Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
2023 'ün ilk kitabı olarak seçtiğim İri Memeler ve Geniş Kalçalar ,Çin Edebiyatının Nobel Ödüllü yazarı Mo Yan dan.
Farklı ülke edebiyatlarına merakı olan ve uzun okumaları sevenlere hitap edecektir.
Tuğla hacminde ama şaşırtıcı bir sekilde hic durağanlasmadan ilerleyen ,konu ve karakter zengini bu hikayede 9 çocuklu bir ailenin yaşadıkları Çin Tarihi ve Devrimle değişen uzun bir zaman diliminde anlatılmış.
Yer yer büyülü gerçekçilik izleri de taşıyan kitap sanki dünyaya ve olanlara karşı insanoğlunun dayanma ve direnme gücünün yüksekliğini de gösteren bir nevi simge.
Annelik , evlat olma ,kardeşlik bağları, vatan sevgisi gibi değerlerin hem yüceltildiği hem mizahi ve açık sözlü bir sekilde eleştirildiği eseri iyice araştırarak almak ve okumak doğru olur diye düşünüyorum. Kolay bir okuma değil , kitabı seçeceklere benim kadar keyifle okumalarını dilerim.
Mo Yan uzun süredir okumak istediğim Nobel Edebiyat Ödüllü Çinli yazardı. Bu kitabı kişisel bir anlatı, Çin in 1969 yılından 2000li yılların başlarına kadar geçirdiği değişimi kendi hayatı üzerinden anlatıyor. Zaten yazar olup yurtdışında katıldığı bir resepsiyonda tanıştığı bir gazetecinin istediği üzerine yazdıklarindan oluşuyor.
Kitabı okurken bana Jaguar kitaptan çıkmış olan Yu Hua nin On Sözcükte Çin kitabını hatırlattı. On sözcükte Çin kitabı da Mao Sonrasından günümüze kadar On Sözcük üzerinden Çin in geçirdiği değişimi anlatıyor.
Fena kitap değil ama Mo Yan a başlamak için başlangıç kitabı da değil.
Bu arada yazarın gerçek adı Guan Moye iken "Mo Yan" Çince sakın konuşma anlamına gelen bir ifade ve yazar bu ifadeyi mahlas olarak kullanmakta
August Brill
Paul Auster yine muhteşem bir kitap ortaya çıkarmış.Herkesin beğenmediği ve karışık bulduğu bu kitaba ben bayıldım. Bitirdiğime de üzüldüm diyebilirim. Auster klasiği olarak; bir kitap da daha ne olabilir dedirtiyor insana.. Roman içinde roman,kurgu içinde kurgu, iç içe geçmiş mutsuz hayatlar, pişmanlıklar, distopik bir macera ve film eleştirmenliğine kadar dolu dolu bir roman…
Romanın kahramanı; August Brill, karısının ölümü, tek kızının eşinin bırakıp gitmesi ve torununun kocasının Irak’ta öldürülmesi üstüne bir de yaşadığı kazayla bacağını kaybetmesiyle hayattan kendini çekmiş , uyuyamayan torunuyla beraber yaşayıp odasında karanlıkta yaşadığı acı gerçeklerden kaçmak için kafasında sürekli hikayeler yazan 72 yaşında Pulitzer ödüllü kitap eleştirmeni.
Paul Auster’ın okuduğum 3. Romanı ve çok sevdiğim yazarlar arasında yerini aldı diğer kitaplarını da keyifle okuyacağım
2023 yılında okuduğum ilk kitap Ian McEwan’ın Kefaret isimli kitabı oldu.
Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm Tallis ailesi ve çevresindeki kişileri anlatıyor. İkinci bölüm 2.Dünya Savaşı dönemi, üçüncü bölüm ise kefaret kısmı.
Kitabın ilk bölümünü okurken biraz yavaş ilerledim fakat diğer bölümleri büyük bir merakla okudum. Özellikle final kısmı kitabın en vurucu noktasıydı.
Kefaret aynı zamanda sinemaya uyarlanmış bir kitap olma özelliği taşıyor. Hem kitap hem de film bol ödüllü. Kitap Times dergisi tarafından 2002 yılının en iyi romanı ilan edilmiş ve Booker ödülü aday listesine girmiş. Film ise Altın Küre, Bafta ve Oscar gibi prestijli ödüllere pek çok dalda aday gösterilmiş ve Bafta ve Altın Küre’de en iyi film ödülünü almış.
Biz zaten kördük.
Nobel ödüllü Portekizli yazar.
Her şey normal iken birden kör olduğunuzu hayal edin. Sebebini bilmediğiniz bir salgın.
Adını bile bilmediğiniz bir semtte geçiyor olay. Çok fazla kahraman yok ve kahramanların kafa karıştırıcı isimleri yok. Bu yönden rahat olabilirsiniz tonlarca Fransız isimli kahramanların isimlerini aklınızda tutmaya çalışmaktan kitabın ne anlatmaya çalıştığını unutup tekrar başa dönmenize hiç gerek kalmayacak.
Çevrenizde ki herkesin tek tek kör olduğunu ama sadece sizin gözlerinizin gördüğünü hayal edin. Çok korkutucu. Bazı yerlerde mideniz bulunabilir. Kesinlikle aç iken okumayı planlamayın yoksa iştahınız kesilebilir.
Okudukça kitabın sonunu merak edeceğiniz bi o kadar da bitmesini istemeyeceğiniz bir kitap bana da çok sevdiğim biri önermişti..
Nobel Edebiyat Ödüllü yazar André Gide ile tanışmam #terskarga önerisi ile okuduğum #darkapı kitabı ile olmuştu. Vakit geçmeden sıklıkla rastladığım " PASTORAL SENFONİ " kitabını da okumak istedim.
