir kum fırtınasına benzer. Sen de ondan kurtulmak için ayağını bastığın yeri değiştirirsin. Bunun üzerine fırtına da sana ayak uydurmak için yönünü değiştirir. Bir kez daha bastığın yeri değiştirirsin.....
...
O fırtına uzaklardan çıkıp gelmiş herhangi bir şeyden farklıdır. O fırtına aslında sensindir. O yüzden yapabileceğin tek şey, teslim olup ayağını dosdoğru fırtınanın içine daldırarak, gözlerini kum girmeyecek şekilde sımsıkı kapatıp adım adım fırtınanın içinden geçmektir.
O fırtınanın içinden geçtikten sonra, fırtınanın içine ayak attığındaki kişi olmayacaksın artık, aynı kişi olmayacaksın. Evet işte kum fırtınasının anlamı bu.
Bir şeyler insanı törpülüyor, dedi Ersin. Hayatın kendisi mi, iş mi bilmiyorum. Ama yıpranıyor insan. Böyle giderse hayat tembeli olacağım diye korkuyorum.
'Tembel işte' dedi. Hayatını değiştirmeyi düşünmeyen, giderek daha az şeye razı olan, hiçbir şeye itiraz etmeyen biri...İşten eve, evden işe yani. Bir gün kendime niye yaşadım ki bunca yılı diye sormaktan korkuyorum.