Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayal kırıklığının başkenti
- O zamanlar kaymakamın bir kızı vardı ya, Leman. Saçları ta buralarında. Rüzgarda yürüdü mü sanki pelerin sahibi bir balerin gibi oluyordu. O gün de maça gelmiş. Ben devamlı terliyorum, daha maç başlamadan. Neyse maç başladı, hemen bir korner oldu. Ortayı bizim Rıfat atmıştı, bir yükseldim topa ikinci dakikada köşeye taktım topu. Alkış, kıyamet. Bir döndüm, bizim Leman ayağa kalkmış alkışlıyor. - Kaç sene kalmıştı o kız burada? - 2 sene. - Giderken bana bir mektup bırakmıştı, İzmir'e gelirsen ara diye. Ben de 5 sene sonra gittim. - Ee, bulabildin mi? - Buldum. Hatta bir de çay içtik. Ben, o, bir de kocası. O ara golü yemişiz haberimiz yok anlayacağın. Burası için en güzel lafı Sadık hoca söylemişti kardeşim. - Hangi Sadık hoca? - Lisede edebiyat öğretmeni yok muydu ya? - Tamam. Ne demişti? - Hayal kırıklığının başkenti demişti. VİZONTELE (2001) 🎬 youtu.be/KSCidYpaOEI?si=...
Süslü cümlelere aldanacak yaşı geçtin kızım. Aslında istediğin zamanlarda bile hiç aldanamadın. İçindeki o hiç susmayan ses, daha küçük bir çocukken emin olduğun o his hep içindeydi, seni hep uyardı. Yeri geldi dinledin yeri geldi dinlemedin ama hep onun haklı çıkacağını bilerek umut ettin. ahh ne acizlik.. bile bile " her insan farklıdır " nârâlarına inandırmaya kalktın kendini. içinden bir buruk tebessümle baktın vaatlere. en sonunda haklı çıkacağını bildiğin o sesi susturmak, bundan sonra eskisinden de zor olacak. ve sen saf kızım, kimseye aldanmamanın, kendini aldatmamak, kendini aldatmamanın da büyümek olduğunu öğreneceksin. Bileceksin ki, senin bildiğin yaşamakla başkalarının dünyası arasında galaksiler var. Kendi hüznünde boğul da başkalarının sana vaadettiği huzurda medet arama. senin hüznün başkalarının huzurundan daha evla sana.
Reklam
Bir de kuşlar var Hakim bey Her şeyin başı onlar… Onlar özgürlüğü koyuyor insanların kafasına… Baksanıza, terörist terörist uçuyorlar… Eklemeyi unuttum hakim bey! Bir de baharlar var, Ne zaman her şeyi bırakıp öldüysek, O yine dirilmeyi, renklenmeyi öğretti. Baksanıza her yer çiçek, Her yer meyveye durmuş dal.
Ahmed Arif
Ahmed Arif
-Neden ölüme bu kadar takmış durumdasın sence? •Ben olsam 'takmak' kelimesini kullanmazdım. -Sen ne derdin? •Takmak fiilinin yargılayıcı bir özelliği var, değil mi? Sanırım 'kararlı' kelimesi daha iyi betimliyor durumu. Periyodik tabloda, alttaki elementlerin en sevdiğim özelliği ne biliyor musun? Bazıları sadece saniyeden de
Bazen konuşacak birini bazen birlikte susacak birini arıyorsun. O susuşta ne şifalar var.
HBB
Güzel olan her şeyin sonu var derlerdi de ; Yaşamadığımızdan bilemezdim, Yaşadım artık, ne diye düşündün şimdi. Sende ayrı geçen her an diyebilirim, Zamanın yoksun Günler noksanlı Hayattaki zaafım oldun. Puzzle da ki son eksik parça misali Sen olmayınca tamamlanmayan, Benim puzzlem da bi son olmasın, O son parça hep elinde olsun Zamanı gelince Sonsuz olacak şekilde kapat o boşluğu, Tek ve son parça sende sakla elinde Muhafaza et. Senden başkası dolduramaz, dolduramayacak.
Reklam
Birine ne kadar çok şans verirsen, sana o kadar az değer verir. Seni kaybetmekten korkmaz çünkü ne olursa olsun çekip gitmeyeceğini bilir. Kimsenin sana saygısızlık edecek kadar rahat olmasına izin verme.
Gelme diyorsun Bu gel demektir Birazdan güneş doğacak Doludizgin atlılar geçecek yüreğimden Seni düşüneceğim Gümüş mahmuzların parlaklığınca Yağmur nal izlerini örtmeden Sana geleceğim
deneyim Zehk... " başkalarının hayatlarından ders alın, insan bütün hataları, tek başına yapacak kadar... uzun yaşamıyor. " diyor Tolstoy. biz ne kadar ders alıyoruz?
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim, Onu tutamadığımı, kaybettiğimi düşünmek, Dinlemek uçsuz bucaksız geceyi, —onsuz daha tenha kalan, Ve şiir… Çime düşen çiy gibi düşer cana. Ne çıkar sevdam onu tutamadıysa... Gece yıldızla dolu ve yanımda değil o... Hepsi bu... —
Pablo Neruda
Pablo Neruda
Reklam
"TUTUNMAK"
O gece saatlerce düşündüm, içinde bulunduğum duruma karşı savunmasız hissettim. Hem etrafım hemde kafamın içi o kadar kalabalıktı ki ne diyeceğimi, nereye doğru gideceğimi şaşırdım. Ne olmuştu, başıma ne gelmişti bilmeden direnmeye çabalıyordum. Anlattılar; uzun süre anlamaya çalıştım inanılmaz ağrılar, acılar içerisinde ben fazlasıyla mutlu, umutluydum. Her zaman böyle olmaz mı normal bir günde kaldıramayacağını düşündüğün şeyler başına geldiğinde nasıl da ayakta tutuyor, güçlü kılıyor seni... "Başa dönmek" diye bir tabir vardır ya hani ben koşar adımlarda ilerlemeye çalıştıkça birçok defa başa döndüm. Birçok defa "Bu sefer olucak" dediğim şeyler de olmadı hiçbir zaman pes etmedim her defasında yaslanacak bir dayanağım oldu buna rağmen o kadar emek, çaba, cefa hepsi bir hiç olarak kaldı elimde. Düşünüyorum da nasıl bu kadar soğuk kanlı davranabildim, nasıl bu kadar kendimi avutacak şeyler bulabildim bilemiyorum eskisiye nazaran iyiyim de eskisi kadar umutlu muyum sanmıyorum. 𝐦.𝐠
“Eyvah! Ne yer ne yâr kaldı Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı Ben gittim, o hâksâr kaldı Beyrut’ta bir mezar kaldı”
Abdülhak Hamit Tarhan
Abdülhak Hamit Tarhan
hâksâr: toprak içinde âh ü zâr: ağlama
Bazen konuşacak birini bazen birlikte susacak birini arıyorsun. O susuşta ne şifalar var.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.