Evliliği eski heyecanını yitiren #protestan bir #papaz görme engelli #yetim bir kızı himayesine alır ve onun eğitimi ile yakından ilgilenir. Çocuklarını annelerinin ilgisine bırakan papazın bu yetim kıza ilgisi eşini rahatsız ederken kızın görme olasılığı belirir ve tedavi süreci başlar.
#Merhamet ve vicdanın yasak bir aşka evrilişi bir yana papazın oğlunun da kıza ilgisi ortaya çıkar ...
Mezhepler ve dinin gölgesinde , heyecan arayışının hüküm sürdüğü, vicdan azabının dem tuttuğu satırlar ile Alp'lerde Beethoven dinletisini hissetmek hoştu.
Günah ve aşk ikilemini düşündüren, görme duyusu ile birleşen #vicdan sürüncemesini zerk eden #kitap , zamansız beliren sevdalara ve ölüme dikkat çekiyor en çokta...
Bakıp büyüttüğün birine aşık olmakta tartışılabilir elbette ama kitap tam da bu noktada vicdan duygusunu öne çıkarıyor ...
Zamansız, mekansız ve kalabalıklar içerisindeki yalnızlıktan kurtulmak adına bir ışık olarak beliren çıkmaz bir sevdanın tınısı ...
Yazarın daha önce okuduğum
" Dar Kapı " kitabı ile bu kitabın benzerliği aşk ve Tanrı arasında kurulan bağdı. ..
Nobel Edebiyat Ödülü alan ilk kadın yazar Selma Lagerlöf'ün kaleminden çıkan, yine Nobel Edebiyat Ödüllü nefis bir kitap ile geldim bugün.
İsveç semalarına doğru yaban hayatın güzelliklerine kapı arayalacağınız, etkileyici bir dostluk hikayesi ile de sizi içine alıp sarıp sarmalayacak duygu yüklü bir hikaye #nilsveolağanüstümaceraları
Nils anne ve babasıyla bir çiftlikte yaşayan haylaz, yaramaz, bencil, sorumluluk almayan bir çocuktur. Annesi onun icin her gün "Umarım kalbi yumuşar ve iyi biri olur" diye sürekli dua eder.
Bu kötü tavrı sadece insanlara karşı değildi Nils'in, hayvanları da sevmez onlara da zarar verirdi. Ta ki bir gün bir orman bücürünün onu bir elfe dönüştürmesine kadardır bu davranışları. Nils neye uğradığını şaşırır. Bu büyüden kurtulmak için evcil bir kaz olan Martin ile yabani kazların peşine takılarak ülkenin bir ucundan bir ucuna olağanüstü bir yolculuğa atılır.
Bu büyülü yolculuk onun için bir ders niteliğindedir aslında. Nils sadece hayvanların gizemli dünyalarına tanık olmakla kalmaz, yaptığı kötü davranışlar tek tek yüzüne vurulur. Onun bambaşka bir insan olmasına adım adım şahit oluyoruz biz de okurken.
Doğa ve hayvan sevgisini en derinde hissedeceğiniz, aile ve dostluk bağlarının değerli olduğunu anlatan bu nefis Nobel Ödüllü hikayeyi okutun, okutun diyerek bırakıyorum buraya. Yarı yıl tatili de yaklaşmışken 10 yaş ve üzerine içtenlikle tavsiyemdir.
Nobel ödüllü yazar Herta Müller’den okuduğum ilk kitap bu olmamalıydı diye başlıyorum maalesef. Açıkçası bitirdiğimde ‘ne okudum ben şimdi?’ diye sormaktan alamadım kendimi.
İrene, kadın karakter ve üç erkek karakterden oluşuyor kitap. Detaylı betimlemelerle anlatılıyor hepsi ama bazı fazla detaylar beni çok etkilemiyor, aksine kitaptan itiyor. Kitap yapı olarak bana #elfriedejelinek ‘in #aşıkkadınlar ‘ını anımsattı ama tabi ondaki kadınların bir amacı vardı.
Değerli bir yazarın kaleme aldığı bir kitap için böyle şeyler yazmak istemezdim elbette ama ben okumaktan keyif almadım. Okumasam da olurmuş. Seçim sizin.
Bakış açını genişlet!
Öncelikle kitabın sayfalarını ilk karıştırmaya başladığımda bomboş sayfalar gördüm. Sonra bu sayfalarla nasıl ödüllü bir kitap olabileceğini sorguladım. Biraz daha ilerledikten sonra çizimler ilgimi çekti ve satın almaya karar verdim. Kitabı alıp bir yere okumak için oturduğumda daha dingin bir kafayla sayfaları incelemeye başladım. Karıştırdıkça da hayran kaldım. Bitirdiğimde ise gerçekten şoke olmuştum. Bu bomboş sayfaların aslında ne kadar dolu olduğunu anladım. Kitabı aldığıma hiç pişman olmadım ve "iyi ki almışım." diyorum. Kitaptaki ana hedef boş kalan sayfaları bizim hayal gücümüzle doldurabilmemiz ve aynı zamanda görünen arkasındaki görünmeyeni fark edebilmek. Bunu fark ettiğimde aklıma küçük prensteki "boa yılanı" geldi.
Anlatılan ana fikir ise farklı ve hata olarak görülen minik bir kızın bedeninin aslında yaşadığı ortama adapte olarak "normalin dışında" oluşudur. Kalıplarınızı kırmak ve farklı bir bakış açısı kazanmak istiyorsanız mutlaka alın derim. Özellikle okulöncesi dönemindeki bir çocukla kitabı hem okur hem de resimleri analiz ederseniz sihirli dünyalarından nasıl hayaller çıkacağına hayran kalabilirsiniz. Üzerine saatlerce sohbet edilecek tarzda bir kitap...
