Gözlerim ufak pencerede
Tahta masamda boş sürahi
Duvarda asılı resmin
Bana gel diye çağırıyor
Dışarda şiddetli bir rüzgar
Böyle gecelerde sen çok korkardın
Sarıldığımda sana güneşim derdin
Kuş yavrusu gibi içime sinerdin
Geceleri seni rüyalarıma çağırıyorum
Aynı yer aynı zamanda seni bekliyorum
İlk elini tuttuğum , gözlerine baktığım
İçimi saran hasretinle sana yalvarıyorum
Bu köhne kalbim bu çaresiz başım
Sen gittiğinden beri yemez içmez
Ne yemeğin tadı var
Ne sensiz içtiğim çayın
Gün doğarken penceremde sen yoksun
Güneş Işıklarını senin yattığın tarafa vuruyor
Hayalimde bir melek
Beni uyandırıyor kalbim seni çok özlüyor...
“Ben Tevrat’la büyüdüm, karım ku’an’la, en büyük oğlum ateist, en genci Scientologist, kızım ise Hinduizm öğreniyor. Sanıyorum, oturma odamda din savaşı yapılacak kadar boş yer var ama hepimiz “ yaşa ve yaşat”ı uyguluyoruz.
(The man from earth)
Hasreti denizlerin,
Denizler kadar derin.
Ve o kadar bucaksız.
Ta karşımda yapraksız
Kullanılmış bir takvim.
Üzerinde bir resim;
Azgın, sonsuz birdeniz.
Kaygısız, düşüncesiz,
(Şevval's version)
(Çok özendim o yüzden üşengeçlik bile yapmadım şsödmcmcöd)
~ben şevval(başka adım yok,annem engellemeseyiş babam adımı zeynep koyacakmış ama o kardeşime nasip oldu)
~gözlük derecemi anne ve babamdan miras aldım(ama onlar lazer olup kurtuldular)
~aşırı aşırı aşırı üşengecimdir,beni tanıyan birine sorsanız hakkımda
"17 oldum. Ama sensiz oldum. Her doğum günümde fark ettiğim bir gerçek var 3 senedir. Doğum günlerim artık güzel değil çünkü sen yoksun. 3 senedir doğum günlerimi de sevmiyorum, 1 nisanları da, yılbaşını da, 17 aralığı da... Hepsi senden bir iz barındırıyor ruhumda. Doğum günlerim seninle anlamlıydı. Her doğum günümde arardın. Ben yine