Düşündüm, düşündüm… Dedim ki: Nasıl etsem de anlatsam bacaklarımdaki, kalbimdeki çarpıntıyı. Anlatmanın imkanı yok gibi geliyor. İncecik, beslenememiş, gün görmemiş, büyüyememiş bir çocuğun mecburen büyüme hikayesi mi bana kitabın kapağını izlettiren; fıkaraların bu incecik çocuktan bunca medet umması mı ? Görüyorum ki bu kitabı okuyanların çoğu o incecik koca kafalı koca gözlü çocuğun heybetinden etkilenmiş. Ben fark ettim ki ezilmediğim, içimin acımadığı, yüreğimin burkulmadığı bir sayfa okumadım. İnce Memed titredikçe ezile büzüle titredim. İnce Memed koca kafasını omuzlarına sakladıkça burnum sızladı. Hikayenin devamını bilmiyorum ama bir kahramanlık hikayesi okumadım. Gözlerin görmediği, kulakların duymadığı bir çocuğun savrulduğu o yolu izledim. Karakterlerin her birinin temsil ettikleri… Ne çok şey söylerim aslında…
Ebru Ince ve https://1000kitap.com/horsemanjr'nın birlikte yaptıkları etkinlik vesilesiyle ikinci kez okumak nasip oldu. :))
https://1000kitap.com/horsemanjr'nın
