Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1 Mayıs İşçinin Emekçinin Bayramı kutlu olsun.
Tekliyor işte çağın çarkına okuyan çark Ve durdu muydu bir gün bu kör avara kasnak Bir zincir yitirenler, bir dünya kazanacak Sen de o dünyadansın, sınıfın bil safa gel Hava döndü, işçiden, işçiden esiyor yel Can Yücel
Piknik
Rugan kırmızı potinlerin mi yok senin güzel ruhlu çocuk.. Yarım mı kaldı öğretmenin verdiği bitmeyen ödevler.. Hangi düşler kuramadığın.. Kargaşa kalabalıkta.. Hangi isyan esprilerin ufkunda hiç söyleyemediğin.. Haydi tekrar çocuk ol da anlat bana.. Belki de benim senin tek dinleyenin.. Resimler de yapamadın öyle mi.. Zaten sal gitsin .. Resim de dersti .. Dünya sana ibretlik miydi ey küçük çocuk.. Sal gitsin.. Takunyaları annen de saklamakta yoruldu o senin giydiğin.. Annen ölürken seni yanında ister mi diye ümitlerini yitirdiğin.. Yük müydü tüm dünya omzunda.. Yaz günü yapacağınız o muazzam piknikleri hatırla.. Laedri...
Reklam
İşçi ve Emekçiler Bayramı Kutlu Olsun
OKUMUŞ BİR İŞÇİ SORUYOR Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim? Kitaplar yalnız kralların adını yazar. Yoksa kayaları taşıyan krallar mı? Bir de Babil varmış, boyuna yıkılan, kim yapmış Babil'i her seferinde? Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar altınlar içinde yüzen Lima'nın? Ne oldular dersin duvarcılar Çin Seddi bitince? Yüce
Cemal Safi/
- Busemle o dolgun dudaklarını, Kan revan içinde koydum, düş müydü?
OKUMUŞ BİR İŞÇİ SORUYOR Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim? Kitaplar yalnız kralların adını yazar. Yoksa kayaları taşıyan krallar mı? Bir de Babil varmış, boyuna yıkılan, kim yapmış Babil'i her seferinde? Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar altınlar içinde yüzen Lima'nın? Ne oldular dersin duvarcılar Çin Seddi bitince? Yüce
Elinde çiçeklerle geldin de ben mi kabul etmedim seni? Hevesli değil miydim almaya onca duygunu? Yaşamaya istekli değil miydim seni iliklerine kadar? Esirgediysen bu aşkı, yaşattıramadıysan o tutkuyu; söyle bana nasıl sakin kalayım? Bu kadar zor muydu alnıma düşen saçı kulaklarımın arkasına ellerinle almak? Zor mu geldi sana sevgimin ağırlığı? Tek mi taşı dedim sana? Yardım edecektim oysaki ben. El ele dize getirecektik beni sonra usulca sevecektik seni. Ezildin bence bana kalırsa. Kaldıramadın sevginin onca ağırlığını. Gücün de yetmedi beni ehlileştirmeye. Hırçınım ben, dalgalı bir deniz. Dalgasız denizde herkes kaptan. Sense kıyıma vuran herhangi bir şeyden farksızsın.
Reklam
Okuma alışkanlığımı geri kazanmaya çalışıyorum ve bu yüzden gelecek hafta için okuyacaklarım: 1. Latince Güzel Sözler Antolojisi 2. Rüzgar Bizi Götürecek 3. O muydu?
Darmadağın
Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
Aşk kilitleri
Derin bir iç çekerek devam ediyorum yürümeye, rüzgârdan uyuşmuş ellerimi birbirine sürterken, köprünün tırabzanlarına asılmış birçok asma kilitleri görüyorum. O kadar çoklar ki, hayretle bakıyorum. Bazıları rengârenk, bazıları paslanmış, bazıları kalp şeklinde, bazıları daha yeni takılmış olacak ki ışıl ışıllar. Bu asma kilitler ne umutlarla
kabullenmek ve bencillik üzerine
Franz Kafka
Franz Kafka
Dönüşüm
Dönüşüm
okurken nefret beslediğim ailesi o kadar insanlıktan uzak değildi ancak bir insanı böcek gibi hissettirecek özelliklere sahipti. fakat bu ailede bir şeyler yanlıştı. kız kardeş odayı temizlerken kapıda haber beklemeleri umut beslememize neden oluyor ve annenin acı verici sözleri onlarda hala insanlık olduğu umudunu artırıyor.
Reklam
ANNEYİ ÖLDÜRMEK SURETİYLE KARISINA DERS VERMEK
Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları. Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu. Bir araya geldiklerinde şimşekler
Özdemir Asaf'in dedigi gibi... "Ne zaman imkansızı seversen, işte o zaman gerçek seversin." Sevginin belki de gerçek anlamı imkansızlıktır. Bu anlamı bile bile yola çıkmalı insan.Çünkü birine kavuşmak umuduyla yalnızca sevilmez. Ona dair bütün imkansızlığı da beraberinde göze alıp öyle sevebilmeli insan.Hem sevginin yarasi olmuş olmasaydı, manası hiç bu kadar derin olur muydu?Leyla'lar, Asli'lar, Kerem'ler, Menun'lar ve daha örnek sayabileceğim onlarca insan olmuş olmasa, aşkın bu denli büyük ve uğrunda bir çok şeyi göze alabilecek kadar cesur olduğunu belki de hiç bir zaman idrak edemeyecektik.Zira sevgi, cesur olmayı gerektirir. Dahası çaba...Ama bazen de ne kadar çabalarsan çabala olmuyor. Sonra mı?İmkansızlığı sevmeyi öğreniyorsun.Kalbinde derin bir yara ile yaşamayı...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.