Aşk ateşine odun da atmak gerekir. O da kendi odunluklarımız olmalı. Kibrimiz, gururumuz, eğilip bükülmeye korkan yanlarımız. Öncelikle onları yakmalıyız aşkın ateşinde.
-Evet, aşk ateşine odun da atmak gerekir. O da kendi odunluklarımız olmalı. Kibrimiz, gururumuz, eğilip bükülmeye korkan yanlarımızdır. Öncelikle onları yakmalıyız aşkın ateşinde.
- Evet, aşk ateşine odun da atmak gerekir. O da kendi odunluklarımız olmalı. Kibrimiz, gururumuz, eğilip bükülmeye korkan yanlarımızdır. Öncelikle onları yakmalıyız aşkın ateşinde. Pek çok âşık ateşe odunluklarını atmak yerine, su döküp söndürüyor yanlışılıkla.
Şairine aferin okuyup geçtim ikinci şiire. Ama hayret!.. İkincisi sufilerin hezeyanlarına benziyordu. İnsanları Kur'an'dan uzaklaştırıp başka yollar aramaya itecek bu tür safsatalara tahammül edemezdim. Öfkelendim. Kâğıdı tomarından çıkardım, avucumda buruşturup ırmağa attım. Üçüncü şiir gözüme daha da kötü göründü. Şairine, katibine, hatta kâğıdını hazırlayana lanetler okuyarak "Cehennem ateşinde yanasıcalar!" bedduasıyla onu da alevleri kabaran ateşe attım. Üçüncü şiir aşktan bahsediyordu:
"Aşk davasın kılan kişi
Hiç anma ya hırs u hevâ
Aşk evine girenlere
Ayrık ne meyl ü ne vefâ".
Tam onu da yırtıp suya atacaktım ki "aşk” kelimesiyle "din" kelimesini değiştirmek geldi aklıma. Baktım, bu şekliyle şair doğruyu söylemiş, ama ne hikmetse dinin adını aşk koymuştu. Onu tuttum. Sonraki şiiri beğenmedim, suya, bir sonrakini ateşe. Böyle böyle sayısız şiirler okudum. Kimini tuttum, kimini attım. Bu arada oltama kaç balık takılıp kurtuldu, ateşe kaç odun daha verdim hiç bilmedim. Kuşluk vaktinde oturmuştum, ikindi olmak üzereydi. Kalkıp aceleyle öğle namazını kıldım. -Allah beni affetsin- Bütün namaz boyunca zihnimde yine şu Yunus denen adamın şiirleri dolanıp durdu.
Aşk ateşine odun da atmak gerekir. O da kendi odunluklarımız olmalı. Kibrimiz, gururumuz, eğilip bükülmeye korkan yanlarımızdır. Öncelikle onları yakmalıyız aşkın ateşinde.