Sen gülünce bozguna uğruyor düşman orduları
Mavzerlerin arasında çiçekler açıyor
Kurşunlanan göğü katlayıp sandığa kaldırıyor beyaz yemenili neneler
Bir asker çay demliyor iki siperin ortasında
Sen gülünce ülkeler sınırlarını baştan çiziyor
Çok şey oluyor sen gülünce
2.0 şiddetindeki depreme dayanamıyor Japonya
Ağaçlar dalında kuşları taşıyacak
Sevdalıyım Sana
Bir çocuk gibi sevdalıyım varlığına,
Bir ozan gibi
Bazen bir kuzu gibi
Varlığın, gülüşün seninle doğan güneşe
Bir mülteci gibi, hasretim yurduma
Bayramın aslını senden sormalı
Sen gülünce açar kırların gülü
Yaradan güzeli yaratmış senle
Yâren olup geldi kurban bayramı
Güzelim süslemiş bayramı şevkle
O güzel sarmadan bize de ekle
Tatlıları pişir yiyelim zevkle
Yemek olup geldi kurban bayramı
Sabah erken kalk da kalmasın tozun
Öğlene kurbanı keselim tosun
Kavurma bilumum sıyır kalmasun
Etli olup geldi kurban bayramı
Han'ım kurban olup yatamaz mısın
Mahşere temizce çıkamaz mısın
Gün döner gider de duramaz mısın
Öğüt olup geldi kurban bayramı
Yakuphan
Bugün sordum, yolda gelene kadar iki kelime için düşündüm taşındım iki soruyu da sordum tek soru kaldı ama verdiği cevap yeterli değildi neymiş te bakış tarzı oymuş halbuki gülünce çiçek açıyor yüzü. Bizimde maceramız bu kadar bilmiyorum birdaha rastlaşır mıyız ? Görür müyüm acaba gülünce yüzündeki devrimi. Umarım özlem duymam o keskin bakışlara...