Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Gelenekten Geleceğe Anadolu İrfanı "Gelenekten Geleceğe Anadolu İrfanı" Yazar Mehmet Gözükara'nın, Ağustos 2022'de Gülnar Yayınları etiketiyle okurlarıyla buluşturduğu hikâye-derleme kitabıdır. Eser, üç yüz kırk dört sayfa hacmindedir. Hikâyelerde daha çok Elbistan, Elbistan köyleri, Afşin, Kahramanmaraş ve Aşşâ olarak
Gelenekten Geleceğe Anadolu İrfanı
Gelenekten Geleceğe Anadolu İrfanıMehmet Gözükara · Gülnar Yayınları · 20222 okunma
Reklam
__ Evet, tembelleşti insan, aşkın bile ayağına gelmesini bekler oldu. Birbirini tanımaya çalışmak yerine hayalindeki yarısını bekler oldu. __
__ Kütüphaneler dolusu aşk yazdılar,aşk çöplüğüne döndü kitaplıklar... ___
141 syf.
10/10 puan verdi
·
30 günde okudu
Her birinin bizlere hitap ettiğini düşündüğüm yazılarla dolu bir kitap...
Selamünaleyküm dostlar. Severek okuduğum Ayşegül Genç hocamızın "Metropol Bedevisi" kitabının incelemesini yapacağım. Beğeneceğinizi ve istifadeli olmasını ümit eder, iyi okumalar dilerim :) "Bana ne çok 'gel-git'ler var hayatında, diyorsun. Tut ki biraz Hacer'im, hayat denen çölde say ediyorum..." Ömrü say
Metropol Bedevisi
Metropol BedevisiAyşegül Genç · Erkam Yayınları · 201098 okunma
Aşk ateşine odun da atmak gerekir. O da kendi odunluklarımız olmalı. Kibrimiz, gururumuz, eğilip bükülmeye korkan yanlarımız. Öncelikle onları yakmalıyız aşkın ateşinde.
Reklam
Besle zihnini, yaşasın ebediyete, kat sonra bunu güzelliğine: sadece o yaşasın cenazenin en son odun ateşinde.
Sayfa 44 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Çölün ortasında bir yerde, ete kemiğe bürününce Leyla, reddetmiş elinin tersiyle masivayı. Ufkunun kölesi insan, aşkının değil son tahlilde....
Kütüphaneler dolusu aşk yazdılar,aşk çöplüğüne döndü kitaplıklar.........
-Evet, aşk ateşine odun da atmak gerekir. O da kendi odunluklarımız olmalı. Kibrimiz, gururumuz, eğilip bükülmeye korkan yanlarımızdır. Öncelikle onları yakmalıyız aşkın ateşinde.
Reklam
110 syf.
2/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
Bir Çaydanlığın Vasiyeti --- Ömer Harmankal
Aralık 2015'te Ömer Harmankal'ın yazdığı şiir kitabı 'Bir Çaydanlığın Vasiyeti' Parafiks Yayınevi'nden çıkarılmış. 2019 senesinde hayatını kaybeden yazar ve şair Küçük İskender'in genç yazarın yazdığı bu kitapla ilgili hem destek hem de tavsiye niteliğinde yazı yazmış. Genç şairin bu yolun başında daha yeni ve ham olduğunu vurgulamış mesela Küçük İskender. İlhan Berk'in seksenli yaşlarındayken "hâlâ şiir çalışıyorum" demesinden yola çıkarak, şiir yazmaya merak salan, bu yolda iyi okunabilir ve kaliteli bir yürek işçisi olmak için daha fazla çaba vermesi gerektiğine olan yazısı çok doğru. Kelimelerini ve dizelerini bir anlam bütünlüğü içinde kurup, okura hissettirilen emeğin önemine tüm kitapseverler katılır. Ve de kaleme damlayan yürek terinin daha çok damlaması gerektiğine okurlar da hem fikirdir. Sadece Ömer Harmankal için değil. Tüm şiir yazmaya niyetlenmiş yolun başında olan ozan adayları için bu öneriler değerli ve mantıklı. Son olarak kitaba gelecek olursam ben beğenmedim. Yazış tarzı ve isyankâr bir dil kullanması Küçük İskender ile benzetmeye çalıştığı yönleri bana ters etki yaptı. Şiirlerinde küfürlü, argolu ifadeler kullanması; aşk için bel altı ve uçkuruyu öne çıkaran benzetmeleri, edebiyatın 'edeb'ine uymamış.. Odun ateşinde fokurdayan çaydanlığın demli kokusu eşliğinde çay kokan şiirler okumayı umdum. Ama öyle olmadı. Kitabın benim için kalitesini düşüren tespitlerimi sizlerle de paylaşmak istedim.
Bir Çaydanlığın Vasiyeti
Bir Çaydanlığın VasiyetiÖmer Harmankal · Parafiks Yayınevi · 201511 okunma
- Evet, aşk ateşine odun da atmak gerekir. O da kendi odunluklarımız olmalı. Kibrimiz, gururumuz, eğilip bükülmeye korkan yanlarımızdır. Öncelikle onları yakmalıyız aşkın ateşinde. Pek çok âşık ateşe odunluklarını atmak yerine, su döküp söndürüyor yanlışılıkla.
Şairine aferin okuyup geçtim ikinci şiire. Ama hayret!.. İkincisi sufilerin hezeyanlarına benziyordu. İnsanları Kur'an'dan uzaklaştırıp başka yollar aramaya itecek bu tür safsatalara tahammül edemezdim. Öfkelendim. Kâğıdı tomarından çıkardım, avucumda buruşturup ırmağa attım. Üçüncü şiir gözüme daha da kötü göründü. Şairine, katibine, hatta kâğıdını hazırlayana lanetler okuyarak "Cehennem ateşinde yanasıcalar!" bedduasıyla onu da alevleri kabaran ateşe attım. Üçüncü şiir aşktan bahsediyordu: "Aşk davasın kılan kişi Hiç anma ya hırs u hevâ Aşk evine girenlere Ayrık ne meyl ü ne vefâ". Tam onu da yırtıp suya atacaktım ki "aşk” kelimesiyle "din" kelimesini değiştirmek geldi aklıma. Baktım, bu şekliyle şair doğruyu söylemiş, ama ne hikmetse dinin adını aşk koymuştu. Onu tuttum. Sonraki şiiri beğenmedim, suya, bir sonrakini ateşe. Böyle böyle sayısız şiirler okudum. Kimini tuttum, kimini attım. Bu arada oltama kaç balık takılıp kurtuldu, ateşe kaç odun daha verdim hiç bilmedim. Kuşluk vaktinde oturmuştum, ikindi olmak üzereydi. Kalkıp aceleyle öğle namazını kıldım. -Allah beni affetsin- Bütün namaz boyunca zihnimde yine şu Yunus denen adamın şiirleri dolanıp durdu.
Kütüphaneler dolusu aşk yazdılar,aşk çöplüğüne döndü kitaplıklar.
93 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.